Odunpazarı Kent Konseyi tarafından Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele CHP Parti Meclisi Üyesi Gaye Usluer, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca ve birçok vatandaş katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan ve altı yıldır farkındalık yaratmak adına önemli işlere imza attıklarını söyleyen Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, 'Yerelden genele farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Mahalle meclisleriyle aktif vatandaş yaratmaya çalışıyoruz' dedi.
AYDINLIK GÜNLERE KAVUŞACAĞIZ
Anadolu basının ekonomik anlamda zor durumda olduğunu belirten Yılmaz Karaca, hak, hukuk, adalet vurgusu yaparak, daha fazla basın kuruluşunun kapanmaması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin aydınlık günlere ulaşması noktasında umudunun olduğunu anlatan Kazım Kurt, 'Şu anda Türkiye medyasının gelmiş olduğu durum ortada. Bizi memnun eden bazı gelişmeler var ki bugün iki arkadaşımız burada. O sessizlik içerisinde gerçekten dik bir duruşla, sabırla düşüncelerini korkmadan anlatabilen iki gazeteciyle olacağız' diye konuştu.
KENDİMİZDE ARAMALIYIZ
Türkiye'de 100 kişiden 26'sının gazete aldığını ve ciddi anlamda medyaya güven sorununun olduğuna dikkat çeken Gazeteci Deniz Zeyrek, 'İşsizlik rakamları açıklandı. Tarihin en yüksek rakamlarıydı. Yüzde 14. Bir gazetenin o haberle ilgili attığı başlık '580 bin yeni istihdam.'Bu meseleyi böyle gördüler. Bizim medyayla güven ilişkisini en güzel anlatan olaylardan biri bu. Türkiye'de sadece 100 kişiden 26'sı gazete aldım diyor. Bunun nedeni medya kuruluşlarının düştüğü durumdan kaynaklı. İnternet ya da sosyal medya olarak görmüyorum sebebini. Neden okunmuyor? Bizim okuyucuyla ya da izleyiciyle kurduğumuz bağın temel faktörü haberdir. Haber doğruysa okuyucunun da güvenini kazanıyorsun. Okuyucular neler arıyor? Adil olma mesela, haber hikayesinin tam anlatılmasını istiyor, önyargılı olmama, doğruluk, mahrumiyetin ihlal edilmemesi, okuyucu çıkarlarının korunması gerekiyor. Biz gazetecilerin asli görevi zaten halkın haber alma hakkını yerine getirmektir. Ben bugün Kars'taki bir gelişmeyi Edirne'deki insana ulaştırıyorsam halkın çıkarlarını gözetiyorum demektir. Olgu ve yorumun da ayrıca ayırt edilmesi gerekiyor. Habere baktığınızda ne gerçektir ne gazetecinin yorumudur anlaşılması gerekir. Bu anlaşılmıyorsa okuyucu güvenmiyor. Gazeteciler biraz da kendimizde aramalıyız sebeplerini' şeklinde konuştu.
ÇÖZÜLME SÜRECİ
Türkiye'nin çözülme ve çöküş sürecinden geçtiğini söyleyen Gazeteci Ali Haydar Fırat, 'Zor zamanlarda yaşamak bize düştü. En kısa tabiriyle söylediğiniz bir şeyden olayı linç ediliyorsunuz. En ufak bir eleştirinizde suçlanıyorsunuz. Bu kimi zaman doğduğunuz yerle ilişkilendiriliyor. Doğuluysanız PKK'lı, batılıysanız FETÖ'cü oluyorsunuz. Bir çözülme bir çöküş süreci yaşıyoruz aslında. Farkında olmamız gereken şey bu. Neden bir çöküş süreci yaşıyoruz? Çünkü kendi doğrularımızı kendi gerçekliğimizi yitiren bir toplum olduk. Aslında hala bazı soruların cevaplarını arıyoruz. O soruların cevaplarını veren biri çıkmıştı aslında bu topraklarda. O da bu toprakların en büyük umudu Mustafa Kemal'di. Hala birtakım şeyleri insanlık nehrinin aktığı çerçevede yaşayabiliyorsak bu Mustafa Kemal'in sayesindedir. Düşünün ki bir ülke kuruyorsunuz, Anadolu Ajansı diye bir kurum kuruyorsunuz. Anadolu'daki bütün milli mücadeleyi bütün dünyaya anlatmak için. O kurumu devlet bünyesine almıyorsunuz. Çalışanları üzerine kuruyorsunuz. Ortakları aynı zamanda çalışanları. Aynı şey İş Bankası için de söz konusu. Ama bu iktidarın genetiğinde olan şey şuydu: Cumhuriyetin kurucu değerlerinin altını boşaltmak ve tümden ortadan kaldırmaktı. Muazzam bir intikam duygusuyla geldiler. Ama insanlık nehri asla geriye döndürülemez' dedi. MELTEM KARAKAŞ KAYA
Editör: TE Bilisim