KÜTAHYA KİRLETİYOR
Eskişehir'in önümüzdeki aylarda içme kullanma suyu sıkıntısı çekme tehlikesinin her geçen gün daha da arttığını söyleyen Büyükerşen, 'Eskişehir'de nüfus artıyor. Dolayısıyla su tüketimi ve su ihtiyacı çok arttı. Porsuk'u ıslah ettik ama son yıllarda talihsizlik daha da arttı. Kütahya'nın Güney Batısından doğuyor biliyorsunuz Porsuk. Temiz olarak geliyor, Kütahya temiz suyu kullanıyor. Sonra kirletiyor. Porsuk Barajı'nda da Eskişehir'in en büyük yegane su kaynağı olarak arıtmak için dünyanın masrafını yapıyordu tesislerde Eskişehirliler. Onu eninde sonunda düzelttik. Fakat şimdi Kütahya sanayinin kirlettiğinden ciddi olarak endişeliyiz. Onun da belgelerini yakında vereceğiz kirletmeye devam ederlerse' ifadelerini kullandı.
POLATLI UMURSAMIYOR
Baraj suyunun Polatlı'ya verilmesine tepki gösteren Büyükerşen, 'Bir de şimdi Polatlı çıktı. Polatlı'nın hikayesi de sulama. Hububattan çok yeşil yapraklı sebze ekimine merak saldılar. Yeşil yapraklı sebzeler ise çok su gerektiriyor. Vahşi sulama yapıyorlar. Polatlı hiç umursamıyor, 'Madem ki Porsuk var, Porsuk'un suyunu kullanırım' diyor' diye konuştu. DSİ'yle yapılan anlaşmaya değinen Büyükerşen, 'DSİ Bölge Müdürlüğü yönetiminde olan 'Porsuk Baraj Gölü Sularının Kullanım Hakları' konusunda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile DSİ arasında belirlenen anlaşmaya göre baraj sularının yüzde 21'i Eskişehir'in içme ve kullanma suyu olarak, yüzde 36'sı sulama, yüzde 28'i taşkın koruma ve yüzde 15'i de enerji elde etmek için kullanılmayı şarta bağlamaktadır. Yine aynı anlaşmaya göre bu su miktarının 320 milyon metreküp olmasını öngörmüştür. Mevsim nedeniyle barajdaki kullanılabilir su miktarının 320 milyon metreküpün altında olması halinde barajdan sulama amaçlı miktarda kısıtlama yapılması hükmü de anlaşmada yer almıştır' dedi.
CEZALANDIRILIYOR
Eskişehirlilerin 2019 yılını susuz geçirebileceğinin altını çizen Başkan Büyükerşen, 'Yılda Eskişehir'e verilen 165 milyon metreküp su rezervinin bu yıl Temmuz ayı başından itibaren günde 1 milyon 100 bin metreküpü Porsuk yatağına ve oradan da Polatlı'ya verilmektedir. Vahşi sulama olarak kullanılan bu miktar her gün verilen 800 bin metreküpü ile gittikçe artmaktadır. Diğer bir deyişle Polatlı'ya Eskişehir halkını cezalandırır gibi su verilmektedir. Eskişehir halkının içme ve kullanma suyunu sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırmak için çalışan ESKİ Genel Müdürlüğü'nü pahalı ve zor arıtım tekniklerini uygulamaya mecbur bırakacak, aynı zamanda 2019 yılını halkın susuz geçirmesine sebep olacak ve Eskişehirlilerin 2019 yılını susuz geçirmesi sonucunu doğuracaktır' ifadelerini kullandı.
SİYASİ BASKI
'Su ve Orman Bakanı da sezonun başında açıkladı; Türkiye bu yıl kurak bir mevsim geçirecek, dolayısıyla su tasarrufuna riayet edilmesi gereklidir diye bir açıklaması var Veysel Eroğlu'nun' diyen Büyükerşen, 'Ona rağmen kuraklık gerçekleştiği halde bu barajlardaki sulama konusunda Polatlıların çok vahşi sulama yapmaları nedeniyle, kendi su kaynakları yetmiyor Ankara'ya baskı yapıyorlar. Ankara'daki siyasi baskı buraya talimat olarak geliyor. DSİ de kapakları açıyor ve Porsuk yatağındaki ana suyu da Polatlıların sulama ihtiyacı için kullanıyor. Ben DSİ'yi suçlayamıyorum, Ankara'nın siyasi baskısı karşısında dayanamıyor. Eğer böyle giderse Eskişehir bu sene hem içme hem de kullanma suyu bakımından çok büyük sıkıntı çekecek. Onun için tedbir alınması lazım. Ankara'dakilerin bu siyasi baskı yapma alışkanlığından, Eskişehir'in aleyhine olacağını bilerek vazgeçmesi lazım. Bu vesileyle üç belediye başkanı olarak bizler Eskişehirli AKP'li milletvekili arkadaşlarımızı da göreve çağırıyoruz. Ankara'ya gidip Ankara'yı uyarmaları lazım, baskı yapmaktan vazgeçirtmeleri lazım ve bu işin valiliklerce de çok sıkı denetim altına alınması lazım. Bu konuyu çok ciddiye alıp hükümet nezdince, cumhurbaşkanı nezdinde buna eğilmeleri lazım' dedi.
ANKARALILAR KARLI
Sakaryabaşı'ndaki suyun kullanılmasıyla ilgili Bakan Eroğlu'ya bizzat mektup yazdığını vurgulayan Büyükerşen, 'Veysel Eroğlu'nun Sakaryabaşı'ndan su getirilmesinin en sağlıklı yol olacağını ama bunun da belediyeleri aşıp bir devlet yatırım projesi halinde ele alınması gerektiğini, bu konuda da gerekli müracaat için doğrudan başvurduğumuzu hatta benim kendisine bizzat mektup yazdığımı da açıklamıştım. O günden bugüne de bir şey olmadı' ifadelerini kullandı. Başkan Büyükerşen, Eskişehirlileri tasarruf konusunda uyararak 'Bu su artışından Eskişehirli tarımcılar değil Ankaralılar çok karlı durumdalar. Para ödemeden Porsuk'un ana yatağındaki suyu vahşice kullanıyorlar. Eskişehirlilerin de suyu mümkün mertebe tasarruflu kullanmaya gayret etmelerini duyurmak ihtiyacını duyuyoruz üç belediye başkanı olarak' dedi.
BOŞ LAFLARLA
OLMAZ BU İŞ
'DSİ'yle yapılan anlaşmaya uyulmamasının bir yaptırımı yok mu?' sorusunu yanıtlayan Büyükerşen, 'Bizim davalar açmamız lazım. Türkiye'deki yargıda davayı açtığınız zaman Porsuk Barajı'nda su kalmaz o bitinceye kadar. Bunun doğrudan doğruya idari denetimlerle ve idari müdahalelerle yapılması lazım. Fakat bizim sesimiz maalesef dikkate alınmıyor' diye konuştu. Alpu bölgesine yeni bir gölet yapılıp yapılmayacağı sorusunu yanıtlayan Büyükerşen, 'Belediye olarak yapamayız. Orada iki tane gölet var. Bir termik santral muazzam su ister soğutulması için. Yer altı suları da o santral vasıtasıyla kullanılmaz hale gelecek. Bizim görevimiz sınırlı belediyeler olarak. Bütün engellemelere rağmen en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Eskişehir'de iktidar partisinin belediyeleri istiyorum bu sefer alacağız demesi yetmiyor. Bunu nasıl yapacağı, Eskişehirlerin geleceği için neler düşündüğünü projelerle açıklaması lazım. Öyle boş laflarla olmaz bu iş. Boş projelerle de olmaz. Akılcı projeler olması lazım' şeklinde konuştu.
Basın mensuplarıyla birlikte Porsuk Barajı'nı yerinde inceleyen Büyükerşen, sonrasında Su ve Kanalizasyon İdaresi Eğitim Tesisleri binasına giderek burada bulunan laboratuvarlar hakkında bilgi aldı.
Editör: TE Bilisim
