Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer, Vaziyet programında Ali Baş ve Arif Anbar'ın sorularını yanıtladı.
DEMOKRATİK HAKKIMIZ
15 Temmuz darbe girişiminin ardından CHP'nin Kasım ayında yayınladığı bildiri nedeniyle açılan davadan bahseden Gaye Usluer, 'CHP olarak biz o anayasaya göre o dönemde ki anayasaya göre ana muhalefet olarak görevimizi yerine getirmemiz gerekiyordu bugün 17 yılını doldurmuş olan AKP iktidarları döneminde FETÖ'nün güçlendiğini ve devletin birçok organını işte Türk silahları devletleri olsun, emniyet olsun, adalet olsun, aklınıza gelebilecek üniversiteler olsun ve siyasetin kendisinin içinde bu yapının örgütlendiğini biliyorduk, dile getiriyorduk CHP bu konuda 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de defalarca Meclis'te Meclis dışında uyarıları olmuştu. Böyle bir şey olmaz, böyle bir cemaat olmaz, devletin tüm organlarına yerleşemez. Adalet yapısının nasıl değiştiğini hatırlayalım. Balyoz Ergenekon sürecini hatırlayalım ve 6 Kasım'da CHP olarak olağanüstü bir toplantıya çağırıldık hatta aynı dönemde Cumhuriyet Gazetesi yazarları tutuklanmışlardı başlangıcıydı. Bu arada çokça milletvekili ceza evindeydi ve biz o parti meclisinde bir bildirge hazırladık. İktidarda olan bir parti var ama iktidarda olmayan ve temsiliyet kazanmış partilerin görevi de iktidar gücünü denetlemektir. Zaten bu denetleme olmazsa buna demokrasi diyemeyiz. Veya orada demokrasinin varlığından söz edemeyiz. Biz demokratik hakkımızı kullandık, aynı zamanda görevimizi yaptık 6 Kasım tarihinde bir bildirge yayınladık. Bu bildirgede bir anda hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de Adalet ve Kalkınma Partisi'ni o güne kadar bizim söylenmelerimize kulak asmamaları ve 15 Temmuz darbe girişimine giden yolların taşlarının nasıl döşendiği. Bundan sonra böyle bir şeyin yaşanmaması için nelerin yapılmasını gerektiğine dair hem bir kamuoyu paylaşımı hem de iktidar partisi için niteliğindeki bir bildirge geldi. Hemen, sanıyorum 2 ay içerisinde bir suç duyurusunda bulunuldu bildirge ile ilgili. O dönem biz milletvekiliydik ama milletvekili olmayan parti meclis üyeleri için cumhuriyet savcıları soruşturma başlattı. Ve gidip ifade verdi arkadaşlarımız. O dönem milletvekili olan kişiler için 2018 seçimlerine giderken yani Nisan 2018 tarihinde de dava açılmış. Tabi ki biz o sırada hala milletvekili olduğumuz için ve 24 Haziran'da milletvekilliğimiz sonuçlandığı için bizlere dava açılabilmesi için Adalet Bakanlığından izin çıkması gerekiyor. Süreç bu nedenle uzayan bir süreç. Tabi ki burada ortak hazırlanmış bildirge var. Ortak kanatın paylaşılması var, eğer bu bir suçsa, ki değil ortak işlenmiş bir suçtan bahsediyorum. Fakat tekil tekil davalar açılmış. Her birimiz tek tek sayın cumhurbaşkanı hakaret etmişiz gibi' ifadelerini kullandı.
SUÇLAYICI BEYAN YOK
'Cumhurbaşkanına dönük bir suçlama var mı?' sorusunu yanıtlayan Usluer, 'Bildirinin hiçbir yerinde sayın cumhurbaşkanının adı geçmiyor. Ama usule baktığımızda bu tür ortak bildiriler ortak beyanlar ile ilgili suçlamalar yapıldığında yargı yolu açıldığında hukukçuların ortak görüşü hukukun değerlendirme biçimi şu ki; tek tek cümle ne dediği o bildirgenin ya da o sunulan bütününün ne amaç taşıdığı bütünün ne anlam taşıdığı. Dolasıyla hangi cümlede hangi kelimede neyin söylendiği ya da neyin söylenmediği üzerinden değil o bildirgenin hangi amaçla kaleme alındığı ve ana fikir olarak neyin söylendiğine bakılıyor. Dolasıyla bildirgenin tamamı ve oluşturma amacına baktığımızda hiçbir şahsı, hiçbir kurumu suçlayıcı bir beyan değildir ama tabi ki o süreci hazırlayan tüm nedenler, aslında o süreci hazırlayan nedenlerin sonucu olduğuna dair bir komu oyu paylaşımından bahsediyoruz' diye konuştu.
GÜCÜNE İNANIYORUM
Eskişehir'deki delege seçimlerinden bahseden Usluer, 'Aslında son söz delegenin diye bir şey var. Kim ne kadar karışırsa karışsın CHP üyesi, CHP delegesi üzerinde hangi baskı olursa olsun son sözü doğru bildiği yerden söyler. Dolasıyla ben delege gücüne inanıyorum, bir yandan da bu süreç demokratik bir süreç. Şimdi bakın belediye başkanları genel bir merkez düzeyindeki bende parti meclisi üyesiyim. Genel merkez düzeyinde belirleniyor. İşte milletvekilleri delege üye diyor ki; ön seçim yapalım, milletvekilleri genel merkez düzeyinde belirleniyor. Bu süreçte delege seçimlerin yönetimlerin süreçlerin çok kıymetli ve demokratik süreçler olarak görüyorum. İstiyorum ki delege doya doya demokratik hakkını kullansın sonunda da üye de delege de bakın biz imzamızı sonuçta attık diyecek gücü gösterecekler ben buna inanıyorum' dedi.
KAVGA ETMEYİN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortak bir adayla kongreye gidilmesi gerektiği ifadesi hakkında konuşan Usluer, 'Aslında orda öyle bir şey yok. Sayın genel başkan ve sayın örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcımız her ikisiyle birebir görüştüğümde bu mesajı aldım. Bazen kongre süreçlerinde o rakip süreçlerinde çok sancılı çok kavgalı adeta hani rekabet var ama aynı parti içinde değil de farklı partiler içinde gerçekleşiyor. Ve sonuçta bir taraf kazanıyor, kazanmayan taraf kenara çekiliyor. O onu dışlıyor sonra ki süreçlerde olumsuz yansıyor. Bir sonraki seçime olumsuz yansıyor bir grup çalışmıyor öbür grup bana ne diyor falan. Orada sayın genel başkanının söylemek istediği delegelerin üyelerimizin bu mesajı almalarını isterim. Arkadaşlar süreci kavgalı götürmeyin. Türkiye yeni bir dönemden geçiyor 31 Mart seçimleriyle 23 Haziran seçimleriyle biz bunu ispatladık biz iktidara talip bir partiyiz enerjimizi içe yönelik değil enerjimizi dışa yönelik tasarruflu kullanacağız onun için ittifaklar demokratik güçlerin demokrasiye inanan güçlerin birleşme süreci dolayısıyla birden fazla aday olduğunda mümkünse uzlaşın yani kavga etmeyin. Bu nasıl olur 5 aday olur, 5 aday kavga çıkarmayacak şekilde kendi aralarında giriş bölümü yapabilirler veya 5 adaylık kongreye gidebilir miyiz? Gitmeliyiz. Şöyle bir zorlamadan bahsedilmiyor tabi ki böyle bir zorlamanın zaten hayata geçmesi de mümkün olmaz' ifadelerini kullandı.
YIPRATMA HAKKI YOK
'Biz AK Parti değiliz' diyen Usluer, 'AKP değiliz CHP üyesi CHP delegesi bu demokratik süreci olabildiğince önemli mahalle delegeliği şu anda heyecanlılar. Tamam, mesela Tepebaşı tek liste ama Tepebaşı'nda birden fazla ilçe başkan adayı olduğunu biliyoruz. Hem Atilay Bey şu anda mevcut ilçe başkanı aday görünüyor. Hem Yalçın Komşu eski Beylikova Belediye Başkan adayı olmuştu ikisi de aday. İki aday olmasına rağmen delege seçimlerinin tek listeyle olması mesela başlangıçta bir olumluluk diye düşünüyorum ben. Ama tabi ki sürtüşmeler olmuş mudur? Mukavemet konulan bazı kişilerin isimleri çıkarılmış mıdır? Kim haklıdır haksızdır o ince bir şey illa da olmuştur. Daha bu geçtiğimiz iki günde de olmadığını düşünmüyorum. Mutlaka olmuştur. Ama şöyle olacaktır bu süreçte kimsenin partiyi yıpratma hakkı yok. Konuşmamamız görmediğimiz anlamına gelmez konuşmamak bilmediğimiz anlamına gelmez. Şu süreçte hepimiz delege sözünü söyleyecek zaten. Çevre timini oluştururken söyleyecek. Haklı olduğunu düşündüğü başarılı olduğu olacağını düşündüğü kişiye yönetime oy verecek delege. Ve bu bununda önüne kimsenin geçemeyeceğini düşünüyorum ben' dedi.
ÖRGÜTSÜZ PARTİ OLMAZ
Ulsuer, konuşmasına şu sözlerle devam etti: 'Gaye uslu: şimdi şöyle Sayın Hocam Yılmaz Büyükerşen ombudsmanlık dışında karışmıyor biliyorsunuz. Yani delege seçimiymiş işte yönetim yani öyle bir parti örgütlerine karışma gibi bir durumu yok. Sayın Kazım Kurt örgütten geliyor. Hayatı Cumhuriyet Halk Partisi'nin örgütleriyle geçmiş her kademe de görev yapmış yani ilçeyi de biliyor, ili de biliyor. Nasıl olduğunu biliyor mahalleyi de biliyor. Tepebaşı belediye başkanımız da örgütten gelmiyor ama o da karışmak istiyor. Ama tabi ikisinin de farklı farklı özellikleri var bence yıkıp dökmemek lazım. Ve örgütün gücüne inanarak bir kere bizim hepimizin Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüzüğüne inanmamız gerekiyor, Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüzüğünün aynı Türkiye Cumhuriyetinin anayasası kadar değerli olduğunu partinin kurallarını içerdiğini ve kuralsızlığa karşı oluşturulduğunu bir kere kabul etmemiz lazım birincisi bu. Tüzüğümüzü önemseyeceğiz. İkincisi elbette ki Eskişehir'de çok şanslıyız Büyükşehir'de Sayın Yılmaz Büyükerşen gibi bir başkanımız var. Artı Odunpazarı Belediye Başkanımız, Tepebaşı'ndaki değerli arkadaşlarımızda güçlüyüz ama örgütsüz güç olmaz. Nasıl ki partisiz belediye başkan adayı olmuyorsa örgütsüz partide olmaz. Dolayısıyla örgütlerimizi örgütlerde görev yapan arkadaşlarımızı örgütlerde görev yapacak arkadaşlarımızı mahalle delegeli aşamasından başlayarak tüm üyelerimizi önemsemek zorundayız eğer biz seçim kazanıyorsak tek başına hiç kimse seçim kazanamaz.'
BİRİNCİ GÖREV
Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir ziyaretinde CHP İl Başkanlığını ziyaret etmemesi hakkında konuşan Usluer, 'Bence orada örgütlerinde durumdan rahatsız oluyorlarsa örgütlerin örgüt gücünü göstermeleri gerekiyor diye düşünüyorum. Elbette belediyeler çok önemli tabi ki genel başkanımız geldiğinde belediyeleri ziyaret edecektir etmelidir de ama mutlaka il örgütünün il başkanlığının zaman zaman ilçe örgütlerinin ziyaretinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Eğer burada bir eksiklik varsa burada ki eksikliği belediyelere ilişkilendirmekten ziyade genel merkezin tavrının böyle olmamasının gerektiğini düşünüyorum. İlin ziyaret edilmesi ilçelerin ziyaret edilmesi insanların ne koşulda yaşadıklarını ne koşullarda hizmet vermeye seçim kazanmaya çalıştıklarının görülmesi lazım. Bu konuda bence yeni yönetimlere çok büyük görev düşüyor yeni genel yönetimlerin 10 yıldır partinin içindeyim gerçekten Sayın Genel Başkanı il binasına getirebilen bir il başkanımız olmadı. Yeni seçilecek il başkanının birinci görevi bu olsun bence' ifadelerini kullandı.
KARŞILIĞINI GÖRÜYORUM
İl Başkanlığında isminin geçmesini değerlendiren Usluer, 'Şöyle tabi gazetelerde okuyorum onun yanında hastaneye çok fazla gelen üyeler var delegeler var telefon açanlar var bunların bir kısmı meraktan bir kısmı olsun diye bunları da ayırt edebiliyorum. Aslında ben kendi adıma böyle bir teklif almadım onun için bu konuda konuşmamın doğru olmadığını düşünüyorum ama genel olarak kendimle ilgili şöyle de bir güzel kısmı var. 10 yıldır partinin içindeyim ilk üye olduğumda bu hocada nereden çıktı biz şu kadar yıldır ki haklılar bir emek var ama ben bu süre. İçinde partili olabildiğime örgütte tüm kanatlar için aslında bir denge unsuru olarak görüldüğünü ve işte bir çözüm için partinin yükselişi için bir test açısından böyle bir teveccüh olduğunu görüyorum. Herkes için bir emanet tabi ki ve herkes bu emaneti aldığında en iyisini yapmak için geçmiş çokça işte Sayın Armağan Gölet'le başladım ben bu güne kadar hepsinin de partiye çok emekleri olduğunu çok gönül verdiklerini hepsini biliyorum benden çok daha eskiden partiden emek veren arkadaşlar bunlar. Ama şu anda partide öyle bir esinti oluşturabilmek iz bırakabilmek 3 buçuk yıllık milletvekilliği var. 8-9 yıldır parti meclisi üyesiyim. Orada bir Türkiye çerçevesinden ama mesela kendi şehrimde üye bazında delege bazında böyle bir karşılık kadınların gençlerin erkeklerin sosyal medyadan özelden teveccühleri benim için gerçekten çok değerli. Diyorum ki demek ki bir miktar iyi bir şey yapmışım. Bunu söylerken hem heyecanlanıyorum hem biraz hoşuma gidiyor ama memnun oluyorum diyorum ki çok eleştirdiler beni ses çıkarmadım yumruğumu masaya vurmadım hala ses çıkarmıyorum. Ses çıkarmadığımda bu görmediğim bilmediğim ya da ses çıkaramadığım anlamına gelmiyor ama düzeltme yöntemim ses çıkararak masaya vurarak değil yaşamın hiçbir yerinde kırıp dökerek değil sakin. Dolayısıyla onunda bir karşılığının olduğunu ilçelere gittiğimde de görüyorum. Sokak da yürürken yürüyemiyorum çocuklarım geldiğinde dediler ki senin milletvekilliği sürecin bitti ama sen hala sokak da yürüyemiyorsun. Hastane koridorlarında hastalar önümü kesiyorlar hastane kapısından girdiğimde hastalar ama Eskişehir'in yaşayanları siyasetçi kimliğimle hekim kimliğimle değil. Mesela bir hastamın şuuru kapalıydı geldiğinde tüberküloz tanısı aldı baya da ağır neyse bir süreç iyileşti gözünü açtığında Gaye Hanım dedi. Bu benim için çok heyecan verici bir şeydi karısı dedi ki sizi televizyonda izlerdi sonra ağlamaya başladılar mesela bunlar benim için şu süreçte çok değerli. Çünkü ne yaptığımı neyi yapabildiğimi gördüğüm için heyecanlanıyorum dolayısıyla buda güzel bir şey hayatımda siyasette şunu yapmam veya şunu mutlaka yapacağım gibi bir şey yok. Her şeyi yapabiliriz hiçbir şeyi yapamayabiliriz' ifadelerini kullandı. HM
Editör: TE Bilisim