RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Koronavirüs salgınıyla mücadelede en önemli görev sağlık emekçilerine düşüyor. İşe gitmek dışında geriye kalan zamanının tamamını evde geçiren SES Şube Başkanı Doktor Birtürk Özkavak ile salgın sürecinde neler yaptığını ve bireysel olarak aldığı önlemleri konuştuk.

Evde kendisini izole ettiği süreçte internetten yeni bilimsel makale ve gelişmeleri takip ettiğini söyleyen Doktor Özkavak, 'Salgına karşı mücadeleye devam edeceğiz. Sloganımız, salgın bitecek bilim ve dayanışma kazanacak, halkımız yaşayacak' dedi

Tüm dünyanın gündemi artık koronavirüs. Gündemi takip ediyor musunuz bu anlamda? Televizyonlarda, gazetelerde virüs sizce nasıl işleniyor? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gündemi çok yakından takip ettiğim söylenebilir. Hekim olmam yanı sıra Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) yöneticisi olmam gündemi her noktasıyla takip etmemi zorunlu kılıyor. Gün boyu birçok sağlık kurumundan sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunları ihtiyaçları, öte yandan bilimsel gelişmeler çalışmalar her türlü bilgiyi çok hızlı edinmemi zorunlu kılıyor. Doğrusunu isterseniz birkaç TV kanalı ve birkaç gazete dışında gerçek bilgiye ulaşmak çok zor. (Sizi ayrı bir yere koyuyorum. Bu salgın süresince örnek bir yaklaşımla hem doğru bilgi hem doğru haber verme konusunda başarılı olduğunuzu görüyoruz) Bu alanda en güvenilir bilgiye TTB, Uzmanlık Dernekleri ve sendikamız SES ve bazı meslek örgütlerinin kaynaklarından ulaştığımı söyleyebilirim. Salgın öyle boyutlara ulaştı ki yaşanan sadece öldürücü bir virüsün yayılması değil birçok işçinin emekçinin işinden olması açlığa yoksulluğa mahkûm edilmesi gibi yandaş basına hiç yansımayan gelişmeleri de beraberinde getirdi. Salgınla mücadele etmek bilimsel gereklilikler eşliğinde her şeyin yapılması çok önemli (bununla ilgilide çok sorun var) ama insanları işsizliğe açlığa mahkûm etmeden, sağlık emekçilerini korumasız bırakmadan, esnafı, dar gelirliyi, memuru, işçiyi riske atmadan sosyal devlet olmanın gerekliliği ile yapılmalı.



COVİD-19 ile ilgili doğru bilgileri almak için düzenli olarak takip ettiğiniz biri var mı? Bir hekim ya da bilim insanı?
Biraz öncede söylemiştim. Benim için en doğru ve güvenilir kaynak TTB ve sendikamızın güncel yayınları. Kişisel anlamda uzmanlık derneklerinden TTB yönetici ve aktivistlerinden birçok değerli bilim insanını özellikle önemsiyor ve takip ediyorum. Örneğin Prof. Dr. Gaye Usluer bunlardan birisi. Ve ilimizde görev yapan enfeksiyon hastalıkları uzmanı meslektaşlarımın bilgileri benim için çok değerli.

Sosyal medyada, internette çok fazla şey yazılıp çiziliyor. Bu tarz kriz ortamlarında (misal salgın) internet avantaj mı dezavantaj mı sizce?
Bu soru her türlü toplumsak ve büyük olaylarda tartışılan bir durum. Ben gerçek haber alma noktasında avantajlarının dezavantajlarından daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Belki de sosyal medya okuyuculuğu konusunda biraz seçici olduğumdan ve kendi kıstaslarıma göre güvenilir kaynakları takip etmemden kaynaklanıyor.

RİSK ALTINDA ÇALIŞIYORUZ
Koronavirüsten korunmak için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle günlük yaşamımı iki bölümde değerlendirmek istiyorum. Doktor olduğum için günümün büyük kısmı Aile Sağlığı Merkezi'nde geçiyor. Dolayısıyla asıl ve yoğun bulaşma riskini orada yaşıyoruz. Çünkü Kişisel Koruyucu Ekipman teminindeki zorlular, diğer kısıtlar hala tam anlamıyla çözülmedi. Mesai saatleri boyunca tedirginliğimiz üst seviyeye çıkarken elleri yıkamak, iş kıyafetlerini değiştirmek, yol boyunca karşılaşacağımız gizli açık birçok risk, eve dönüşte artarak devam ediyor. Ellerimizi yıkamak giysilerimizi kontrollü bir şekilde evde uygun bir köşeye çıkarmak, üzerimizdeki pardösü mont vb. kıyafetleri balkonda bırakıp tekrar kendimizi banyoya atıp duş alma süreci, evde çocuklara risk yaratıp yaratmadığımız korkusu ve sürekli her girip çıkmada tetikte olma hali yorucu oluyor. Nerdeyse son 15 gündür bu tempo devam ediyor.

KENDİME VAKİT AYIRIYORUM
Vatandaşlara evde kal çağrısı yapılıyor. Siz evde kaldığınız süreçte neler yapıyorsunuz? Vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?
Normal koşullarda yaptığım işler nedeniyle evde geçirdiğim saatler daha sınırlıydı. Ama salgın günlerinde iş saatlerim dışında kalan tüm zamanı evde kendimi izole ederek geçiriyorum. Biz çekirdek bir aileyiz. Oğlum, kızım, eşim ve bu salgın sürecinde zorunlu olarak bizimle kalan kayınvalidem. Şimdilerde evdeki zamanımın çoğunu küçük kızımla (biraz mesafe koymaya çalışarak tabi) geçiriyorum. Uzaktan oyunlar oynayarak, resim yaparak, ona masal kitapları okuyarak, TV izleyerek vb. geçiriyorum. Oğlum kendi odasında bana çok ihtiyacı yok. Kendime kalan zamanlarda kitap okuyarak, yeni şiirler üzerinde çalışarak (yeni bir dosya hazırlığım var) internet üzerinden son ve bilimsel gelişmeleri okuyarak geçiriyorum.



Genel olarak insanların evde film izleyip, kitap okuduğu belirtiliyor. Şu an okuduğunuz bir kitap var mı? Veya izlediğiniz bir film varsa önerebilir misiniz?
Evet birkaç kitap birden okuyorum doğrusu. Birisi Orhan Pamuk 'Benim Adım Kırmızı', Küçük İskender 'Mayıs Giremez' ve Yakın arkadaşım Ömer Asaf Tosun'un yeni çıkardığı 'Çelişigüzel' isimli şiir kitabı. Film olarak Dünyayı Sarsan 10 Gün filmini izlemeyi önerebilirim. (Gazeteci ve yazar John Reed'in 1917 yılında Rusya'da gerçekleşen ve kendisinin de bizzat tanıklık ettiği Ekim Devrimi'ni anlattığı ünlü eseri Dünyayı Sarsan On Gün'den Sergey Bondarchuk tarafından 1983 yılında sinemaya uyarlanmış.)

HALKIMIZ YAŞAYACAK
Tüm dünyaya yayılan bir virüsün Türkiye'de görülmemesi mümkün değildi belki de. Ama virüse karşı alınan önlemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Haklısınız ülkemizde görülmemesi mümkün değildi. Ancak kanımca bazı tedbirlerin zamanında alınmaması, bilimsel gerekliliklerin yeterince ve zamanında uygulanmaması, şeffaf bir süreç yönetimindeki sorunlar, belediyelerin, meslek örgütlerinin, sendikaların, derneklerin sürece aktif katılımını önemsemeyen bir yaklaşım, sağlık emekçilerini korumayı öncelemeyen bir anlayış (bu konuda gecikmeler yaşadık) çok önemli sorunlar olarak karşımıza çıktı. Örneğin sendika olarak defalarca salgına karşı mücadeleye hazır olduğumuzu elimizden gelen her şeyi yapacağımızı söyledik ve bunu bütün gücümüzle yaptık. Kişisel olarak mesleğime, ettiğim yemine uygun bütün gücümle salgına karşı mücadele ettim, ediyorum. Ama salgına karşı mücadelede hiçbir yöneticiden çabalarımızı önemseyen önerilerimizi dinleyen bir yaklaşım görmedik. Ama buna aldırmadan salgına karşı mücadeleye devam edeceğiz. Sloganımız 'Salgın Bitecek Bilim ve Dayanışma Kazanacak, Halkımız Yaşayacak.'
Editör: TE Bilisim