Usluer emek kelimesinin karşılığının kadın olduğunu vurgulayarak açıklamasına şu şekilde devam etti: 'Kadın iş yaşamının her alanında fabrikada, tarlada, okulda, gündelik hayatın her anında yolda, sokakta, evde emek harcayan; bu emeğiyle belki de dünyanın ayakta kalmasını sağlayan yüceliktir. Hayatın anlamı, tadıdır kadın. Buna rağmen bazen kan, bazen gözyaşı, bazen ter dökendir. Hor görülen, ezilen, dışlanan, istenmeyen, yok sayılandır. Ne yazık ki bu zulümden Anadolu kadını da payına düşeni almakta şiddete, eşitsizliğe, ayrımcılığa maruz kalmakta; hor görülüp dövülmekte, öldürülmekte, cinsel saldırıya uğramaktadır. 2015 Türkiye'si ise, kadın-erkek eşitliği sıralamasında 145 ülke arasında 130. sırada yer alıyor. 2014'de 294, 2015 yılında 303 kadın öldürülüyor. Bazen töre, bazen koca vahşeti, bazense sapık ruhların acımasızlığıyla, işkenceyle, cinsel saldırıyla katledilmeyle baş başa bırakılıyor. Bugün Türkiye'de kadın olmak adeta bir suç. Bugün Türkiye'de bir kadın olarak yaşamak adeta bir mucize.' (HM)
