Beylikova, Mihalıççık ve Sivrihisar'ın birleştiği ve 5 köyü içine alan bölgede manyezit ve krom ocağı için alınan olumlu ÇED raporu birçok kesim tarafından tepkiyle karşılandı. Konuyla ilgili ES TV'ye konuk olan Süleymaniye Mahallesi Muhtarı Lütfü Bayraker çeşitli iddialarda bulunmuştu. İddilara karşı söz hakkı doğan ÇED Raporu Ruhsat Sahibi Abdülalim Karaçay, Gazeteci Arif Anbar'ın sunduğu Ekstra Gündem programına konuk oldu.
FAZLA FAZLA PARA ÖDÜYORUZ
Maden sahasında 187 bin ağaçtan fazlasının kesileceği yönündeki iddiaları yalanlayan Karaçay, '180 bin 225 tane ağaç, Orman Bölge Müdürlüğü tarafından zayıf olmasın diye tespiti yapılmış, verilmiş. 187 bin 225 tane ağaç kesilecek diye bir kaide yok. Mümkün değil. Orada iki tane saha var 4 maden var. Bunun için çok geniş değil. O ağaçlar kayıp olmasın diye Orman Bölge müdürlüğü tespit yapmış. Şimdi bu ormanın hepsini kullanmak mümkün değil. Bu kadar ağaç kesilmeyecek. Bir de ÇED ormanı bağlayamaz. ÇED her ne kadar izin verse de Orman Bölge Müdürlüğü izin vermez. Oradaki orman kaide değer bir orman değildir. Ormana bunun parasını veriyoruz. Bir dönüm yere verdiğimiz para Alpu Ovasından 5 dönüm arazi alabiliyoruz. Fazla fazla para veriyoruz. Bundan dolayı orman devletindir. Ormanın izni verilmeden bir ağaç kesmek mümkün değildir. Yasa dışı iş yapmayız zaten' diye konuştu.
DSİ OLUR VERDİ
Su kaynaklarının kurayacağı yönünde ortaya atılan iddialara da değinen Karaçay, 'Bu mümkün değildir. Bu yer altı sularının sahibi vardır. DSİ'dir. DSİ bakmış ve olurunu da verdi. Zarar vermeyecek şekilde çalışın dedi. Biz yanlış bir şey yatığımızda bize ceza gelecek bunu biliyoruz. 20 senedir ceza işleme tabi tutulmadık. Bir kazamız da olmadı. Kızılcaören bizim sahalarla bir ilgisi yok. Muhtarın söylediğine göre cevap veriyorum. Kızılcaören ve Süleymaniye'nin suları içilmez sudur. Bunu DSİ de söyledi. İnsan içtiği zaman dişleri simsiyah oluyor. Su kaybı mümkün değil, suyu koruyan kurumlar vardır' dedi.
BENİM SAHAM DEĞİL
Maden sahasını incelemeye giden vekillerin kendisiyle görüşmediğini ileri süren Karaçay, 'Bizimle görüşmediler, gizli tutmuşlar. Sizin haberlerinizde öğrendim. Dememişler ruhsat sahibine soralım diye. Benim çalışma yaptığım sahanın etrafında bu kadar saha varken neden beni seçtiler? Bunu garez var, talep var. Bu talep yerine gelmediği için beni tehdit yapma gayesiyle mahkemeyi etkilemek için mahkemede yargılanıyor. Yetmemiş milletvekilleri oraya kadar gelip bana haber vermemişler. Benim madem sahalarım dışında fotoğrafları çekilmiş. Benim maden sahammış gibi basına servis etmişler. O fotoğraflar benim maden sahamın değil' ifadelerini kullandı.
ECEVİT ZAMANINDA ALDIM
Kendisinin de vekillerle görüşmediğini kaydeden Karaçay, 'Milletvekilleriyle hiç görüşmedim muhtarla bir sefer görüştüm. Neden yapıyorsun diye sordum. Sen daha iyi biliyorsun dedi. Devlet bunu kendi etrafındaki adamlara veriyor dedi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Ben bu sahaları rahmetli Ecevit zamanında aldım. Muhtar demişti ki maden sahalarımın yerleşim yerine yakın olduğunu söylemişti. Eğer benim saham bu kadar yakınsa ben bu işten vazgeçeceğim. Bu iş bilinçli olarak yapılıyor. Süleymaniye Mahallesi benim ruhsatların dışında' diye konuştu.
MADEN OLMAZSA OLMAZ
Programda son sözlerini söyleyen Karaçay, şöyle konuştu: 'Maden olmasa biz olamayız. Uçak nikelle yapılıyor. Top, tank yine aynı. Eğer maden olmazsa bizim arabamız da olmaz. Araba olunca tamam. Ben devlete ve millete hizmet yapıyorum. Şuanda Beylikova'da 25 kişi bende çalışıyor. Bir tanesi de Süleymaniye mahallesinden beni sorun soruşturun. Ben vergimi nasıl veriyorum. Ben ilçelerde birinciyim. Mahalle muhtarı kendi menfaati doğrultusunda bu şikayette bulunmuş. Çevreyle ilgili hiçbir eksiklik yok. ÇED ilanı yapılmadığı söylendi. Bu doğru değildir, yapıldı. Kanuni vacipleri neyse yapıldı. Telefonla da haber verildi. İncelemeye de alınabilir. Suç duyurusunda bulunduk.' ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim