RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ

Daha önce Bahçelievler Mahallesinde bulunan Kumluk Sokağı kapatarak, çocuklar ve yetişkinler ile birlikte oyun oynadıklarını anlatan Eryılmaz, 'Amacımız çocuklara hak kavramını öğretmek ve sokağı herkesin kullanabileceği eşit mekanlar haline getirmek' dedi.

Oyunbaz Kentler projesi nasıl ortaya çıktı?
Başlangıç feyzi şu: Bizim Sakin Okul Derneği bünyesinde Haksızlık Savarcılar Atölyemiz var. 10'a yakın atölyemizden biri Haksızlık Savarcılar Atölyesi. Atölyenin yürütücüsü benim. 3 yıldan beri devam eden bir atölye. Dokuz arkadaşız. İçimizde dört beş arkadaş üç yıldır devam ediyor. Amacımız çocuklara o hak kavramını öğretmek. Yaşadığı yerden, mekandan sorumlu olduğunu, diğer insanlarla aynı şekilde o sorumluluk duygusu ile paylaşım ve dayanışma içerisinde yaşamasının önemi üzerine böyle farkındalık yaratmak. Haksızlık Savarcılar Atölyesinde geçen sene kent ütopyaları yaratmıştık. Bunlardan biri de oyun fonuydu. Hatta Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'a da sunmuştuk. Bu çalıştay oyun fonu ütopik projeden ortaya çıktı. Oyun fonu bir müteahhit ya da bir mimar bina yaptığında binada çocuklar için bir yaşam alanı kurgulamamışsa mimar o binanın maliyetinin binde beşi kadar ceza ödüyor. O ceza da oyun fonuna aktarılıyor. Oyun fonunun meclisi de çocuk meclisine ait.

ÖNCE DÜŞLERİZ SONRA YAPARIZ
Daha sonra çocuklar şunu sordu: 'Bu ütopya ise biz neden yapıyoruz gerçekleşmeyecekse?' Birincisi hayat böyle gelişir, ütopyalarla. İnsanlar önce düşler sonra bunlar gerçekleşir. Da Vinci o uçan makineleri yapmasaydı sanırım biz şu an uçaklarda gezemiyor olurduk. Bir ikincisi de şöyle düşündüm: Mimarlardan ya da müteahhitlerden böyle bir şeyin alınması kanunen zor olabilir ama Tepebaşı Belediyesi diyebilir ki, 'Biz çocuk dostu bir belediye olacağız ve bütçemizin bir kısmını oyun fonuna aktaracağız ve oyun fonu da sadece çocuk meclisinde kullanılacak bir şeye dönüşecek.' O zaman ne yaparsınız diye sorduğumda çocuklara, çocuklar için temalı parklar ihtiyacı ortaya çıktı. O parkları yapacağız. Mayıs ayında başlayacağız ve bir parkı ekolojik parka dönüştüreceğiz. Bu onların fikirlerinden biriydi.



SOKAKLARI ARABALAR KULLANIYOR
Diğeri de sokakların sürekli trafiğe açık olması ve sokağın kullanım hakkına dair arabaların çok üstün olması. Daha sonra kentin araba ve hız üzerine kurgulanması ile ilgili şikayetleri vardı. Biz de Ekim ayında oyun hakkının felsefi, psikolojik, sosyolojik ve mekansal temellendirmesini yaptık. Orada sorular üzerinden ilerledik. Bir soru başka soruya kapı araladı ve bu şekilde ilerledik. Temel derdimiz şu: Oyunun hayatımızın neden bu kadar dışında olduğu. Çalışmanın neden bu kadar idealleştirildiği, oyunun neden boş iş olarak görüldüğü. Bunların sonucunda şöyle bir şey çıktı: Oyunun boş iş olarak algılanması ve çalışmanın idealleştirilmesi kendi yaşam tarzlarımıza, okullarımıza, sokaklarımıza yansıdığı ve asık suratlı mat kentlerin ortaya çıktığı. Halbuki oyunun bir ihtiyaç olduğu algısı üzerinden yaşamlarımızı, kentlerimizi, sokaklarımızı yeniden dönüştürmemiz gerektiği, oyuna alan açan, oyunu besleyen oyunbaz kentler gibi bir fikir ortaya çıktı ve bunu bir çalıştaya dönüştürdük. Sokakta var olmak, sokakta yaşamak başka bir tat. Sokağa çıkmama, içe kapanma, onları tanımadığın için de insanlara karşı şüpheyi daha da artırmaya sebep oluyor Onlar üzerine de yoğunlaştık.

SOKAKLARI DÖNÜŞTÜRECEĞİZ
Bundan sonra ki hedefimiz, 'Oyunbaz Kentler' ya da 'Oyun Hakkı Sanal Platformu' oluşturup sokakları belli zamanlarda ve saatlerde trafiğe kapatarak sokağı oyun, macera, eğlence, spor alanına dönüştürmek. İlkini Bahçelievler Mahallesindeki Kumluk sokakta yaptık. Bu sene yaşayan sokak iki yapacağız orayı ve dönüştüreceğiz. Havaların ısınması ile Mayıs ayında Batıkent'te de yapacağız. 27 Mayıs'ta tüm gün trafiğe kapatıp o sokakta şenlik yapacağız.

Bu sokak dönüşümünü nasıl yapacaksınız?
Fiziki dönüşümle başlıyoruz. Bizim sanat ekibimiz var. Bu seneki sokağın teması bisiklet. Bisiklet üzerinden grafite çalışmaları yapılacak. İlginç şeyler de olacak. Van Gogh'u bisiklete binerken gösterecekler. Amacımız birkaç yıl içinde bu platform üzerinden insanları örgütleyip, bizim dışımızda da kendi sokaklarını kapatıp sokak üzerinde kullanma haklarını ve hatta bunu aynı anda 25 – 30 sokakta geleneksel hale getirip yapmak.

Sadece Tepebaşı bölgesinde mi olacak bu çalışmalar?
Şu an için öyle ama daha sonra tüm Eskişehir'de düşünüyoruz. Yaşayan sokak var. Ama kalıcı sokakları senede bir tane yapıyoruz. Bu sokak kapatmaları dönüştürmemize gerek kalmadan herhangi bir sokağa gireceğiz ve trafiğe kapatılıp oyun alanına dönüştürülecek. Batıkent'ten talep geldi. Gelmeseydi Bağlar, Şirintepe, Yeşiltepe gibi yerleri düşünüyorduk. Sokağı önceden belirleyip o sokak sakinleriyle toplanıp görüşüyoruz. Ve şenlik yapıyoruz. Amaç sokağa çekmek insanları. Ve bizim dışımızda da insanların bunu devam ettirmesi.

ÇOCUKLAR OYUN OYNAMAK İSTİYOR

'SOKAKTA ÖZGÜRÜZ'

Yağmur Bektan: Maalesef günümüz sisteminde sınavlara çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Okul dışında başka bir hayatımız yok gibi bir şey. Bu proje hem oyun oynamamız sağlıyor hem de başka insanların da oyun oynamasını sağlamamızı sağlıyor. 13 yaşındayım ve hiç dışarı çıkıp oyun oynamadım. Bu proje oyun oynamamı sağladı.

Selin Sungar: Bu grup bana çok şey katıyor, eğleniyorum. Faydalı şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Oyunlar tasarlıyoruz. Sokakta herkes istediği gibi sek sek oynuyor, ip atlıyor. Herkes özgür. Örneğin babam hem işitme engelliler hem de görme engelliler için bir oyun tasarlamıştı. Onların öğrencileri de gelmişti. Oynamıştık. Böylece onları da anlayabildik.

Necdet Mert Kasap: Sokaklarda bizlerin oyun oynayabileceği alanlar yok. Ve bu oyun oynamama algısını kırmaya çalıştık. Bunun üzerine de bir kitapçık hazırlayıp, kitapçıkta sorular üzerinden gittik. Çok da eğlendik bu projeyi yaparken. Ben lojmanda oturduğum için oyun onmadım. Ama birçok arkadaşım hiç oynamamıştı. Onlar için de çok faydalı oldu.

Ada Kalkan: Biz oyun hakkı ile ilgili çocukların, büyüklerin sokağı tanıması ve sokakta oyun oynaması, insanlarla iç içe olması için bir şeyler yapmak istedik. Sokakları kapattık. Oyunlar oynadık, aktiveler yapık. Büyükler de küçükler de oyun oynadı. Eğitim sistemi çocuklar üzerinde baskı yapıyor ve oyun oynamayı boş işmiş gibi görüyor. Bizim bu algıyı yıkmamız lazım.



Defne Sungar: Oyunun hayatımızdan uzaklaştırıldığını görüyoruz. Herkesin oyun oynaması gerekirken çocukların bile oyun oynamadığını fark ettik. Kent hız üzerine tasarlanmış. Her şey arabalar için dizayn edilmiş. Bizim için mekanlar yok. Sadece alışveriş merkezleri var. Orada da oyun oynayamıyoruz. Sokaklar bizim evlerimizim oturma salonudur geçip gittiğimiz bir hol değildir.

Nisan Özcan: Biz oyun hakkımızı kullanamıyoruz. Bu çocuklar için de yetişkinler için de geçerli. Öyle bir algı var ki çocuklar oyun oynar ama belli bir yaşa kadar oynar. Oyun boş iştir ders çalışmamız gerekiyormuş gibi düşünülür. Dersler, iş kutsallaştırılmış. Sokak oyun alanı haline getirilmeli. İnsanlar sokağa çıkmalı.

Ege Eryılmaz: Eğitim sistemi bizi sıkıştırıyor ve kıyma haline getiriyor. Biz de bu kıymaları insan haline getirip özgürlüğüne kavuşturmak istiyoruz. Artık oyunun sadece bilgisayar üzerinden oynanmadığını öğrendim. Hayal gücümü geliştirdi. Oyun oynadığımdan beri derslerimde daha başarılıyım. Oyun boş iş değil. Bağlar'da yaşıyoruz biz. Orada oyun oynamak nerede imkansız.

Başar Batmaz: Bu projede yaşlı genç çocuk herkes oyun oynadık. Yorucu okul ortamından uzaklaştık. Kaldırımların daha işlevli olmasını istiyoruz. Kaldırımları dar yapıyorlar. Arabalar park ediyor kaldırımlara ve insanlar yoldan yürümek zorunda kalıyorlar. Bu çok saçma. Bizim amacımız kentleri oyunbaz kentler haline getirmek.
Editör: TE Bilisim