Esra Yücel'in röportajı

Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Av. Ezgi Akyıl, çocuk hakları, çocuk istismarı ve ailelerin bu konuda ne yapması konusunda görüşlerini anlattı.

1. Çocuk Hakları Nelerdir? Çocuk hakkı ve istismarı denilince akla ilk ne geliyor?

Çocuk, başta herhangi bir ayrım olmadan 18 yaşından küçük her bireydir. Temel başlıklar altında çocuk hakları ise; yaşama hakkı, kimlik sahibi olma, sağlıklı gelişme hakkı, eğitim hakkı, sevgi ve ilgi görme hakkı, istismara karşı korunma hakkı ve çocukların en sevdiği oyun oynama hakkından oluşur.

Çocuk hakkı ve istismarı deyince aklıma ilk 'masumiyet' geliyor. Bu konularla sık karşılaşmamız ve ilgilenmemiz sebebiyle duygularımızı biraz daha arka plana iterek olaya yaklaşıyoruz. O nedenle bu kavramların, hukuki altyapıları da önemli. BM çocuk hakları sözleşmesi temel ilkeleri ve Lanzorette sözleşmesine de değinmek gerekir. BM Sözleşmesinin temel ilkeleri; ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkıdır. Bu sözleşmeyi Türkiye'de ilk kez yerel yönetimlerden şehrimizin Büyükşehir Belediyesi duyarlılık göstermiş ve kabul etmiştir. Bu çok önemli bir adımdır, bu altyapıyla orantılı çalışmalar da sürmektedir.

2. Ülkemizde çocuk hakları yeterince kullandırılıyor mu?

Ülkemizde maalesef halen çocuk haklarının çocuklarca yeterli düzeyde kullanılabildiğine ve o bilince ulaşıldığına inanmıyorum. Evet, gerekli yasal düzenlemeler var, bazı değişiklikler gerektirse de, ancak bu düzenlemeler yerelde ve ülke genelindeki uygulamalarda tam olarak izlenememektedir. Çocukların haklarını kullanabilmeleri için önce yetişkinlerdeki gibi, haklarını bilmeleri gerekir. Sonrasında da bu eğitimi destekleyen hak kullanımını sağlayacak ortamlar devletçe yaratılmalı ve çocukları destekleyecek bilinçli ebeveynler olmalıdır. Örneğin çok basit gözükse de, aile ortamında çocuk hakkında bir karar alırken onun fikri de mutlaka alınmalıdır. Çocuğun aynı katılımı okul eğitiminde de öğretmenlerince kısıtlanmamalıdır.

3. Peki bu konunda neler yapılabilir?

Çocuk hakları da diğer haklarla eş değerde görülmeli ve devlet kademesinde bu konuda ayrıca bir bakanlık oluşturulmalı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı son derece geniş kapsamlı kalmakta ve özele inmekte yeterli olamamaktadır. Yanı sıra her yerel yönetimin ilgili tüm kurumlarıyla örgütlenerek, Eskişehir'imizdeki gibi, halkı ve çocukları bilinçlendirmeyi görev edinmesi gerekir. Bu konuda çok özverili çalışan STK'lar var, gönüllü katkı vermek isteyen herkes katılmalı, duyarlılık artmalıdır.

4. Devletin çocuk istismarı ile ilgili politikalarını yeterli buluyor musunuz?

Tüm bilimsel verilere göre çocuk yaşta cezaevine giren kişi, ileride mutlaka cezaevine geri dönüyor. Buradan da anlaşılan devletin öncelikli politikası, çocuğa ceza verme yerine çocuğu ıslah etme yönünde olmalıdır. Bu anlamda cezaevlerinin sayısını değil, Türkiye'de yalnızca 2 tane olan çocuk ıslah evlerinin sayısını arttırmak gereklidir. 4 duvar arasına tıkılan hiçbir çocuğa yaptığının yanlışlığını anlatamazsınız. Kendi çocukluğumuzu düşünelim, yasak olan daha çekici gelmez mi? Hangimiz çocukken pişman olacağımız fiiller yapmadık? Velilerimizin sözünü dinledik? Ülkemizde şu anda cezaevlerindeki hükümlü çocuk sayısına göre, tutuklu (henüz suçu ispatlanmamış çocuk) çocuk sayısı 3 kat fazladır.

5. Son dönemde ülkede çocuk istismarı oranı ne durumda? Türkiye dünya sıralamasında kaçıncı sırada yer alıyor?

Türkiye'nin çocuk istismarı konusunda dünyada 3. sırada yer aldığını yazan haberler varsa da, devletin resmi verilerine bu anlamda ulaşmak zordur. Ülkemizde en yakın 2013 yılında TÜİK tarafından yapılmış bir çalışma vardır ancak burada da, çocuğun sadece ekonomik istismarından 'çalışan çocuk' olarak bahsedilmektedir ki veriler 2012 yılına aittir ve oldukça yüksektir. Sadece ekonomik istismar yoktur, istismar 4 çeşittir (fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik) ve ihmal de eklenince 5 çeşit mağduriyet durumu vardır. Burada en gizli kalan çocuğun cinsel istismarıdır. Toplum olarak bu konuya yaklaşımımız çok daha duygusal ve bazı önyargılarla bu konuları konuşmaktan dahi kaçıyoruz. Genel olarak Avrupa'daki eğitim ve gelişmişlik seviyesine erişemediğimizi düşünürsek bu 1/5 oranın ülkemizde daha fazla olduğunu yorumlayabiliriz. Yine Adalet Bakanlığı'nın 2014 verilerine göre, her ay adli tıp kurumuna 650 çocuğun cinsel istismarı vakası gönderiliyor.

6. Çocuk gelinler nasıl önlenebilir?

İlk olarak Çocuk Gelin yerine, 'çocuk yaşta yapılan evlilikler' demeliyiz ki bu kavrama alışıp duyarsızlaşmayalım, çocuk yaşta yapılan evlilikleri meşrulaştırmayalım. UNFPA tarafından dünyada yapılan evliliklerin 1/3ü erken yaşta evlilik olarak raporlanmıştır. Özellikle kız çocuklarının halen eğitimlerine ara verilip çocuk yaşta evlendirildiğini görüyoruz. Bana kalırsa, erken yaşta evlenmenin yolunu açan Medeni Kanun hükümlerimiz değişmeli, TCK'da yer alan istismar ve erken evliliğe teşvik konusunda bazı düzenlemeler de yeniden ele alınmalı. Sonrasında, çocukların cinsiyet ayrımı olmadan temel eğitimi 12 sene zorunlu tutulmalı, 4+4+4 sistemine itirazlarımızda bundan bahsetmiştik. Meslek edindirme kursları, meslek liseleri önemsenmeli ki çocuklar önce hayata atılsın, kendi ayakları üstünde dursun. Erken yaştaki evliliklerin zararları konusunda ayrıntılı halk eğitimleri verilmeli.

7. Medyanın çocuk istismarının engellenmesi için yaptığı destek yeterli mi? Sadece kamu spotları ile sınırlı kalması doğru mu?

Tabii ki sadece kamu spotları etkili olmayacaktır, ancak yer almalıdır. Medya kullandığı dile 'çocuk' söz konusuysa daha dikkat etmeli, kesinlikle fotoğraf kullanmamalı, kimlik bilgisi vermemeli ve özellikle çocuk içerikli herhangi bir mahkeme kararından veya olaydan bahsederken iyi araştırmalı, topluma gerçeği bağımsız olarak yansıtabilmelidir. Çocukları şiddete özendirecek yayınlar da kontrol edilmelidir.

8. Her çocuk tacizleri davasında çocukların yalan söylediği ileri sürülüyor. Bu konu hakkında düşünceniz nedir? Çocuklar bu konuda yalan söyleyebilir mi?

Hiçbir istismar vakıasında çocuk yalan söylemez kendi sözcükleriyle olanı biteni anlatır. Daha küçük yaşlarda bazen resim çizerek bazen masal anlatarak bazen de oyun oynarken yaşadığı istismara ilişkin ipucu verebilir. Öncelikle mağdur çocuğa inanarak onun dilinden onunla konuşarak olaya eğilmek gerekir. Bu arada çocuğa istismar durumu defalarca anlattırılmamalı, uzman kişilere başvurulmalıdır.

9. Çocuk tacizlerinde verilen cezalar yeterli mi? caydırıcı olması için ne yapılmalı?

Cezaların caydırıcılığı konusunda çeşitli görüşler olabilir. Sağlıklı düşünülen bir anda çocuğun istismarının gerçekleştiğine inanmıyorum. Dolayısıyla o anda istismarcı kişi TCK'daki ceza miktarlarını düşünerek hareket etmemektedir. Daha uzun yıllar hapis cezası veya bir uzvunu kaybetmek onu yapacağı suç fiilinden alıkoymayacaktır. Özellikle çocuğa karşı işlenen bu suçlar olağanüstü hallerdir. Cezaların bu anlamda yeterli olduğunu ancak, bazı indirim sebeplerinin ve şikayete bağlı durumların kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. İnsan aklı ve vicdanı bazı şeyleri kabul edemeyip idam cezasını dahi düşünse de, bu, olmuş olana çözüm olmayacaktır.

10. Ailelere neler önerirsiniz?

Aileler çocuklarına önce özgüven vermeli. Çocuk bol bol sevilmeli, güven ilişkisi kurulmalı çocukla. Çocukta görülen anormal davranışlar olduğunda derhal bir çocuk psikiyatristi veya psikoloğuna başvurulmalıdır. Hukuki anlamda destek alınmak istendiğinde ise savcılığa, çocuk polisine veya Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonumuza ulaşabilirler.

Editör: TE Bilisim