Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Kentsel Dönüşüm Yasasının tüm yetkiyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verdiğini belirterek, 'Biz Büyükşehir Belediyesi olarak yalnızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bizden istediği bilgileri aktarıyoruz. Bunun dışında bir görev ve sorumluluğumuz yok' dedi.

Kentsel Dönüşüm Yasasının vatandaş açısından birçok sıkıntı yaratacağına değinen Büyükerşen, 'biz Büyükşehir Belediyesi olarak bu düzenlemeye 'Kentsel Dönüşüm' olarak değil, 'Kentsel Yenilenme' olarak bakıyoruz. Mağduriyetsiz bir planlamayla kentin yenilenmesi ve o bölgedeki sakinlerin oluşacak ranttan pay almaları olarak bakıyoruz' dedi.

Büyükerşen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Büyükşehir Belediyesi'nden bir rapor istediğini ve kendilerinin de Porsuk ve civarında 'sıvılaşma riski olan' sınırlı bir alanı önerdiklerini, ancak bu alanın Bakanlık kararıyla çok daha geniş bir alana çevrildiğini kaydetti. Büyükerşen, 'şimdi de bu alanı 'biz değil Büyükşehir belirledi' şeklinde propaganda yaparak Eskişehirlileri kandırmaya çalışıyorlar' dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in konuyla ilgili açıklaması şöyle:

'Kentsel Dönüşüm Yasası bir açıdan bakıldığında şehirler için büyük avantajlar sağlıyor gibi görünürken, diğer taraftan mülk sahipleri açısından çok çeşitli sıkıntıları da barındırıyor. Burada mülk sahibi deyince, öyle birçok evi, işyeri olanları kastetmiyorum. Bir ömür boyu çalışıp, didinip kendine başını sokacak bir evi ancak alabilmiş olan insanlarımızı kastediyorum.

Elbette her insanın kendisi ve ailesi için 'kale' durumunda olan evi konusunda belirsizlikler yaşaması sıkıntılı bir durum. İlgili yasanın insanlara çok iyi anlatılması gerekiyor. Ama ondan önce, kesinlikle onları mağdur etmeyecek bir yasanın ve ona bağlı düzenlemelerin yapılmış olması gerekiyor. Kentsel Dönüşüm Yasası bu açıdan bakıldığında hem bal, hem zehir gibi. İnsanlara temelde, daha çağdaş, daha konforlu konutlar vaat ediyor gibi dursa da, ayrıntılara baktığınızda insanlarımızı mağdur edecek birçok yönü de bulunuyor.

KENTSEL YENİLENME OLARAK BAKIYORUZ

Eskişehir'deki duruma gelince, biz Kentsel Dönüşüme AKP'liler gibi bakmıyoruz. 'Kentsel Yenilenme' olarak bakıyoruz. Mağduriyetsiz bir planlamayla kentin yenilenmesi ve o bölgedeki sakinlerin oluşacak ranttan pay almaları olarak bakıyoruz. Bilindiği gibi son yasal düzenleme ile Kentsel Dönüşüm düzenlemelerinde ve kararlarında tüm yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verildi. Belediyeler ancak, Bakanlığın kendilerinden istediği şeyleri yapmakla yükümlüler. Örneğin biz Büyükşehir Belediyesi olarak Porsuk çevresinde sıvılaşmaya bağlı olarak sınırlı bir alanı tespit etmiş olmamıza karşı Bakanlık bu alanı alabildiğine genişletti. Biz Belediye olarak Bakanlığa, Porsuk'tan kaynaklanan sıvılaşma riski bulunan 17.6 hektarlık bir alanı önerdik. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu alanı 56.4 hektara çıkardı. Yani neredeyse 4 katı büyüttü.

Şimdi o genişlettiği yerlerdeki insanlara da bunu Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığını söylüyorlar. Seçim öncesi bir çeşit provokasyon olarak kullanıyorlar. Biz bu yasa ve Bakanlar Kurulu kararının değişeceğini ümit ediyoruz. Kimseyi mağdur edecek bir belediye olamayız. Eskişehir'de durum bu.'

Editör: TE Bilisim