İstanbul Canyoning Team (İCT) üyeleri, geçtiğimiz Ekim-Aralık 2014 eylül ayında iki ayrı tarihlerde girdikleri Alpu ilçesi Karacaören köyü girişinden başlayan yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki büyük zevk ve macera yaşadılar.

BURALARI BÖLGE İNSANI BİLE BİLMEZ
İçinde 40 metreyi aşan 28 aynı şelale bulunan kanyonu gezen yaklaşık 15 sporcu, bu bölgenin korunup turizme kazandırılması gerektiğini belirttiler. Bu bölgeyi haritalardan tespit edip daha sonra bölgede keşif yaptıklarını anlatan takım üyeleri, 'Buraların çoğundan o bölgede yaşayan insanların haberi bile yoktur. Muhtar bilmez, ihtiyarlar bilmez. O bölgede sıkça gezen çobanlar bile kanyonun tamamını göremez ve bilemiz. Çünkü buralara girmek zordur, kimse giremez. Alpu'daki kanyon da böyledir. Buralarda çeşitli efsaneler dolaşır durur' vadiye anlattılar.

KANYONLAR İÇİN İMAR VE TAŞ OCAKLARI BÜYÜK RİSK
Bu bölgelerin korunması için öncelikli olarak bilinip tanınması gerektiğini anlatan (İCT) üyeleri 'Kanyonlar için en tehlikeli gelişme buraların veya yakınlarının imara açılması, taş ocakları ve sanayi kuruluşlarıdır. Bu bölgeler eğer tanınırsa çoğu zaman bu tip çalışmaların yapılmasına izin verilmemektedir. Kanyonların tanınması ülke turizmi açısından da son derece önlemlidir. Bu turizm kaleminden çok sayıda turist kazanan, para kazanan ülkeler bulunmaktadır. Ülkemizde bilinmeyen çok sayıda kanyon bulunmaktadır. Bu özel yerleri koruyup turizme, bu doğa sporunu kazandırmalıyız. (İHA)

Editör: TE Bilisim