Prof. Dr. Gaye Usluer, 2016 Şubat ayında toplam 30 bin öğretmen ataması yapılmasının öngörüldüğünü belirterek, Türkiye'de 350 bin öğretmenin atama beklediğini söyledi.

AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında 70 bin öğretmenin atama beklediğini ifade eden Usluer, 'Demek ki on üç yıllık AKP iktidarı sonunda atama bekleyen öğretmen sayısında tam 5 katlık bir artış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki, Şubat 2016'da 30 bin öğretmen ataması yapılması sonucunda neyi değiştireceğiz? 30 bin öğretmen ataması sonucunda atama bekleyen öğretmenlerin ancak ve ancak yüzde 10'undan azı atanabilecek. Öğretmen açığının ise ancak ve ancak yüzde 30'u kapatılabilecek' dedi.

'SORUNLAR BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR'

AKP'nin son on üç yılda Millî Eğitim Bakanlığında tam 12 kez yeni düzenleme yaptığını söyleyen Usluer, sözlerini şöyle sürdürdü: ' 5 kez bakan değiştirdi. Gelinen noktada eğitim tam anlamıyla yamalı bohçaya çevrildi. Ama eğitimdeki değişmeyen sorunlar, çözümlenemeyen sorunlar büyüyerek devam etti. 2002 yılından bu yana eğitimde nitelik sürekli düştü. Müfredatta 4 kez değişiklik yapılmasına karşın PISA ve TİMMS sınavlarında OECD ülkeleri arasında Türkiye son sıralarda yer almaya devam ediyor. 13 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminin alt yapı sorunları da çözülemedi. 2014-2015 eğitim öğretim yılında, ilkokullarda 193.289, ortaokullarda 293.813, liselerde 157.346 toplamda 644.448 zorunlu eğitim kapsamında okullarda olması gereken öğrenci okula gitmemektedir. Bu rakamlar 2013-2014 dönemine göre okula gitmeyen öğrenci sayısında %225 oranında artış olduğunu göstermektedir. AKP tarafından 'Farklı yaş gruplarının aynı binada eğitim görmesi' 4+4+4 sisteminin gerekçelerinden biri olarak gösterilmişti. 4+4+4 modeli 4 yıldır uygulanırken ülke genelindeki ilk ve ortaokulların %24,9'unun (7955 okul) aynı binada eğitim yapıyor olması, 4+4+4'ün bu gerekçesini çürütmekte ve eğitim altyapısının ne hallerde olduğunu ortaya koymaktadır. Özetle; 4+4+4 eğitim sistemi, kız çocuklarının örgün eğitimden ayrılmaya başlamaları, çağdaş karma eğitime saldırılar, ilkokulda din temelli Arapça dersleri, dershaneden bozma temel liseler, önü kapanan meslek liseleri, her sene değişen sınavlar, taşımalı eğitim, TÜRGEV gibi ayrıcalıklı sivil toplum örgütleriyle içeriği belirsiz protokollerin imzalanması ve bugün bir rant projesi olduğu tescil edilen sadece %14'ü tamamlanabilmesine rağmen şimdiden 1 milyar TL haracanan FATİH Projesi.

'EĞİTİM POLİTİKASI SÜREKLİLİK İSTER'

Bütün bu sorunlar AKP'nin eseri. Türkiye'de, AKP'nin on üç yıllık iktidarında, eğitim, ne yazık ki bir siyasi ideolojiye göre yetiştirilmek istenen gençlik projesine dönüştürülmüştür. Bir ülkenin iç politikası değişebilir, bir ülkenin dış politikası değişebilir ancak eğitim politikası yenilenmeler dışında süreklilik ister. Aklınıza gelen, size uygun olan fikre göre insan yetiştirmek üzere eğitim politikası yapılmaz, yapılamaz. Yaparsanız saydığımız sorunlar ve verdiğimiz rakamların işaret ettiği gibi eğitim arap saçına döner, eğitimde kalitede kalmaz ve ülke karanlık bir geleceğe doğru ilerler.'

Editör: TE Bilisim