Lokantacılar Odası Başkanı Bilen ve Seyyar TuLokantacılar Odası Başkanı Bilen ve Seyyar Tuhafiyeciler Odası Başkanı Şen, ES TV'de yayınlanan Açıkça programının konuğu oldu. Gazeteciler Ali Baş ve Meltem Karakaş Kaya'nın sorularını yanıtlayan başkanlar, pandemi sürecinden esnafın nasıl etkilendiğini anlattı.

YETER ARTIK DİYORUZ

İlk olarak ülkemizin içerisinde bulunduğu 9 aylık pandemi sürecinin esnafa olan etkilerinden bahseden Seyyar Tuhafiyeciler Odası Başkanı Ali Sefa Şen, 'Bizim halkımız yapı gereği çok hassas. Ülkede ekonomik sıkıntıyı hissettiği an ticaretini de otomatikman kesiyor. Hep biz söyleyegeldik küçük esnafımızdan alışveriş yapın diye. Küçük esnafımız direkt etkilendi. Bu pandemi süresince de evde kalın, dışarı çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun derken vatandaşlarımız, 65 yaş üstü, 20 yaş altı hep 9 aydır ürkek bir ortama girdiler. Bunun neticesinde alışveriş yapılmadı. Esnafımız çok ciddi manada ekonomik anlamda sıkıntı çekti. Zaten devletimizin genelde ekonomik anlamda yükünü de bizim vergi ve bir takım ödemelerle çok ciddi manada genel bütçeye esnafımız katkı koyuyor. Hem iş yapamadı hem devlete olan yükümlülüklerinde de bir takım sıkıntılar yaşadı. Bu pandemi devam ettiği sürece esnafımızın sıkıntısı da devam ediyor. İnşallah bu pandemi bir an önce biter, esnafımız normal ticaretine döner de bir daha yazın da sıkıntı yaşamayız. Ticaret yapmak istiyoruz, para kazanmak istiyoruz. Esnaf olarak yeter artık diyoruz. Gerçekten ticari manada çile çekiyoruz' dedi.

DENGEMİZ BOZULDU

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen ise 'En ufak felaket gelse bir şey gelse bizi vuruyor, küçük esnafı vuruyor ne hikmetse. Yani öyle bir noktaya geldik ki artık kimse gözlerini yummamalı. Çünkü bizler artık sosyal ve ekonomik statümüzü kaybetmeye başladık. İnsanlar hakikaten evlerine ekmek götüremez oldular. Son günlerde hele bu ikinci dalgadan sonra dengelerimiz bozulmaya başladı. Bu önümüzdeki günlerde felaketlere de sebep olabilir. Çok ciddi serzenişler var, telefonla insanlar bizi arıyorlar. Elektrik faturaları geldi, doğalgaz da ona göre. Dolayısıyla sıkıntılı günler bizi bekliyor. Bu kış zor geçecek. Biz alınan tedbirlere karşı değiliz. Halkın sağlığı bizim için çok önemli. Dolayısıyla virüsün kaynağı biz değiliz diye anlatmaya çalışıyoruz her platformda. Sadece bizim üzerimizden algı politikası yaratılmamalı. Sadece bizim üzerimizden pandemi süreci yürütülmemeli. Bu işin üstesinden geleceksek topyekûn gelmemiz lazım. 10-15 gün kapansak herkes bir karantinaya girse batacak mı bu ülke? Devletten hiçbir talebimiz yok kapanalım 15 gün neyse, sonra herkes işine baksın. İtirazımız var, sadece bizim üzerimizden algı yürütülmemeli' ifadelerini kullandı.

KREDİYE İHTİYACIMIZ YOK

Yaklaşık 10 aydır dükkanı kapalı olan esnafların varlığından bahseden Bilen, 'Bu insanları kimse sormuyor. Ne yiyorsunuz, ne içiyorsunuz, paranız var mı, kiranız var mı, çocuklarınız okula gidiyor mu filan gibi… 10 aydır düşünsenize… 10 gün işsiz kalın, 1 ay işsiz kalın düşünün kendinizi. Bu insanlara çok acil ivedilikle destek olunması lazım. Çok acil bunlara yardım eli uzatmamız lazım. Avrupa ülkelerinde biliyorsunuz sosyal devletin gereksinimleri üzere sosyal yardımları vesaire… Bizde bunların hiçbiri yok, biz bunları talep ediyoruz. Biz kredi istemiyoruz, krediye ihtiyacımız yok bizim. Kredi taksitleri geldi, neyle ödeyeceğiz? 9'uncu ayda başladı. Dükkanlar kapalı bu ay nasıl ödeyeceğiz? İvedilikle bize, işletmecilere, dükkan sahiplerine asgari düzeyde harçlık verilmesi lazım. Bize boyun büktürmemeliler. Gerçekten çok yorgun durumdayız, yorulduk. Şimdi taksitlendirmeler geldi. Gidelim taksitlendirelim de nasıl ödeyeceğiz bu taksitleri. Burada çok acil önlem alınması lazım. Biz geriye dönük borçlarımızı ana para üzerinden makul bir aralıkla bu ödenebilir bir şekilde taksitlendirmemiz lazım. Şu anda faizler ana parayı geçmiş durumda' şeklinde konuştu.

ARTIK ÖDEYEMİYORLAR

'Cumhuriyetin kurulduğundan beri küçük esnafımız hep devlete vermiş' diyen Şen, 'Küçük esnafımız devletin bel kemiği. Şimdi pandemiden dolayı 9 aydır belki bir kere belki iki kere devlete demiş ki bana kapat diyorsun, millete evde kal diyorsun. Benim evime ekmek götürecek bir gelirimin olması lazım. Bunu da devletimden beklemek en doğal hakkı. Bizim esnafımızın büyük bir çoğunluğu devletten bir hibe falan beklemiyor. Devlet kredi versin ama ödemesini 3. ayda verip de 9. ayda istemesin. 9'uncu ayda pandemi bitmedi ki. Bu ödemelerin ötelenmesi lazım. Hatta bu kışı geçirmesi adına devletin uzun vadileri, bir sene iki sene ödemesiz bir kredi açması lazım. Devlet bunu 2011 yılında KOSGEB aracılığıyla bir yıl ödemesiz faizsiz bir destek verdi. Bu ticari bir destekti. 2017 yılında bankalar aracılığıyla esnafın gücü oranında esnafa yine bir destek verildi. Şimdi o zaman vermişsin ama şimdi pandemi var daha çok vermen lazım. Ki esnaf da taahhüdünü yerine getiriyor. Yapılandırma bir af falan da değil. Devlet esnafın borcunu sadece takside bölüyor. 36 ay takside bölünce faizsiz bölmüyor ki. Devletin esnafın sesini duyması lazım. 25 bin lira zaten vardı yani eskiden de verilen bir paraydı bu. Sadece televizyonlarda reklamı yapıldı. Esnafımızın da bazıları bundan yararlandı. Esnaf Kredi Kefaret Kooperatiflerimiz zaten 5 bin lira ile 200 bin lira arasında kredi kullandırıyordu. Mart'ta bu krediyi kullananlar 9'uncu ayda ödemeleri gerekiyordu, pek çoğu ödeyemedi' ifadelerini kullandı.

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Okul ve üniversitelerinin kapanmasının da esnafı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Bilen, 'Onlarca dükkanımız kapandı. Tabi öğrencilerin de gelmemesi, üniversitelerin kapanması bize zaten ilk darbe orada… Tam toparlanma sürecine girmiştik okulların kapalı olması bizi çok derinden vurdu. Bizde devirler çok. Aylık yaklaşık 30-40 arası dükkanı kapatan ve devralanlar oluyor. Yeni açanlar da oluyor. Dolayısıyla gerçekten çok vurdu bizi, bitirdi. Biz kredi istemiyoruz geri dönüşümsüz destek bekliyoruz. 25 bin lira hibe olmalı kredi değil. Veya faizsiz makul bir ödeme şekliyle ödeyebilelim. Bu şekilde ayakta kalmamız mümkün değil. Tehlike çanları çalıyor. Yılbaşından sonra daha ciddi sıkıntılara yol açacağına inanıyorum. Daha çok yeni ticarete atılmış genç arkadaşlarımız direniyorlar. Ben onlara çok üzülüyorum' dedi.

BİRİLERİ CEZALANDIRILIYOR

Kısıtlamalarda çeşitli mantık hatalarının olduğunu belirten Bilen, 'Bilim Kurulu Üyeleri bir genelge yayınlıyorlar Da Vinci'nin şifresi gibi. Üç gün çözmeye uğraşıyoruz. Sağ olsunlar. Sokağa çıkma yasağı 21.00'de, lokantalar 20.00'de kapanıyor. Zaten saat 21.00'den sonra kimse dışarı çıkmıyor, 21.00'e kadar herkes geziyor. Lokantalar 20.00'de kapanıyor. Çok mantıksız. Halbuki gündüz sokağa çıkma yasağı getir, saat 21.00'den sonra serbest bırak ki en azından yüzde 70'i çıkmaz. Saat 21.00'den sonra kimse çıkmaz en azından önlemiş olursunuz. Burada bir terslik var. Bu iş tam tersine yapılması lazım. Fabrikalarda nerde yemek yiyorlar? Buna bir önlem alınmalı. Saat 20.00 erken. Bunu şimdi saat 00.00'a çektiler yaptığımız baskılar neticesinde. Yeni bir genelge yayınlandı hafta sonu da 00.00'a kadar aldılar. Burada bir sıkıntı daha var. Mesela tekel bayici arkadaşlarımızın alkol satmakta sıkıntıları vardı. Onlar satamıyor ama büyük ve küresel marketler satıyorlar. Yani burada cezalandırılıyor birileri sanki. Biz kendimizi cezalı hissediyoruz. Lokantalarımızı pandemi kurallarına uygun şekle getirdik. En azından gelince insanlar ayakta kalmasınlar yesinler ve gitsinler' şeklinde konuştu.

MARKETİ DEĞİL BAKKALI AÇIN

Lokantaların ve kahvelerin kapatılmasına akıl erdirmenin çok da mümkün olmadığını söyleyen Şen, 'Lokantada yemek yiyenler genelde arkadaş eş dost oluyor. Bunun haricinde insan zaten tek gittiyse tek masaya oturuyor. Kahveleri kapattınız ama çay ocakları açık. Çok bir anlamı olmadı. Market deyince bizim aklımıza gıda satılan yer geliyordu. Şimdi dönüp baktığınızda gıdanın haricinde her şey var. Siz benim tuhafiye satan esnafımı Cumartesi Pazar kapatıyorsunuz. Ama benim tuhafiye satan esnafımın ürünlerini marketlerde satıyorsunuz. O zaman benim esnafımdan alıp everemediğiniz ne? Marketler gıda için açık olacaksa bizim bakkallarımız var. Bakkallarımıza müsaade edin en azından bakkallarımızı körlemeyin. Kararlar alınırken küçük esnaf düşünülerek alınması lazım' ifadelerini kullandı.

İNSANLAR BİLİNÇLENDİRİLMELİ

Kısıtlamaların nasıl olması gerektiği ile ilgili fikirlerini sunan Bilen, 'Uyarı mahiyetinde megafon, mikrofon ne varsa işte bakıyoruz İstiklal Caddesi'nde zabıta dikilmişler sağdan gidin, soldan gidin maskeni tak vesaire uyarıyorlar ne güzel. Burada da olsun. Belirli caddelerde olabilir. İnsanlar Doktorlar Caddesi'nde üç kişi yan yana oturuyorlar. Dükkanlar kapalı caddelerden geçilmiyor. Bunun önüne geçilmeli. Belirli caddeler kontrol edilmeli' dedi. Şen ise, 'Yazın dikkat etmememizin faturasını şimdi ödüyoruz. Eylül ayında 4 üyem vefat etti Covid'den. Aşağı yukarı 100'e yakın esnafımız da yakalandı' şeklinde konuştu.

HALA ÇIT YOK

Dükkan kiraları konusundaki son durumu anlatan Şen, 'Davalar şu an görülmüyor ama birkaç televizyonda dinledik. Bakanın biri açıkladı. Kira, stopaj, elektrik, doğalgaz, vergilendirme ile ilgili yapılacak yardımlarla ilgili görüşeceğiz dedi. Akabinde TÜSİAD ile TOBB birer gün arayla toplantı yapıldı. Toplantıya maliye bakanı, ticaret bakanı ve ilgili bakanlıklardan topladılar. Bizim bağlı olduğumuz konfederasyon ne hikmetse toplantıya çağrılmadı. Ama o toplantıdan şunu ümit ettim. İş adamlarımızla devlet ve maliye bakanı bu yapılacak iyileştirmelerle görüşecek bundan sonra ortak deklarasyon yayınlanacak. Duruma göre iş yapamayan küçük esnafı ayıracaklar bunların belli ölçülerde yardımları yapacaklar diye düşündüm. Toplantı olalı 15 gün oldu daha çıt yok. Bıçak kemiğe o kadar dayandı. Kesinlikle ve kesinlikle devletin sırtlanması lazım. Giderleri devletin bir şekilde oturup konsensüsle bir şekilde çare bulunup nefes aldırılması lazım' ifadelerini kullandı.

KENDİMİZİ AVUTUYORUZ

Paket sevisi uygulamasını değerlendiren Bilen, 'Yüzde 80 esnaf kapalı, yüzde 20'si açık. Paket servisi yapıyorlar. Bunlarda yüzde 20-30 kapasiteyle çalışıyorlar. En azından ceplerinde bugün 50-100 lira cep harçlığı kalıyor. 10 aydır kapalı olan esnafların cebinde harçlık yok. Yine de bir yerden seviniyorlar. Gece 24.00'e kadar acaba diye… Yani devletimiz gerçekten bize çok acil destek olmalı. Buradan çağrı da yaptık. Eskişehir esnafına sahip çık diye. Bunlar çok ilgi gördü. Birçok platformda insanlar bunları paylaştı. Birçok ile örnek olduk. İnşallah Eskişehir halkı bizlere sahip çıkacak, bizleri ayakta tutacak. Yoksa devletimiz de yardımcı olmazsa bu paket servisiyle kendimizi avutuyoruz' diye konuştu.

KANAYAN YARAMIZ SİCİL AFFI

KGF kredileri ile ilgili konuşan Şen, 'Sicil affı diye hep bekleye geldiğimiz ama bankaların yani hükümet sicil affı yatık diyor. Sicil affı yaptı ama bankaların kendi içindeki datalarında bütün kredi kullananların verileri duruyor ama onlar silmiyorlar. Gittiğinizde bankalarda birbirine bağlı, görüyorlar. Diyorlar ki sen filanca bankasından kredi kullanmışsın biz sizin kredinizi değerlendiremeyeceğiz, sicil puanın düşük. Bundan önce bir sıkıntı olmuş. Bankalar kendi inisiyatifinde kredi kullandırmıyorlar. Buna kesinlikle köklü çözüm bulunması lazım. Kimi bu krediyi döndürebilecek duruma gelmiş, kredi kullandırmıyorlar. Esnafımızı bir şekilde kredi kullanması lazım. Bu 25 binlik devletin desteğini kullanamayanlar bundan dolayı kullanamadı. Alamayınca da ne olacak dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Bizim yıllardır kanayan yaramız sicil affı' dedi.

YERİNE KOYAMIYORUZ

Bilen ise, 'Türkiye genelinde 104 üyemiz var. Whatsapp grubumuz var. Orada konuşuyoruz. Eskişehir'deki hizmet sektör öğrenci ağırlıklı olduğu için bizi çok vurdu. Diğer illerde de aynı sıkıntılar var. Zamlara yetişemiyoruz. Aldığımızı yerine koyamaz hale geldik. Bizim ekstra oldu. Bağlar bölgesinde ESOGÜ'nün oradaki işletmeler satış üzerinden paket servisi yapan esnaflarımız vardı. İmar affından yararlanıp garaj olanlar dükkan oldu. Ama şimdi hepsi kapandı. Gerçekten çok büyük yaralar açtı. Yerel üreticiye destek olmamız lazım' diye konuştu.

UMUTLANMIŞTIK

Açıköğretim döner sermayenin yüzde 80'i YÖK'e aktarılması yerine esnafa destek olunması yönündeki açıklamaları değerlendiren Şen, 'Yıllardır AÖF bütçesi büyük rakamla ifade ediliyordu. O bütçe hiçbir zaman esnafa kullandırılmadı ki. Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğu zaman bütçenin bir kısmını aldılar ve farklı yerde kullandılar. Öğrenciler gelecek esnaf iş yapacak diye baya umutlanmıştık. Ama gediğimiz noktada o da mümkün olmadı. Kullanırsa devasa bütçe kullanılsa iyi olur tabi olmaz mı?' derken Bilen 'Nasıl olur bilmiyorum. Ama burada doğru yatırımlar yapılırsa, üniversitelerin esnafla iş birliği olursa tabi ki mutlaka faydası olur. Ama onun dışında parayı al esnafa dağıt olmaz. Ama yatırı için kullanılabilir' ifadelerini kullandı.

ÇOK CİDDİ RAKAMLAR

Esnafın bu süreçte eleman çıkartmadığını ancak zorlandıklarını belirten Bilen, 'Daha dün yardım kolileri vardı. Aşçı derneğinden 30'a yakın aşçı geldi. Hepsi işsiz. Ne yapacağız başkanım diye sordular. En küçük dükkanda 5 kişi çalışıyor. Ama büyük dükkanlarda 20 kişi çalışan da var. Biz bunu ortalama 7-8 kişi düşünüyoruz. Eskişehir'de 3 bin üzerinde hizmet sektöründe çalışan işletme var. Bunu 9 ya da 10 ile çarpın. Ailelerini çarpın. 50 binleri geçiyor. Çok ciddi rakamlara tekabül ediyor' dedi. Şen ise, 'Herkes küçülmeye gitti. 5 sene yanında çalışmış birbirlerine emek vermişler bu insana çık git demedi kimse. 5 ay tolere etti. 5 işçisi varsa dönüşümlü çalıştırmaya başladı. O da olmayınca küçülmeye gidiyorum. Kendinize uygun bir iş bakın ki kan ağlaya ağlaya yol vermek zorunda kaldılar, kalıyorlar, kalacaklar. Yasa var. İşten de çıkartamıyorlar aslında' diye konuştu. ESRA ÜNLÜ

Editör: TE Bilisim