RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

CHP PM Üyesi Gaye Usluer Sonhaber'e olağanüstü kongre, yerel seçimler, Eskişehir CHP örgütü ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Olağanüstü kurultay talebi isteyenlerin sözcülüğünü üstlendiniz. CHP neden olağanüstü kurultaya gitmeli?

CHP'de olağanüstü kurultay sesleri her zaman çıkabilir ama bu dönem çok farklı bir dönem. Bir seçimin analizi yapılırken karşı tarafımızda duran rakibin analizi değil de her parti kendi analizini yapmalı. Ben bu seçimde ne hedeflemiştim? Şu an neredeyim? Bunun analizini yapmalı. Biz ne taraftayız? Kaybeden taraftayız. Bir parti geçmişteki oy oranı düşmekle birlikte birinci olmuş. Biz bakıp onların da oy oranı azaldı, yüzde 8'lik azalma var gibi bir yorumlama ile başlarsak bu doğru bir yorumlama değildir. CHP'nin oyları yüzde 26 civarından yüzde 22,6'ya inmiştir ittifaka rağmen. Bizim ittifak yapmamızın amacı oylarımızı düşürelim diye değildi tabi ki. İttifak yapmamızın amacı kendi oyumuzu da artırmaktı. Şimdi bizim bugün Eskişehir'de üç olan milletvekili sayımız ikiye inmişse biz bunun öz değerlendirmesini yapmak zorundayız. Eksik mi yaptık? İttifakın getirdiği olumsuzluklar var mı? Bu analizler yapılmadı. Her sürecin sonunda bir sonrakini hele bekleyelim gibi bir başlangıç olmaz. Hele bir duralım, sonraki seçimi bekleyelim söylemleri gerçekçi değildir.

İDEOLOJİK HAT BELİRLENMELİ
CHP içerisinde bir olağanüstü kurultay talebi yükseldi. Adı 'Değişim ve umut' olan kurultay isteğinin amacı partinin genel başkanı kim olsun ya da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başkan olmasın gibi basit değil. Partinin ideolojik hattının doğru belirlemesi lazım. Bizim tüzüğümüzde CHP sol, sosyal demokrat bir partidir yazıyorsa; biz o kimliğimize sahip çıkmalıyız. Bu değişim talebinin ardında ideolojiye sahip çıkma arzusu en güçlü savunu. İkincisi nasıl bir yönetim anlayışı olmalı? Üçüncüsü de yeni bir kadro hareketinin oluşması. Bir ideolojik hat saptadığınızda, yeni ve doğru bir yönetim anlayışı getirdiğinizde ve bunu bir kadro hareketi ile bütünleştirdiğinizde her hareketin kendi lideri içinden çıkar. Buna genel başkanı istemiyoruz şeklinde bakmak doğru değil. Olağanüstü kurultay talebinin ardındaki temel faktör değişim arzusu.

Yerel seçim öncesi olağanüstü kurultayın partiye zarar verebileceği yönündeki eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Partiye nasıl bir zarar verebilir? Bu sorunun cevabını bulmak lazım. Bir grup diyor, zarar verir. 'Biz yerel seçime hazırız' deniliyor. Nasıl hazırız? 24 Haziran'da aldığımız yüzde 22,6'yı değiştirecek bu süreçte ne yaptık ki? Diyelim ki Kasım ayında olası bir erken yerel seçim durumunda nasıl bir hazırlığımız var? Örneğin ben parti meclisi üyesiyim. Ben bunu bilmiyorum. Bunu kim biliyor? Hele bir duralım demek için elimizde güçlü argümanların olması lazım.

Eskişehir'deki kurultay delegeleri ile görüştünüz mü? Nasıl bakıyorlar kurultay çağrısına?
Hiçbir kurultay delegesi ile görüşmedim. Ama çokça kurultay delegesi sadece Eskişehir'den değil Türkiye'nin dört bir yanından il örgütlerimiz arıyor, delegelerimiz arıyor. Delege üzerinde bir telefon baskısını doğru bulmam. Delege bir bireydir ve özgürdür. Ayrıca ben anahtar listede olmamasına rağmen kurultay delegesinin sağduyusu ile listeyi delerek PM'ye girmiş bir kişi olarak delegelerimizin sağduyusuna güveniyorum. Ne kadar baskı olursa olsun delege bir yerde kendi bildiğini yapıyor. Onun için Eskişehir'deki delege arkadaşlarımla oy verin anlamında bir görüşmem olmadı. Ama Eskişehir'de delegelerden ekseri sayının olumlu imza vermek yönündeki kararlarını duyuyorum.



CHP İl Danışma Kurulu toplantısında CHP İl Başkanı Rabia Akman, Eskişehir'de CHP seçmeninden yaklaşık 6 bin oyun HDP'ye, 11 bin oyun da İYİ Parti'ye gittiğini açıklamıştı. Bununla ilgili neler düşünüyorsunuz? Bunun sebebi nedir sizce?
Öncelikle şunu söyleyelim; her partinin çekirdek seçmen kitlesi vardır. Ama oylar arasında da geçirgenlik vardır. O seçim dönemi ile ilgili, konjektör ile ilgili, partilerin öz davranış modelleri ile ilgili geçirgenlikler olur. Hiçbir zaman CHP'ye oy vermeyeceğim diyen bir seçmen CHP'ye oy verebildiği gibi; hiçbir zaman AKP'ye oy vermem diyen bir seçmen kitlesi AKP'ye de oy verebilir. Tabi bu çok kaba bir analizdir. HDP'ye ne kadar gitti? İYİ Parti'ye ne kadar gitmiş olabilir gibi bir sürü analizler yapılabilir ama bence gidişin nedenlerini konuşmamız lazım. CHP'nin oyu HDP'ye, İYİ Parti'ye gitmişse neden gitmiştir? Bunu oluşturan faktörler nelerdir? Bizim milletvekili sayımız üçten ikiye düşmüşse bunun analizini çoklu ve çok geniş bir yelpazede yapmalıyız. Olağanüstü kurultay talebinin temelinde de genel beklenti öz değerlendirmenin yapılmamış olması ya da eksik yapılmış olması ve süreçte yaşanan olumsuzluklar.

Olağanüstü kurultay yapılırsa Eskişehir'deki belediye başkanlarında bir değişiklik olur mu? Ya da Eskişehir'i bu nasıl etkiler?
O kadar sert bakmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Değişimlerde her zaman çok farklı yorumlar olabilir. Muharrem İnce deneyimli bir siyasetçi. Dolayısıyla ilişkileri üç günlük değil. Siyaseti değerlendirme biçimi öyle değil. Her kim olacaksa bundan sonraki yönetimde, zaten onun için değişim istiyoruz. Yani kin, öfke üzerinden değil de örneğin biz Ankara'da büyükşehiri hangi adayla alabiliriz sorusunun doğru cevaplanması gerekiyor.

ÖNSEÇİM İSTEDİK
Bu anlamda tüzük değişikliğine vurgu yapmak istiyorum. Biz erken seçim öncesinde önseçim istedik. Bir sürü kişi 'Gaye Hanım önseçimle mi geldi de önseçim istiyor' dedi. Bu daha övünülesi bir şey. Ben merkez yoklama ile gelmeme rağmen önseçim istiyorsam demek bunun altında bir şey var. Benim önseçimden çıkacağımın garantisi yok ama önseçim olmalı diyorum. Çünkü tabanın, delegenin, üyenin isteği bu. Dolayısıyla belediye başkanlarının belirlenme sürecini bununla birleştirmek istiyorum. Akılcı seçimler olmalı. Bir belediye başkanı başarılıysa biz o kişi ile belediyeyi alabiliyorsak başka bir belediye başkanı aramanın anlamı yoktur bence. Bunlar benim kişisel görüşlerim, geleceğe yönelik de düşüncelerim. Ama tabi ki gelecekte neler olur neler olmaz onu siyasette şimdiden hepsini tanımlama şansı da yok açıkçası.

CHP'nin 36. Olağan Kongresi'nde Muharrem İnce genel başkan adayıydı. Siz Kılıçdaroğlu'nun PM listesini delerek seçildiğiniz de İnce'yi destekleyen bir tavrınız olmadı. Kişiler üzerinden olağanüstü kurultay talep etmiyoruz deseniz de biz sizin için Muharrem İnce'yi destekliyor diyebilir miyiz?
Şu anda olağanüstü kurultay talebi var ve ben bu talebin sözcüsüyüm. Daha başka bir açıklama yapmaya gerek var mı? Şu anda Muharrem İnce ben adayım ya da ben bu hareketin lideriyim diye çıkmadı. 'Ben hiçbir zaman başkanlığa aday olmam, genel başkanın karşısına başkanım imza toplamaya başladım diye çıkmam ama tabandan gelen, delegeden gelen bir istek olursa çıkarım' dedi. Şu anda bizler kurultay delegeleri olarak çıktık bir olağanüstü kurultay çağrısı yaptık. 'Değişim ve umut' dedik. Ve ben o hareketin sözcülüğünü yaptım. Ben olağanüstü kurultayı isteyen taraftayım.

BİR EKSİKLİĞİM OLMADI

Aday gösterilmediğiniz için kırgınlığınız oldu mu?
Tabi oldu. Olmadı dersem samimi olmamış olurum. Bir kere listeyi gördüğümde çok şaşırdım. İkincisi kırıldım da tabi ki. Bir parti düşünün hak, hukuk, adalet, liyakat diyor; ben o listede bunların hiçbirini göremedim. Tabi ki listedeki her bir kişi CHP üyesi. Çoğu arkadaşım, sevdiğim insanlar. Burada insanlar bazında söylemiyorum. Ama orada PM'de de dile getirdiğim için bu listede hak, hukuk, adalet ve liyakat yok dedim. Hala aynı noktadayım. Üç yıllık milletvekilliği sürecinde milletvekilliği olmanın gereği görevlerle ilgili bir eksikliğim olduğunu düşünmüyorum. Tüzük kurultayındaki karşı çıkışla veya cumhurbaşkanlığı seçiminde karşı duruşumla ilgiliyse bu beni çok üzer. Yok değil de şehrin yerel dinamikleri bu listeyi çıkardıysa bu da beni üzer. Ama siyasette kırılıp vazgeçmek olmaz tabi. Bugün kırılırsınız yarın yine birlikte yol yürürsünüz. Kırıldım evet ama bu kalıcı bir şey değil. Çünkü benim hayatımda böyle iniş çıkışlar olmuştur. Örneğin kazanıp da kaybettiğim dönemler olmuştur. Rektör seçilip atanmama sürecimdir. Bunu Sayın Genel Başkan ile de paylaştım. Dedim ki, Rektör olarak seçilip Abdullah Gül tarafından atanmadığımda nasıl bir haksızlık duygusu yaşadıysam, bu gece bana aynı duyguyu kendi partim yaşattı.

Olağanüstü kurultay isteyen kişilerin aday gösterilmeyen milletvekilleri olduğuna yönelik ve her seçim sonrası CHP'nin genel başkanlık tartışması yaşadığı, kongreler partisi olduğu şeklindeki eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok saçma olduğunu düşünüyorum. Şöyle o zaman olağanüstü kurultay istemeyen herkesin de aday gösterilenler olmaları sebebiyle suskun kaldıklarına yönelik bir sonuca varabiliriz. Bugün kurultay istemeyenler milletvekilleri oldukları için seslerini çıkarmıyorlarsa yüzde 22,6 onları ilgilendirmiyorsa aynı noktaya geliyoruz. Arkadaşlarımı öyle duygu ve düşünceleri olduğunu düşünmüyorum ama bunu bu kadar basit şekilde irdelemek doğru değil. Ben milletvekili iken de bu karşı duruşu, kabul etmediğim yanlışları dile getirebildiğim için dün neredeysem bugün de oradayım. Yönetim sorunumuz var demek ki. Bu CHP'liler böyledir demek önemsememek anlamına gelir. Örneğin bu sorunu biz tüzük kurultayında dile getirdik. Daha demokratik tüzük dedik. Onlar da bize dedi ki parti içi disiplin. Bizde bir yönetim ve kadro sorunumuz var. Bu sorunumuzu çözemezsek bu iş böyle devam eder.
Editör: TE Bilisim