Hasan Polatkan havaalanının başına gelecek haller,
Yapılan son atakla önlendi...
Ulaştırma Bakanı ile görüşen AKP heyeti, sonunda bakanı ikna etmeyi başardı ve uçuşların her iki havaalanında da aynen devam etmesi kararlaştırıldı...
Hemen arkasından bir 'teşekkür' furyası başladı...
Gösterilen çabayı küçümsüyor ya da yok sayıyor değilim...
Kamuoyunun, sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin Hasan Polatkan Havaalanının kapatılmasına ya da uçuşların durdurulmasına verdikleri tepki, böyle bir karar alınmasında AKP'li milletvekilleri ve yöneticileri kadar etkili olmuştur...
Her şeye rağmen bazı şeyleri görmezden gelmek mümkün değil...
Örnek mi?
kendisine yöneltilen 'Ankara'da Eskişehir'le ilgili karar alınırken sizlerin görüşleriniz sorulmuyor mu?' şeklindeki bir soruya Prof. Dr. Nabi Avcı'nın verdiği cevap mesela...
'Hayır sorulmuyor...'
Örneğin,
'Siz böyle bir uygulamanın başlatıldığını Ticaret Odası Başkanı Metin Güler'den öğrendiğinizi söylediniz.
Bu normal mi?'
El cevap;
'Canım bugün Metin Güler'e gelen haber, ertesi gün bize gelir...'
***
Düzenledikleri basın toplantısında,
Prof. Dr. Nabi Avcı'nın,
Bizzat kendi partisinin bakanına ve bürokratlarına 'gözdağı' verircesine sert ifadeler kullanması, bundan sonra Eskişehir'le ilgili alınacak kararlarda ne kadar etkili olur, ne kadar emsal olur bilinmez ama Eskişehir'in Ankara'daki itibarının çok da yukarılarda olmadığının
kanıtı...
Nabi Avcı'nın,
'Ekonomik ve siyasi sonuçlar' ya da 'gerekirse Cumhurbaşkanımıza iletirim' türü söylemler kullanması,
Bazı problemlerin artık kendisinin ağırlığıyla çözülemediğinin de göstergesi...
***
Bunları, sırf AKP'yi eleştirmek için söylüyor değilim...
Eskişehir adına üzüldüğüm için söylüyorum...
Nabi Avcı'nın bakanı atlayarak bizzat Cumhurbaşkanı ile görüşmesi mümkün değil miydi?
Elbette mümkündü...
Ancak Avcı, gerek nezaketi, gerekse siyaset anlayışı nedeniyle böyle bir yolu tercih etmedi...
Asıl sorun da tam burada başlıyor
işte...
Eskişehir kamuoyunun bu denli tepki gösterdiği bir karardan, Cumhurbaşkanı anılmadan vazgeçilmiyor...
Bir anlamda Nabi Avcı,
Elindeki son kozu kullanarak, bakanlığı kararından vazgeçiriyor...
***
Diğer bir kanayan yara,
Şehir merkezi ile ilçeleri bağlayan yollar...
Prof. Dr. Emine Nur Günay,
2018 yılı Ocak ayından bu tarafa (4 yıldan daha uzun bir süre...) Ulaştırma Bakanı ile 7-8 kere, bakan yardımcılarıyla da 3-4 sefer görüştüğünü ifade ediyor...
Yani gerçekten çaba sarf ediyor...
Ona şüphe yok...
Peki sonuç?
Sonuç yok...
Ya da 'projeleri hazırlanıyor, hazırlandı, yatırım planına sunuldu sunuluyor' türünden, yıllardır duyduğumuz sözlerden başka bir şey yok...
Günay Eskişehir - Alpu ve Eskişehir - Sarıcakaya yollarının 2022 yılının sonuna kadar bitirileceğini söyledi...
Yılın kalan 9 ayında, bu vaatler ne kadar gerçekleşir bilinmez...
Ancak ilk etapta beklentimiz, öncelikle yol yapım çalışmalarının başlaması...
Başladıktan sonra er ya da geç bir şekilde bitirilir...
2022'de bitirilmese de 2023'te bitirilsin...
Ama yeter ki başlasın...
Geldiğimiz nokta burası...
***
Çok bilinen bir söz vardır hani...
'Allah kulunu sevindirmek isterse,
Eşeğini önce kaybettirir, sonra buldururmuş...'
bizim garip de,
Yeni bir eşek sahibi olmuş gibi sevinirmiş...
Havaalanı meselesi de ona benzedi...