Adalar'da bir araya gelen birçok kadın platformu, çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerine tepki gösterdi. Grup adına açıklamalarda bulunan Aydan Barut 'Kadın örgütleri olarak çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerini kaygı ile izliyoruz. Çocuk istismarcılarına af girişimlerinin gündemde tutulması istismarcılara teşvik, tüm çocuklara tehdittir. Çünkü bu af söylentisi olduğu sürece; Ceza Kanunu'ndaki 15 yaş altı çocuklarla hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Medeni Kanun'daki 17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor, uygulanamıyor. Çocuk cinsel istismarcıları işledikleri suçtan mahkum olsalar bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah yaptırdıkları takdirde cezadan kurtulabileceklerini düşünebiliyorlar. Maalesef yargı da af propagandalarından etkilenerek giderek daha çok beraat kararı veriyor' diye konuştu.
ŞİDDETİ DURDURUN
'Toplum da gelenek, görenek diyerek ve af söylemlerinin de teşvikiyle çocuk evliliği adı altındaki çocuk cinsel istismarının ihbar yükümlülüğünü savsaklıyor' diyen Barut 'Af söylentisi çeşitli kişi ve kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden oluyor. Bu af girişimi ertelenmekle kalmamalı; bir daha asla gündeme gelmemek üzere ülkenin gündeminden tamamen çıkartılmalı. Çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden tamamen vazgeçin ve bunu kamuoyuna derhal ilan edin! İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası'nı karalamaktan vazgeçin! Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddeti durdurun! Kadınların kazanılmış haklarını tehdit etmekten vazgeçin' dedi.
SÖYLEMLERİNİZE SON VERİN
Düzenlenmesi planlanan maddeyle ilgili çalışma yaparken 2 Temmuz günü Numan Kurtulmuş'un Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkması yönünde hazırlıklarına dair açıklamasını duyduklarını belirten Barut, şöyle devam etti: 'İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkmak şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara tehdittir. TBMM Boşanma Komisyonu Raporu'ndan beri İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya karşı sistematik bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya nedeniyle ne İstanbul Sözleşmesi ne de 6284 sayılı yasa etkili bir biçimde uygulanıyor. Numan Kurtulmuş'un son açıklaması da, sözleşmeyi ve yasayı uygulamamak için zaten direnmekte olan tüm kamu görevlilerine en üst düzeyden bağlayıcı bir 'talimat' niteliği taşıyor. Bu gibi açıklamaların, şiddet uygulayan erkekleri teşvik etmek; şiddete maruz kalan birçok kadının devlet mekanizmalarına başvurma cesaretlerini kırmak; yargı ve kolluğun görevlerini yerine getirmesine engel olmak gibi olumsuz sonuçları olacak. Bu yüzden sesleniyoruz: Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet ile ayrımcılığı körükleyen bu söylemlerinize son verin. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir biçimde uygulanmasını ve işlevli bir Alo Şiddet Hattı, ülke çapında yeterli sayıda kadın danışma merkezi, sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri ile şiddetle mücadelenin ulusal mekanizmasının yeterli sayı ve nitelikli destek kapasitesine ulaştırılmasını sağlayın.' ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim