Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, ES TV'de canlı yayınlanan 'Eskişehir Notları' programında ES TV Genel Yayın Yönetmeni Ali Baş'ın sorularını yanıtladı. Başkan Ataç gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Eskişehir'in öğrenci dostu şehirleri arasında birinci sırada yer almasını değerlendiren Başkan Ataç, 'Eskişehir ili halkı, yaşayan yerel halk öğrenci konusunda bence çok ciddi bir akıllı davranış içine girdi. Çünkü birçok ilde ben de üniversite öğrenciliği yaptım, ev kiralayamazsın vermezler ev sahipleri ama Eskişehir'deki mülk sahipleri öğrencilerin kiralaması konusunda çok yardımcı oldular yani evlerini açtılar, yeni evler açıldı, 1+1 evler yaptılar vs. yani tahminen benim 3 mahallemde 15 bin öğrenci kalıyor ve orada yani öğrencilerin Eskişehir halkıya yıldızı barışmış, çok iyi ilişkileri var. Öğrencilere gerekli itibar gösteriliyor vs. bunun karşılığında da Eskişehir'de ciddi bir ekonomik gelime meydana geliyor hatta 2007 yılı ya da sanırım daha sonra Fevzi Hoca zamanında Anadolu Üniversitesi'nin kent kazandırdığı birikimlerle ilgili çalışma yapmışlardı. Hatta onu kitaplaştırdılar, mesela orada şunları katıyorlar; üniversite çalışan personelin maaşları, öğrenci ayda şu kadar gelse hesabı çünkü öğrenci parayı saklayamaz harcamak zorundadır, bunların hepsini üst üste koyduğunda eğer yanlış kalmadıysa aklımda 1 katrilyon gibi bir rakam çıkıyordu. Bu da bence Eskişehir halkının misafirperverliği ve akıllığı diyeceğim.

ESKİŞEHİR'E ÇOK YAKIŞIYOR
'Başkanım benim bildiğim kadarıyla bu öğrenci evleri dediğimiz 1+1'ler, stüdyo daireler bunların da ilk yapıldığı illerden birisi sanırım Eskişehir, Eskişehir'den sanırım bütün illere yayıldı' sözleri üzerine Başkan Ataç, 'İnanır mısın Hoca'yla Paris'e gitmiştik, bizi bir resmi rehber gezdirdi tanımıyoruz falan daha sonra çay molasında dedi ki Başkanım ben Tepebaşı Bölgesinden 1+1 ev aldım dedi, nereden aklına geldi diye sordum, biri dedi tasarruf yapmak istiyorsan git oradan 1+1 al dediler. Yani bak nerelere kadar gidiyor bu olumlu şeyler. Gerçekten Eskişehir bu konuda bir üniversite kenti olma pozisyonunu çok iyi yaşıyor. Bakıyoruz mesela Konya'da tabi büyük üniversiteler var falan ama öğrenciyi kentin bayağı bir dışında yere atmışlar. Gerçi raylı sistemle gidiyor ama bizdeki öğrenci kent içinde yaşamayı seviyor. Kentin hayatına katılmak istiyor ve onlara o hakikaten çok farklı ileriye doğru deneyimler sağlıyor. O yüzden biz öğrenci kardeşlerimizden memnunuz, onlarla beraber 3 tane devlet üniversitemiz, onun için 'eğitim kenti' ibaresi Eskişehir'e çok yakışmakta' dedi.

KANATLI İLE İLGİLİ SOHBETİ ANLATTI
Anadolu Üniversitesi'nin bölünmesinin bir hata olduğuna dikkat çeken Başkan Ataç, 'Yani 1 üniversiteyi bölerek 3 üniversite demenin alemi yok yani. Anadolu Üniversitesi 1958'de kurulmuş, bugüne kadar bu şekilde gelmiş hatta içinden bir Osmangazi Üniversitesi çıkmış. Bunu bölmenin bence bir önemi yoktu ama oldu artık belki bu hükümetten sonra tekrar birleştirilir, edilir. Büyütmek çok önemli. ben bir tek şunu yadırgıyorum, Eskişehir'e niye bir vakıf üniversitesi gelmiyor onu yadırgıyorum çünkü vakıf üniversitesi kurulacak en iyi kentlerden birisi Eskişehir. 2 tane devlet üniversitesinde çok sayıda fakülteleri olan çok güçlü üniversiteler yani oradan vakıf üniversitesi beslenir. Bunu deyince aklıma bir anım geldi; 2009'da seçildikten sonra bir gün rahmetli Firuz Kanatlı ağabeyimden ben baba dostum olduğu için Firuz Ağabey diye hitap ederim, bir gün beni çağırdı onların bu Eti fabrikası için Ahmet orayı ne yapalım senin de bir görüşünü almak isterim dedi, bilmiyorum katılır mısın katılmaz mısın ama bana göre oraya bir Eti Üniversitesi çok yakışır dedim. Yapamayız o bizim işimiz değil dedi. Eskişehir'de böyle 2 tane güçlü üniversite var senin bir şey yapmana gerek yok, sen onu kurdum mu zaten kendiliğinden gider, bak dedim İstanbul'da apartman dairlerinde üniversiteler kuruluyor, sizin burada en azından 40 dönüm yeriniz var, bu çok önemli bir avantaj, hakikaten de Eskişehir ve sizin ailenize Eti Üniversitesi çok yakışır dedim ama o yaklaşmadı ama kursaydı çok farklı olurdu' ifadelerine yer verdi.

BELKİ KARAR ALIRLAR
'Yeni bir planlama var mı acaba Firuzhan Bey belki yapar onunla görüşseydiniz' sözlerine yanıt olarak Başkan Ataç şöyle konuştu: 'Yani Firuzhan'la ben bunu konuştum da biraz daha beklemek gerekiyor, biraz iç sıkıntıları var onları aşmaları geriyor, onsan sonra belki böyle bir karar alabilirler. Dediğim gibi de onlara çok yakışır' dedi.

BELEDİYELER ÇOK İŞ YAPTI
Koronavirüs süreciyle ilgili olarak değerlendirmede bulunan Başkan Ataç, 'Bütün belediyeler çok iyi şeyler yaptılar, işte maske dağıtımı, sıcak yemek aşevlerinden, erzak, sıkıntıları varsa o sıkıntıları birebir gidererek yardımcı oldular. Hani şu sayıda bu sayıda diye vermeme gerek yok çünkü herkes ciddi anlamda yapabildiğini yaptı. Şimdi bir belediye çıkıyor 1 milyon maske dağıttım diyor, öbür belediye çıkıyor 50 bin maske dağıttım diyor ama bence oradaki niyet önemli. Bu virüsten kurulmanın yoluna bakacağız. Yalnız 1 Haziran'dan sonra bu bir anda normalleşme sıkıntılı oldu hatta bu konuda tekrar birtakım görüşler ortaya konuyor. Mesela, Amerika'daki görüşe göre en tehlikeli yerler dini tesisler, düğünler, restoranlar diye nitelendirilmiş. Hakikaten bizde de baktığında asker düğünü, diğer düğünler, halaylar işi kaşıyor bu yönde ve hastanelerden aldığım bilgiye göre yoğum bakımda sayılar artıyor, müracaatlar artıyor.

İYİ ŞARTLARDA ÇALIŞACAKLAR
Başkan Ataç sokak toplayıcılarını ilgilendiren GEZİKOOP projesi hakkında detayları paylaştı. Başkan Ataç, ' İşe almakla çözülmüyor. Onların bilfiil kendileri çalışması lazım çünkü işe aldığın zaman onu bir süre sonra bırakabilir. Antalya'da galiba bir dernek kurulmuş bazı teşebbüsler olmuş ama bizimki gerçekten çok doğru teşhis edilen bir yönetim çünkü sokak toplayıcıları tabi sempati duyan da vardı aksine duymayan da vardı. Ya adam pis çöpü karıştırıyor, dağıtıyor çok iş sonra bir ara yasaklandı iyice çıkmaza girdi iş. O zaman da bazı önlemler aldık onların iyi şartlarda çalışması için. Sonra düşündük ki biz bunları kooperatif çatısı altına alalım. Bu işi yapan sağlıklı düzgün insanlar da var ama hüküm giymiş olan var, eski uyuşturucu kullanıcısı var, mültecisi var… Bunlara baktığında bir farklı grup oluşuyor, oradan bir sosyal işletme sosyal kooperatifi adını alıyor, sosyal lafı oradan geliyor, onu kullanan ilk belediyeyiz. Bunlar üyemiz oluyor, şöyle 22 tane Türk ortak üyemiz var ama gelecekte Afganların da o sistem içinde çalışmalarını sağlayabiliriz çünkü Afganlar gerçekten iyi çalışan insanlar. Özellikle mesela hayvancılıkta çok başarılılar. Türkiye'de bugün küçükbaş sahipleri diyorlar ki Afganlar olmasa hayvancılık biter diyorlar.

KREŞ KONUSUNDA YOL ALACAĞIZ
Başkan Ataç, Canan Şeker Erken Çocukluk Eğitim Merkezi konusunda ise şunları paylaştı: 'Canan Hanım eksik olmasın geldi, isminin olacağı bir şey yapmak istiyor, tabi bağış yapacağı miktar önemli çünkü bir inşaat yapacak, şu olacak, bu olacak. Biz arsasını veriyoruz bu tip bağışlarda, inşaatı şöyle bağışı neyse ne kadarsa o bağışını meclis kararı geçiriyoruz isminin geçmesi ile ilgili, sonra ihale açıyoruz bütün mimari planları, statiği hepsini belediye yapıyor onun üzerinden ihaleye çıkılıyor ve o ihalede kim kazandıysa o işe başlıyor. Canan Hanım'ın vereceği miktarla bu bitmeyebilir, onun üstünü tabi ya bir bağışçı çıkarsa onunla devam ederiz veya belediye karşılar. Bu tip bağışlar gelmeye başladı, bu Kovid'den önce Alanya'dan bir bağış gelmişti mesela onunla ilgili yapacağını söylemişti ama şimdi, biraz erteleyelim dedi. Onu da Fevzi Çakmak ile arsasını falan hazırladık, onun da mimarisi, statiği, inşaatla ilgili hazırlıkları yapılıyor hatta zemin etütleri falan da yapıldı. Fevzi Çakmak'la da bir kreş olmasını istiyorum, bu tip ihtiyacı olan mahallerimizde günü geldikçe bağış olur, belediye kendi bütçesiyle yapar, bu dönemde kreş konusunda bayağı yol almak istiyoruz. Mesela bu Fatih Mahallesi, Fatih Mahallesi'nde böyle bir tesis yoktu, belde evimiz var orada ama çocuklarla ilgili yoktu. Burada Fatih Mahallesi'nde yapılıyor, bir de Fevzi Çakmak var bu ara ama yine böyle bağışçılar çıkarsa ben mahalleleri taradım, o arsaları saklıyorum o arsalar üzerinden yapılabilir. Bir yatırım üzerinde en maliyetli şey toprak Ali'ciğim, toprak o kadar yükseldi ki Tepebaşı'nda biz de bunu kendi arazilerimiz üzerinde yapılmasını, işin biraz daha ekonomik olmasını sağlıyoruz. Mesela bir tane yaşlılar için yine bir bağış vardı, o bitmek üzere onun iç teftişine geçiyoruz. Ona bir bağış bulduk yaklaşık 100 yaşlının kalabileceği bir tesis oluyor, o da 5 dönüm üzerine yapıldı Zincirlikuyu'da. Kaba inşaatı ve diğer detayları bitmiş durumda, yavaş yavaş da onun iç teftişini tamamladığımızda Eskişehir çok önemli bir yaşlı evi kazanmış olacak.

MÜCADELEYİ DESTEKLİYORUZ
Kıdem tazminatının fona devri konusunda görüşlerini açıklayan Başkan Ataç, belediye olarak karşı çıktıklarını söyledi. Başkan Ataç, 'Şöyle bir baktım Kıdem Tazminatı tarihçesine, 1936'da kurulmuş ve yaklaşık 80 yıllık mazisi olan bir konu. Tabi çalışanın, işçinin, tabi memurların ayrı ikramiyesi var. İşçilerim kıdem tazminatı çalıştığı 25 sene 30 sene ne ise bunun karşılığında o paranın birikip, geleceğinde yaşlılığında birtakım planları olan insanların kullanacağı bir para. Yani bir alın terinin, emeğin karşılığı bu. Buna her dönemde göz kondu hatırlıyorum ben, hep bir fon sevdası var hükümetlerde o fonla bu kıdem tazminatına nasıl el koyarız, bir kısmını veririz büyük bir kısmını kendimiz kullanırız planı bu. Bence bu konuda DİSK zaten çok büyük tavrını koyuyor hatta dikkat edersen bu çalışmalarla ilgili bir tek DİSK'i çağırmadılar ve bu tamamlayıcı emeklilik sisteminin birtakım çalışmalarının belgeleri veya taslakları çalışan işçinin sendikalarına verilmiyor. Yani hükümet sadece kendi elinde tutuyor, böyle olunca tepki daha çok büyüyor tabi ama son bildiğim kadarıyla HAKİŞ'te de istemiyorlar, işverenler de istemiyor. Bu konuda Tepebaşı Belediyesi olarak şiddetle karşıyız, işçini bu konudaki mücadelesini destekliyoruz.'

ÇOCUKLAR ADINA BÜYÜK RİSK
Belediyenin havuzlarıyla ilgili bilgi veren Başkan Ataç, 'Açık değiller, onu tahmin ediyorum 15'in sonra gözden geçirilecek. Yani onlarla ilgili bayağı bir çalışmalar yapılıyor çünkü hazırlık yapmadan açılması doğru olmaz yalnız orada aldığımız bir karar var, çocukları alamayacağız sadece yetişkinlerle başlayacağız sonra durum netleştikçe çünkü bizim her 3 aylık programda yaklaşık 1500 çocuğumuz oluyor o konuda o çocuklarımızı bu tip şeylerle muhatap etmeyelim. Hatta bugün gelirken televizyona bakıyordum 31 Ağustos'ta okullar açılacak deniyor ama Ekim-Kasım'da Kovid 'in tekrar yükseleceği düşünceleri var, 31 Ağustos'ta açmak doğru mu değil mi? Sınıfların durumu bir de çocuk sosyal mesafeyi koruyamıyor, el temizliğine dikkat edemiyor, bunlar da çok büyük risk çocuklar adına ama bekleyip göreceğiz diyelim'
Editör: TE Bilisim