Okul müdürlükleri değerlendirme sonuçlarının açıklanmasından sonra birçok soru ve sorunun ortaya çıktığını belirten Sungar MEB'e şu soruları sordu: 'İlimizde zaten yandaş sendika üyesi okul müdürünün çok olması nedeniyle en büyük çekişmeyi kendi içlerinde yaşadıklarını geçtiğimiz süreçte gördük. Bu çekişmenin olduğu ve listelerin sürekli değiştiği şartlarda değersizleştirilen asıl yöneticilik değil midir? İlgili listelerin AKP il başkanları, yandaş sendika başkanı, insan kaynakları personel müdürü gibi isimlerle toplantılar yapılarak belirlendiği yönündeki şehir söylentileri, eğitim camiasında büyük huzursuzluk yaratmıştır. Bu huzursuzluk acaba nelere mal olacaktır? Yöneticilik görevi elinden alınan okul müdürlerine karşı yapılan uygulama bir insan hakları ihlali değil midir? Yandaş sendika üyesi okul müdürlerini egemen kılan bu uygulama, farklı sendika üyesi olan eğitim çalışanları üzerinde baskı oluşturmayacak mıdır?' İl Milli Eğitim Müdürüne ve yandaş sendikaya da seslenen Sungar, 'Özveriyle çalışmış fakat mağduriyete uğramış bu meslektaşlarımız için Milli Eğitim Müdürümüz, öğretmen olarak il merkezindeki okullara atamalarının yapılması için inisiyatif kullanamaz mı? Bu meslektaşlarımızla aydınlatıcı bir toplantı düzenleyerek vefa örneği gösteremez mi? Buradan yandaş sendikaya sesleniyorum. Üyeniz olan ve barajı aşamayan müdürlerinizin uğradığı haksızlık karşısında bugüne kadar ne yaptınız? Ne yapmayı düşünüyorsunuz? Sendikaların görevi, bir üyesi bile haksızlığa uğradığında onun hakkını savunmak mı, yoksa iktidarın kadrolaşmasına yandaşlık yapmak mı?' şeklinde sorular yöneltti. Sungar, eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referansların değil, liyakat ilkesinin temel alınması gerektiğini sözlerine ekledi. (Esra Yücel)

Editör: TE Bilisim