BULUNMAZ NİMET
Sürece değinen Büyükerşen, 'Benim hocalığım döneminde dikkatimi çeken husus bu iki şehrin milletvekillerinin hükümetteki ağırlıklarının rol oynadığı yarışma. Bursa gibi Allah'ın bir kente turistik açıdan verebileceği bütün imkanların verildiği yerin, turizm imkanlarının yavaş yavaş yok edilerek onun yerini alan sanayileşmeye doğru itilmesindeki yanlış, çarpık düşünce ve siyasi tercihlerdir. Hala söylerim Bursa'yı biliyorsunuz, bir kere Osmanlı başkenti. Dağları var. Denizleri var. Gölleri var. Kaplıcaları var. Ovaları var. Akarsuları var. Böyle bir yer turizm için bulunmaz bir nimetken şimdi baktığımız Bursa, o günlerdeki büyük ihmalin ya da Eskişehir'le arasındaki anlamsız yarışmanın sonucu olarak ne hale geldi. O gün ki düşüncelerimi söyleyeyim, tabi bugün değişti bu düşüncelerim. Ben isterdim ki Eskişehir sanayi şehri olsun, konumu itibariyle. Sanayi gelişme süreci içerisinde yüksek teknolojileri uygulayan bir sanayi kuruluşu haline gelsin. Bursa'da göz bebeği bir turizm kenti olarak devam etsin. Ama ne yazık ki yaşadığımız siyasi süreçler bu sonucu doğurdu' ifadelerini kullandı.
ZEHİRLİ LİSTESİNDE
Eskişehir'deki dönüşüme ilişkin konuşan Başkan Büyükerşen, '2000'li yılların başında Eskişehir yazın tozundan, kışında çamurundan kurtulunmayan, Allah'ın verdiği Porsuk'un etrafı sazlık, şehrin içinden geçen yerleri de dahil, üstelik basma fabrikası basma boyar yaptığı apreyi Porsuk'a atar. Bir gün mavi, bir gün kırmızı, bir gün sarı akar Porsuk. Bazı günlerde ebrulu akar birkaç renk bir arada. İçinde sivrisineğin bile barınamayacağı şehrin bütün evsel atıklarının, sanayi atıklarının da deşarj edilmek üzere Porsuk'a verildiği bir akarsuyun ortasından geçtiği bir şehir tasavvur edin. Dünya'nın en zehirli akarsuları listesinde de yer alıyordu. Halbuki ortaokul çağlarımda yüzmeyi Porsuk'ta öğrenmiştim' diyerek şehirdeki değişime dikkat çekti. HM
Editör: TE Bilisim
