Daha mini miniciktiler.
Önce Eylül yaktı yüreğimizi, sonra Leyla.
'Yürekler yangın yeri yine!'

***

Bugüne kadar onlarca Eylül'ün, onlarca Leyla'nın kadersizliğine tanık oldu bu topraklar.
Her 'yürek yangını' yaşandıktan sonra ne yaptık biz?
Birkaç gün ağlayıp yaşananları balık hafızamızın gerilerine atmadık mı?
Giyim üzerinden, yaşam tarzı üzerinden ahkam keserek sapık ruhluları cesaretlendirme aşamasına atlamadık mı hemen?
Yine öyle bir haldeyiz işte!
Hani aklımızca ahlaksız diye aşağıladığımız toplumları ittiğimiz kuyu var ya, onun dibindeyiz; ahlaksızlığın en dibini yaşıyoruz.
'Başımız önde, utanç içindeyiz!'

***

Yedi yaşındaki kızın rızasından bahsediliyor bu toplumda.
Bir kereden bir şey olmaz diyenler çıkıyor aramızdan.
Dokuz yaşındaki kız çocuğuna nikah kıymayı yakıştırıyoruz.
Yurtlardan yükselen çocuk feryatlarına kulaklarımızı tıkıyoruz.
Bu anlayışların 'yürekteki yangına dökülen benzin' olduğunu anlayamadık bir türlü!

***

Anlayışımız yanlıştı, yaklaşımımız yanlıştı, ya yargımız…
Akla hayale gelmeyecek indirimler verilmedi mi sapıklara?
Suçüstü yakalandığı halde 'yarım kalmış indirimi',
Tecavüzünü kameraya kaydedene 'eski sevgili indirimi',
Hamile bırakana 'zaten bakire değildi indirimi',
Üvey kızına ilişene 'kızın ruh hali bozulmamış indirimi',
Kendisine tecavüz ettiğini söylediği için kızını öldüren sapık babaya 'kamuoyunda mahcup edildi indirimi',
Astım krizinden bayılan sapığa 'isteseydi yapardı indirimi',
Tanımadığı birine saat soran eşini delik deşik eden sapığa 'eşi cilve yapmış indirimi' verildi bu memlekette.
Tecavüze uğrayan için; kot giymek, piercing takmak, doğum kontrol hapı taşımak 'kötü hal' sayıldı;
Takım elbise giymek sapıklar için 'iyi hal' kabul edildi bu memlekette.
Duyarsız kaldık, balık hafızalı olduk nedense;
Bir türlü anlayamadık, sapık zihniyetleri böyle böyle beslediğimizi.

***

Kendi insanımıza değer verir; onların sevgi, saygı, dayanışma, yardımlaşma, kardeşlik, edep ve ayıp gibi toplumsal değerlerle yetişmesini sağlar;
Sorunun ancak eğitimle çözülebileceğini anlayabilirsek eğer,
İçimizden yeni canavarların çıkmasını önleyebiliriz ancak.
Sadece okulla olmaz bu iş. Eğitim derken, örgün eğitimin yanında, halkın kendi kendini eğitmesinden bahsediyorum.
Toplumun ortak bir insani/evrensel ahlak anlayışı oluşturulmasından,
Ortak değerlerde ve ortak bir dilde buluşulmasından bahsediyorum.

***

Yasalarımızı çağdaşlaştırmadıkça,
Toplumu birey birey eğitmedikçe;
Duyarsızlıklardan, (lanet olası) anlayışlarımızdan vazgeçmedikçe;
Nice Eylül'e, nice Leyla'ya,
Daha çok ağlarız biz!