VALİ TUNA'DAN SATIRBAŞLARI

---Sözler var birebir şahidi olarak bakanımızın şehrimize verdiği meydan müjdesi milletvekillerimizle beraber.

---Bugün geldiğimiz noktada meydan olacak mı olmayacak mı abesle iştigal bir bardak suda fırtına koparılıyor.

---Bu süreçte ağzı olan konuşuyor.

---Meydan deyince bu arkadaşlarımız ne anlıyor? Herhalde böyle bir alan var üzerini tertemiz edeceksiniz, hiçbir şey olmayacak üzerinde dımdızlak bir meydan.

---Doğru yerleşke olabilir ama içinde yine meydan olacak bizim projemizde hiçbir değişiklik yok. Burada bu işin sebeplerini anlatmaya çalıştık ama yanlış anlaşıldı.

---Bazı arkadaşlarımızın gönlünde burayı Büyükşehir Belediyesi'ne verilsin arzusu, özlemi olabilir. Bunu hak ediyor mu Büyükşehir Belediyesi onu ayrıca konuşmamız lazım.

---Endişeliyiz diyorlar, üniversiteyi parasıyla rezil ediyorsunuz diyorlar kim kimi rezil ediyor?

---Olmayabilir, bu işten de vazgeçebiliriz. Üniversite illa yapmak zorunda değil, vazgeçebilir de, bizde vazgeçebiliriz.

---Kimlerden ne destek aldık? Ne destek alamadık, ne köstek aldık. Bunları ayrıca değerlendirmemiz lazım.

---Netice olarak biz meydan yapmıyoruz demedik. Meydan yapmıyoruz derken kuru bir meydan yapmıyoruz.

---Yoksa belki farklı hesaplar vardı bu bizi hiç ilgilendirmiyor, biz arkadaşlar yaptığımız işler yapacağımız işlerin teminatıdır.

---Sahibi bundan sonra koruyacak olan Anadolu Üniversitesi mi olur? Olmaz mı? Bunu zaman içinde göreceğiz. Olmazsa olmaz bir şey değil.

Emniyet Müdürlüğü'nde emniyet yetkilileri ile 'asayiş' toplantısı yapan Vali Güngör Azim Tuna, toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'Meydan yapılmayacak' sözlerinin yanlış anlaşıldığını, çarptırıldığını vurgulayan Vali Tuna, 'Son günlerde basınımızın takip ediyorum yerel basını. Ulusal basına da çıktı. Aslında yine aynı şeyi yaşıyoruz. Kastetmediğimiz bir anlam çıkıyor sözlerimizden. Başından beri Eylül ayından beri kamuoyunun gözlerinin önünde şeffaf olarak yürütülen bir süreç var. Verilen sözler var. Sayın Bakanımızın verdiği şehre verdiği meydan sözü var, milletvekillerimizle beraber' dedi.

'DEVLETİN SAĞLADIĞI BİR RANT'

Tuna, 'Maliye Bakanlığı hazineden nasıl müzakere ile elde edilmesi kazandırılması süreci var. Çünkü TOKİ, Anadolu'nun birçok ilinde stadyum yapıyor. Stadyumun bedelini de şehrin içinde rantı yüksek olan yerlerle karşılıyor. Elde ettiği geliri devlete veriyor. Devletin sağladığı bir rant. Bu iş bitmiyor. Maliye bakanı bu gelirden vazgeçti 300 milyon lira gelir bekliyordu vazgeçti. O zaman bitti. Eskişehir'e o zaman bu alan armağan edildi. Sayın bakan ifade etmişti. Maliye Bakanlığı'nın bir armağanı. Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı'nın kazandırdığı Eskişehir'e kazandırdığı en büyük eserdi' diye konuştu.

'VERİLEN BİR SÖZ VAR'

'Meydan olacak mı?' diye sormanın abestle iştigal olduğunu söyleyen Tuna, 'Bir bardak suda fırtına kopartılıyor. Bizim içinde gazetelere okuyoruz köşe yazarlarına okuyoruz. Kimisi nasıl yaklaşıyor ön yargılı olan arkadaşlarımız var. Her zamanki alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Burada söyleyen bir kişi var. Açar sorar, açıklama ister. Bunu yapmıyorlar verip veriştiriyorlar. Hükümetimizin bakanımızın milletvekillerimizin verdiği bir hediyedir meydan konusu. Söz verilmiştir. Baştan beri şeffaf yapıyoruz. Anketler yaptık. Halkın beklentileri nedir, proje taslak yapıldı. Kamuoyu ile yapıldı. Odunpazarı'nda Kent Konseyi, Mimarlar Odası ile ilgili odalara ve basına sunum yaptık. Böyle bir şey yapacağız dedik' dedi.

'YİNE MEYDAN OLACAK BELKİ ADI YERLEŞKE OLABİLİR'

Mimarlar Odasının yarışma yapmak istediğini ve katkıda bulunmak istediğini ifade eden Tuna, 'Yarışma yaptılar başarılı projeler ortaya çıktı bize bunu teslim ettiler. Kimse buna bakmıyor. Ağzı olan konuşuyor. Mimarlar odası olumsuz bir şey söyledi mi? Çünkü bizim çalışmalarımızı biliyoruz, eserlere değer verdiğimizi biliyorlar. Başka birileri Belediye de dahil bu konuda bir çalışma yaptılar mı yapmadılar. Bu projemizi yılsonuna doğru şekillenmiş olacak. Meydan dedikleri zaman ne anlıyorlar. Herhalde anladıkları böyle bir alan tertemiz edilecek dımdızlak bir meydan. Böyle bir meydan konuşulmadı. Türkiye'nin en büyük alanı, 55 bin dönüm alan. Yeşil alan var. Meydandan ayrı olarak donatılar var insanların oturup yiyebilecekleri alan var. 7-8 bin dönümü geçmiyor. İnsanı bunu bir sorar, ondan sonra yorum yapar. Yine meydan olacak belki adı yerleşke olabilir, yani meydan olacak projede hiç bir değişiklik yok. Sebepleri anlatmaya çalıştık yanlış anlaşıldı çarptırıldı. İzah istenebilirdi, yazılı bir şekilde verebilirdik' dedi.

'OLABİLİR DE OLMAYABİLİR DE, VAZGEÇEBİLİRİZ DE'

'Anadolu Üniversitesi'nden imkanlarından şehrimizi faydalandırıyoruz' diyen Tuna şöyle devam etti; 'Bunun için teşekkür edilmesi lazım. Hem üniversiteye hem ajansa. O paralar buraya harcanmazsa stadyum finansa edilmezse bu meydan bu şehre geri kazandırılmasa nasıl olacak bunu düşünmek dahi istemiyoruz. En önemli şeyde akıl sahiplerinin insafına ve değerlendirmesine sunuyoruz. Kent kültürünü geliştirecek şeyin üniversite olduğunu düşünüyoruz. Eskişehir'de biz kent kültürünü sağlamlaştıracak ve geliştireceksek bu konuda elimize hem maddi imkanlarıyla hem diğer potansiyel birikimleriyle güzide üniversitelerimiz var. Bunları şehirle bütünleştirecek bu tarz projelere hemen sahip çıkıp, baş tacı etmeliyiz. Dolayısıyla üniversitemizle kentimizi buluşturacak olan bu projeden mutlu olmamız lazım. Olmayabilir, bu işten de vazgeçebiliriz. Üniversite illa yapmak zorunda değil, vazgeçebilir de, bizde vazgeçebiliriz. Ama bu iş neticede halka söz verildiği gibi şuan yürüyen proje var bu gerçekleştirilecek. Üniversite olarak avantajları ile sahibi, koruyacak bakacak olan güçlü bir müessese şehre kente katkı verecek olan kuruluş. Yaşamı alanı sağlanacak. Bunları yapabilecek başka bir şey görünmüyor. Bize versinler biz yaparız demekle olmuyor. Somut bir şey var mı? Bizim somut projemiz var.'

'MİMARLAR ODASI'NIN PROJELERİNDEN İLHAM ALIYORUZ'

Kapalı mekanın yüzde 10'u geçmeyeceğini söyleyen Tuna, 'Üniversitemiz ne yapabilirse yapacak. Fakülteleri birimleri taşıyarak değil, böyle bakmamız lazım. Netice olarak meydan yapmıyor demedik. Kuru bir meydan yapmıyoruz. Meydan yapmıyoruz derken kuru bir meydan yapmıyoruz. Burada eğer kısmet olursa Anadolu Üniversitemizin bu işe ev sahipliği yapması, elindeki imkanları seferber etmesi nereden bakarsanız 30-40 milyon harcanacak bir proje en başta kamuoyuna açıkladığımız altında otoparkı, yeşil alanlarıyla, yürüyüş ve koşu parkurlarıyla her kesime hitap edecek güzel bir mimari proje ortaya çıkacak. Mimarlar Odası'nın başarılı projelerinden ilham alıyor bu çalışmaya ortak ediyoruz. Bunları karalamaya, gölgede bırakmaya kimsenin hakkı yok' diye konuştu.

'SIRTIMIZDAN BIÇAKLIYORLAR'

Anadolu Üniversitesi'ne bu parayı verdiği için suçlayanlar olduğunu ifade eden Tuna şöyle devam etti; 'Bunlar istiyorlardı ki Anadolu Üniversitesi vermeseydi ajansa, bizim bu zamana kadar yaptığımız çalışmalar yapılmasaydı, zaten birçoğunu yapamazdık zaten bu parayı almasaydık. Onlar sorumluluklarının gereğini yaptılar. Sorumluluklarını yapmayan kurumlarda var. Bu süreçte destek veren ve vermeyen ortaya çıkacak. Sazova'da Kültür Sanat Merkezi yapıyoruz. Belediyemiz ile anlaştık protokol imzaladık. Anlaştığımız konuda bile dava açtılar. Mahkemede yürütmeyi durdurma kararı var. Bu bizi arkamızdan hançerlemek demektir vurmak demektir durumu var. Biz kime güveneceğiz' diye konuştu.

'MEYDAN YAPMIYORUZ DERKEN KURU BİR MEYDAN YAPMIYORUZ'

Mimarlar Odası'nın bugün yaptığı 'meydan' tartışması ile ilgili açıklamasına da yanıt veren Vali Güngör Azim Tuna şunları söyledi: 'Mimarlar Odası da bu rüzgardan demek ki payını almış. Ama birlikte yaptığımız çalışmalar var, yarışma yapıp bize teslim ettiler. Anadolu Üniversitemizin yine öğretim elemanları, mimarları projemizi detayı ile biliyorlar. Üniversite işin içinde olsa bile yapılacak şey belli üç aşağı beş yukarı buna itiraz edebilirler ama şöyle bir lüksü yok kimsenin. Görüşlerini söylerler denebilir ki burası hiç bir şey olmasın, ormanlık bir alan olsun. Bu bir görüştür saygı duyulur, anlaşılabilir. Böyle de olabilir, fazla masrafı da olmaz ama kentin içinde bu kadar kıymetli alan var etrafında binlerce konut var, yediden yetmişe çoluğu çocuğu ile genci yaşlısı ile biz herkesin ihtiyaçlarını düşünmek zorundayız. Ben yaptım oldu, tek adam zihniyeti ile böyle bir şey olmaz. Netleştirsinler, hiçbir şey olmasın sadece beton atalım, çim olsun başka hiç bir şey olmasın, orman olsun dersek kimi tatmin edebiliriz? Sadece belli kişileri. Burası yaşayan bir alan olsun istiyoruz. 55 dönümün 50 dönümü meydan, yeşil alan olacak. Zorunlu bir takım sosyal donatılar olacak, kütüphane olacak projede olduğu için söylüyorum, bir değişiklik yok. Bu insanların 24 saat girebilecekler, normal bir üniversite yerleşkesinin olduğu yerden bahsetmiyoruz. İlk defa belki Türkiye'de örnek olacak kentle üniversiteyi buluşturabilecek bir düşünceydi. Duvarları olmayan, insanların her taraftan rahatlıkla girebileceği aynı Dede Korkut Parkı'ndaki gibi. Herkesin hoşça vakit geçirebileceği, kesinlikle betonlaşmaya, yapılaşmaya yol açmadan bunu yapabileceğimiz ama tabi ki güneşten, yağmurdan insanlarımızın korunabileceği tedbirlerle, biz bunu saçak ve gölgelikler şeklinde projede yapıyoruz. Ortasında büyükçe bir Türk Dünyası Meydanı, bunda kesinlikle bir değişiklik yok, proje aynen geçerli. Türk Dünyası Yerleşkesi olabilir üniversitenin sahiplenmesi anlamında. İsme çok takıldık, yorumlar yaptık. Böyle bir noktaya geldik. Burada meydan yapımında vazgeçilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Meydan yapılmayacak derken sadece kuru bir meydan olmayacak anlamında.' (Tuğçe Mertler)


Editör: TE Bilisim