AKP iktidarının 'Yargı Paketi' adı altında TBMM'ne sunduğu Terörle Mücadele Kanununun 10'uncu maddesi uyarınca kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin Kaldırılmasına ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile memurların görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin itirazları yeniden düzenlendiğini, memurların görev yerlerine yeniden dönmesini zorlaştırdığını belirtti.

Dursun, söz konusu teklifin 18'inci maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanunun 27'nci maddesinin kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemlerin uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmayacağına dair bir hükmün eklendiğini söyledi. Kanuna eklenecek bu hüküm ile memurlar hakkında uygulanan atama, görev ve unvan değişiklikleri, geçici veya sürekli görevlendirilme gibi kararlar, uygulanmakla etkisi tükenecek işlemler kapsamının dışına çıkarıldığını belirten Dursun, ' Maddenin bu haliyle yasalaşması durumunda, bir memurun başka bir görev yerine atanması veya geçici olarak görevlendirilmesi gibi hallerde yürütmeyi durdurma kararı verilemeyecektir. Çünkü İdare hukuku açısından yürütmeyi durdurma kararları ancak uygulamakla etkisi tükenecek olan idari işlemler hakkında verilebilmektedir. Bu durumda mahkeme, devlet memuru hakkında ilgili kamu idaresinin savunmalarını alıp, memurun atanması ile ilgili uygulamayı detaylı şekilde inceledikten sonra, memurun göreve iadesi ya da idarenin uygulamasının doğru olduğu yönünde karar verebilecektir. Bu da yargı kararının gecikmesine, memurların uzun süre mağdur olmasına neden olacaktır' dedi.

Daha adil ve demokratik bir yapı oluşturma amacı taşıdığı iddia edilen Yargı Paketinin, demokratikleşmeden çok AKP'yi koruma altına aldığını belirten Dursun, ' Bu teklif devlet memuru anlayışının, hükümet memuruna dönüştürülmesi yolunda atılmış yeni bir adımdır. Kamuya, özel sektör anlayışını yerleştirmeyi amaçlayan iktidarın bu maddeyle memurlarımızın haksız görevden alınmalarına yargı yoluyla itiraz etmeleri ve yeniden görevlerine dönmeleri zorlaştırılmaktadır. 17 Aralık'tan beri savcılar, hakimler, emniyet müdürleri, polisler oradan oraya sürgün edilmektedir. AKP'nin işine gelmeyen bir işlemde bütün memurların aynı şekilde sürgün edilme tehlikesi bulunmaktadır. Devlet memurlarının görevlerini tarafsız olarak ifa ederlerken sahip oldukları tek güvence kaynağı olan 'Yargı', geciktirilmek suretiyle, bir tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. Gecikmiş adalet; adalet değildir. Böyle bir uygulama, memurlarımızın üzerindeki baskıyı artıracak, haksızlık, yolsuzluk, hırsızlık karşısında sessiz kalmalarına neden olacaktır' diye konuştu.

Editör: TE Bilisim