ZULMÜ MEŞRULAŞTIRMA ARACI
Barolar için insan haklarını korumanın yasaların emrettiği bir görev olduğunun altını çizen Elagöz konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 'Günün yargısı maalesef demokrasi ve adaletin önündeki en büyük engellerden olmaya başlamıştır. Bugün hukuk olarak tanımladığımız her şey mevcut siyasi iktidarın hedeflerini gerçekleştirmeye hizmet eden bir yapı haline gelmiştir. Yargı teşkilatı maalesef siyasi iktidarın zulüm ve toplumsal baskısının meşrulaştırma aracı haline getirilmiştir. Bu tip davalarla toplumun tüm kesimlerine verilen mesaj 'bana itaat etmezseniz adaletimin kılıcı ensenizde, ona göre ayağınızı denk alın' mesajıdır. Bu sistemin bu şekilde devam etmesi mümkün değildir. Hukuk devleti ve demokrasiden her geçen gün uzaklaşılması bu ülkenin asıl beka meselesidir. 2013'ten bu yana, gezi protestoları sırasında acımasızca öldürülen gençlerimizin hesabı dahi sorulmamışken, dün çıkan bu haksız karar, Gezi Davası'nın yalnızca bağımsız ve muhalif sesleri susturma amacı taşıyan bir girişim olduğunu hepimize tekrar göstermiştir.'
NE OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, iş insanı Osman Kavala'nın 'casusluk' suçlamasından beraat ve tahliyesine, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise 18'er yıl hapis cezasına çarpıtılmasına, hepsinin ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi.MELTEM KARAKAŞ
Editör: TE Bilisim