CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç, ES TV'de yayınlanan Vaziyet programının konuğu oldu. ES TV Genel Yayın Yönetmeni Ali Baş ve Anadolu Gazetesi Köşe Yazarı Arif Anbar'ın sorularını yanıtlayan Dalgıç, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
EN ŞEFFAF DELEGE SEÇİMİ
Bir çok mahallede büyük mahalle meclisleri kurduklarını kaydeden Dalgıç, 'Orada yaptığımız toplantılarda ve mahalle başkanlarıyla yaptığımız toplantılarda şunu söyledim; Bu delege seçimlerini yapacağız, sizlerden istediklerim hak edenleri yazın, sandıkta sandık görevlisi olanları ve müşahit olanları yazın, sokakta çalışanları yazın, mahalle meclisine gelip emek verenleri yazın. Bana yakın bana uzak bakmayın. Yarın kime oy verir hesabını yapmayın. Çünkü hak edeni yazarsanız zaten onlar hak edeni seçer. Bunu gerçekleştirmek için de tek liste önerdim. Yani zaten çalışanlar belli mahallelerde, tarafına bakmadan hepsini yazın listeye dedim. Onlar yarın ayrışırlar, birden çok aday çıkar, o zaman herkes tercihini yapar ama şimdi tek listede yapalım dedim. Bizim merkezimizdeki 34 mahallenin 10'u dışında tek liste yapıldı. O 10 mahallede iki liste oldu. Büyük problemler olmadı. Belki bir mahallede yaşanmaması gereken bir olay yaşandı. Onun dışında bu anlayışımız sebebiyle aslında, yani tek liste yapmamız, yazarken bizdendir-muhaliftir ayrımı yapmadan yazın dememiz ve buna birçok yerde uyulması sebebiyle mahallelinin de içine sinen listeler oluştu. Ben ve yönetim kurulu, birkaç mahalle dışında delege isimlerine karışmadık. O mahallelerde de mahalle meclisi kuramamıştık ya da aktifleşememişti. Onun dışında tüm inisiyatifi mahalle meclislerine bıraktık. Seçim günü veya öncesi kimi yazdığınız hakkında kimseye telkinde bulunmadık. Bence bugüne kadar yapılmış en şeffaf delege seçimlerinden oldu' ifadelerini kullandı.
DELEGE SİSTEMİNDEN KURTULACAĞIZ
İşlemeyen bir yapının devam ettirilemeyeceğini vurgulayan Dalgıç, 'Her ne kadar ilçenin bir yansıması olması modeli vardı yani mahallede de ilçedeki gibi siyaseti biçimlendiren yönlendiren kişilerin olması önemliydi. Bizim örgütlenme biçimimize bir aşama daha eklenecekti. Ama bu yoktu. Yok diye işlemeyen bir yapıyı devam ettirmek de mümkün değildi. Mahalle meclisleri kurma işine girdik. Bazı talihsizlikler yaşadık. Yönetimi oluşturduktan sonra yönetimde bir uyumsuzluk yaşandı biraz zaman kaybettik derken kafamızdaki yapıyı oluşturduk. Sanırım 2018 Nisan'da erken seçim kararı alındı. Hemen iki ay sonraya. Bu iki ayda örgütlenme çalışmamızı biraz askıya alıp seçime odaklanmak zorunda kaldık. Çünkü bu iki ay içinde sandık eğitimleri, sandık güvenliği, mahallelerdeki çalışmaların planlanması vs. biz hem 24 Haziran hem 31 Mart seçimlerinde, övünerek söyleyeceğim bir şey bu, Türkiye'de ilk 5'e girdik. Tepebaşı da Eskişehir'in ilk 5'e girmesinde en büyük etkendir. Yani biz sandık örgütlenmesinde çok başarılı işler yaptık. Tabii siyasetin rutin ziyaretleri, açılışları oluyor onları da ihmal etmedik. Ama biz 24 Haziran seçimlerinin hemen ardından kaldığımız yerden mahalle meclislerini kurmaya devam ettik. Mahalle meclislerini modelinin bu partinin geleceği olduğunu her zaman söyledik. Başka illerde de bu modelin örnek alınarak uygulandığını öğrendim. Bizim kurduğumuz mahalle meclisleri örnek alınıp başka illerde de kurulmuş. Hatta Odunpazarı şu an yapıyor. Ben bir kitapçık hazırladım ve bu kitapçıkta mahalle meclislerinin yapısı ve nasıl çalıştığı hakkında bilgiler verdik. 31 Mart'ta mahalle meclislerini test ettik. Bu mahalle meclislerinin kurulmasıyla ileride delege sisteminden kurtulacağız' şeklinde konuştu.
MAHALLE MECLİSLERİNDE
ÇALIŞMALARI GEREKECEK
'Delege ağalığından da sisteminden de kurtulacağız' diyen Dalgıç, 'Batıkent'te güçlü bir mahalle meclisi sistemimiz var Şirintepe'de Çamlıca'da… Delege seçimlerinde bunlar oturdular 20 kişi mi 25 kişi mi neyse, delegeleri aralarında konuştular. Hiç kimse de bunu bozmaya cesaret edemedi. Çünkü sistem oturmuş. Gerçekten çalışmamış kişiler hak iddia edemediler. Bu şu yolu açacak bence, bundan sonra delege olmak isteyenler bilecekler ki mahalle meclislerinde çalışması gerekecek. Üyelik yetmiyor. Mahalle meclisinde çalışacak. Sandık örgütlenmemizi çok iyi yaptık. Örneğin, Türkiye'de bir ilk yaptık, benim fikrimdi. Seçim gününü işleyen bir tiyatro yaptık. Bu oyun seçim sabahından akşam sandığı adliyeye teslim edene kadarki süreci işleyen bir tiyatro oyunu oldu. Bunu uyguladık iki gösterim yaptık. Şimdi onu genel merkeze ulaştırdılar. Belki her yerde uygulanacak bir eğitim modeline de imza attık. Biz bir anlayış oluşturmaya çalıştık Tepebaşı'nda. Yapılan somut işlerin ötesinde ve aynı zamanda onlarla beraber. Kimseyle kavga etmeyen, saygı gören ve saygı gösteren, herkes tarafından benimsenen, bir kalite oluşturan, düzene uyan bir yapı oluşturmaya çalıştırdık. Ben bu yapıyı oluşturduğumuz kanaatindeyim. Bir taraftan örgütlenmenin temelini bir taraftan bu anlayışla manevi temelini attık. Artık bunun üstünde ben yapının çok daha sağlam olacağına inanıyorum' ifadelerini kullandı.
TABAN ZAYIF GENEL
MERKEZ GÜÇLÜ
Olması gereken örgüt yapısıyla ilgili düşüncelerini dile getiren Dalgıç, 'Ben yanlışı şurada görüyorum aslında; bir örgütün en güçlü yeri tabanı olması lazım. Bizde tam tersi bir yapı var. Taban zayıf genel merkez güçlü. Bizde delege seçimleri bitti, üyenin rolü bitmiştir. Bir daha iki seneki delege seçimine kadar üyeye bir şey sorulmayacak, bir şey istenmeyecek kapısı çalınmayacak. Aynı şekilde delegelerin görevi bitince de ona başka bir şey sorulmayacak. Şimdi bu yapıları çalıştırmanın bir yolunu bulmak zorundayız. Bizim üyemizin, mahalle sorumlusundan genel başkanına kadar, göreve getirme ve görevden alma yetkisi olmak zorunda. Üyeyi partinin gerçek sahibi yaparsanız, sizin güçlü bir örgüt yapınız olur. Şimdi güçlü bir örgüt yapısı olmanın diğer bir şartı yönetimlerinizi, yöneticilerinizi ve seçimlerinizi güçlendirmek. Somut bir örnek verecek olursak; genel merkezin çok geçerli sebep olmadan görevden alamaması gerekir. Örneğin il başkanlarının, ilçe başkanlarının yerinin tarif edilmesi gerekiyor. Bu yapılmadan, o değer onlara hissettirmeden, güvence verilmeden güçlü bir örgüt yapısı kurmamız mümkün değil. Genel merkezin bakış açısı da biraz Ankara'dan baktığında il başkanını görmesi lazım. İl başkanı baktığında beni görmesi lazım. Şimdi bu hiyerarşik yapıyı iyi kurduğunuzda, herkesin yerini net tarifi eden bir yapı kurabilirsek güçlü bir örgütlenme yapınız da olur' şeklinde konuştu.
KURAL KOYMAZSANIZ İŞ
KİŞİSEL İNİSİYATİFLERLE YÜRÜR
'Belediye başkanları, milletvekilleri ve il-ilçe başkanları arasında bir birliktelik göremiyoruz. Bu üçlü arasındaki denge nasıl sağlanabilir, birbirlerine davranışları nasıl olmalıdır?' sorusunu yanıtlayan Dalgıç, 'Parti bir disiplin öyle değil mi? İl ve ilçe başkanı tarifi yapılmalı dedim. Saydığınız kişilerin hepsi bir partinin organlarını oluşturuyor fakat bu organların birlikte çalışmasını düzenleyen bir mevzuatımız yok. Siz ayda bir şu aralıkta toplanın, şu işleri yapın diye bir disiplin yok. Ben bu disiplinlerin ve kuralların olması gerektiğine inanıyorum. Siz bu kuralları koymazsanız o zaman iş kişisel inisiyatiflerle yürür. Belediye başkanları partiyle ilgilenmediği, uğramadığı için eleştiriliyorlar ama bir belediye başkanının seçildikten sonra parti rozetini çıkarıp tüm beldenin kentin belediye başkanı olmasını ben doğru buluyorum. Belediyenin o tavrı doğrudur ama diğerlerinin kurallara bağlanması lazım. Eksiklik biraz orada' dedi.
İL BAŞKANLIĞI İÇİN
ÇALIŞMALAR YAPTIM
İl başkanlığı için adının geçtiği iddialarını değerlendiren Dalgıç, 'Bu dönemde birçok kişi sağ olsunlar beni il başkanlığında görmek istediklerini söylediler, partinin içinden çok da önemli kişilerdi. İlçe başkanlığı yaparken başka hedefler de olması lazım. İl başkanı olmak bir şehirde CHP'nin en üst noktasıdır. Ben bundan çok kıvanç duydum. Aklımdan geçti ve bunu alt yapısını oluşturmak için görüşmeler ve çalışmalar yaptım. Olumsuz bir noktada da değildim. Fakat kongre süreci sıkıştırdı. Ben adaylığımı çok geç açıkladım. Bunun nedeni de bu çalışmaları yürütmemdi' ifadelerini kullandı.
YÜZÜ ÖRGÜTE
DÖNÜK OLSUN
İl başkanında olması gereken profilden bahseden Dalgıç, 'Her gün telefonlaştığım bir il başkanıyla çalışmak isterim. Akşam evde televizyon izlerken arayıp fikrimi soran ya da yarın için bir planlama yaptığımız bir il başkanıyla çalışmak isterim. İlçe başkanlarını her ay toplayan bir il başkanıyla çalışmak isterim. Heyecanını kaybetmemiş, önemli kararlar verirken öncelikle ilçe başkanlarına soran ve ona göre karar veren bir il başkanı olmasını isterim. Eleştirmek için söylemiyorum ama geçtiğimiz dönemlerde genel merkez yöneticisinden haberdar olmadığımız dönemler oldu. Önseçimde taleplerin geçiştirildiği dönemler oldu. Diğer ilçe başkanlarının da bu şekilde talepleri olurdu. O yüzden ben yüzü örgüte dönük, karar alırken onları arkasına alan kucaklayan ve fikir alan bir il başkanı isterim' şeklinde konuştu. Mahalle başkanlarıyla iyi ilişkileri olduğunu kaydeden Dalgıç, Onlarla kahvaltılar yapıyorum ve sürekli görüşüyorum. Benim il başkanlığı niyetimi birçoğu biliyordu ve bir dönem daha bu görevde kalmam yönünde ısrar ettiler. Ben kendi adıma seçimsiz iki sene planlıyorum ki kafamdakileri yapabileyim' dedi.
BAŞKA TÜRLÜ SİYASET
CHP'nin diğer partilere nasıl yaklaşması gerektiğini anlatan Dalgıç, 'Aslında en yakın ve başarılı örnek Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Başkanı Sayın Ahmet Ataç. Bu işi Yılmaz Hocamız ile birlikte yıllardır en iyi başaran kişi o. Ben daha önce de söyledim. Hem İmamoğlu hem Büyükerşen ve Ataç örneğini verdim. Bu kişileri siyaset oluştururken bir örnekleme olarak almamız gerekiyor. Türkiye'de yeni sistemle birlikte ittifaksız bir seçim düşünmek mümkün değil. Kar ettiğimiz ve zarar ettiğimiz yerler oldu ama kar da zarar de etseniz bundan sonra ittifaksız bir seçim mümkün değil. Koalisyona ve ittifaka mecbur eden bir dönemdeyiz. Parti ile ittifak kuruyorsunuz partinin seçmenine farklı bakmanız mümkün mü? O yüzden partiler kendi temel ilkelerini kaybetmeden yaklaşabildiği kadar ve azami oranda diğer seçmene yaklaşmak zorunda. Önümüzdeki dönem başka türlü siyaset yapmak ve başka türlü kazanmak mümkün değil. Örgütlerin sırf bu konuda birimlerinin olması lazım. Diğer parti seçmeni ve partilerle ilişkiler üzerine kafa yormak gerekiyor' dedi. Partililere seslenen Dalgıç, 'Partililerimize de söyleyeceğim şudur; bu siyaset artık önce partimizi sonra Türkiye'yi değiştirecek bir anlayışla yapılmalı. Bu siyaset örgütü nereye taşımak ve Türkiye'yi nereye taşımak mücadelesi. O yüzden herkes sorumluluğunun bilincindedir. Kongremizin partimize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Sizlere de çok teşekkür ederim' şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilisim