RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ KAYA

Pandemiye ancak koruyucu hekimlikle savaşılabileceğini belirten Ekici, 'Şu anda yaptığımız şey daha çok tedavi etmek yolunda. Salgınlar tedavi edilerek bitirilemez. Hastalanacaksın, tedavi edeceksin ama o arada biri daha hastalanacak. Çığ gibi büyüyerek gidiyor. Tedavi edemeyeceğin boyutlara gelecek. Önden kesmemiz gerekiyor koruyucu tedbirlerle' dedi.

Pandeminin başından bu yana açıklanan hasta ve vaka sayılarına ilişkin tartışmalar vardı. 6 binlerden bahsedilirken son günlerde 30 bin dolaylarında rakamlar açıklanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geldiğimiz noktada, sekiz ayın sonunda Türk Tabipler Birliği'nin haklı olduğu ortaya çıktı. Vaka sayısı, hasta sayısı bunu ayırmak çok anlamlı değil. Hatta 30 binlerden de daha fazladır. Çünkü Türkiye'de doğrulanmış, kesin tanılı PCR testi pozitif olanlar vaka olarak ya da hasta olarak kabul ediliyor. Oysa Dünya Tabipler Birliği'nin, diğer dünya ülkelerinin kabul gördüğü şey PCR testi negatif bile olsa bilgisayarlı tomografide ya da semptomla olası Covid şüphelisi olması da vaka olarak sayılıyor. Bizde bunlar sayılmadığı için daha düşük ama şu an için vaka sayısı olarak Avrupa'da birinciyiz. Ölüm sayılarda daha aşağıdayız ama öyle görülüyor daha doğrusu Sağlık Bakanlığı'nın tablosunda. Ondan da net emin değiliz. Çünkü belediyelerin açıkladığı bulaşıcı hastalıklardan vefat sayıları Covid'ten ölenlerden çok çok fazla görünüyor. Sayın Sağlık Bakanı bunu açıkladı. Dedi ki, menenjit olursa buna da bulaşıcı hastalık yazılıyor, sarılık olursa buna da bulaşıcı hastalık yazılıyor. Ama her menenjit bulaşıcı hastalık olarak gömülmüyor. Bazı menenjitlerin tiplerine göre bulaşıcı hastalık deniyor. Muhtemelen şu an bulaşıcı hastalıların hemen hepsi Covid.

SEMPTOMU VARSA TEST YAPILIYOR

Temaslıları direkt vaka olarak kabul etmek ne kadar doğru evet PCR testi yapılmıyor herhangi bir şey yapılmıyor. Anca semptomu varsa ya da ateşi yükselirse, Covid'e düşündürecek bulguları olursa temaslılara test yapılıyor. O da kişisel çabaları ile yapılıyor. Benim İstanbul'da bir yakınım bir kişi pozitif çıktı evde. Diğerlerini karantinaya alıp gittiler. Dört kişi daha vardır evde. Sonra onlar ısrarla 112'yi arayıp biz de test olmak istiyoruz, bizim de şikayetlerimiz var dedikleri için üç gün sonra ulaştı ekipler. Test yapıldı evet onlar da pozitif çıktı. Böyle vakalar da var tabi ki.

Türk Tabipler Birliği vaka sayılarının açıklanandan daha yüksek olduğunu söylediğinde tepki çekmişti. Şimdi ise vaka sayıları ortalama Türk Tabipler Birliği'nin ifade ettiği şekilde açıklanıyor. Bir nevi haklı da çıktınız. Ne söylersiniz bununla ilgili?

Yani keşke biz haklı çıkmasaydık tabi ki. Bu çok sevindiğimiz bir haklılık değil. Keşke vaka sayılarımız daha düşük olsaydı. Ama bir takım bilimsel gerçekler var. Gördüğümüz şeyler var. Her ne kadar sayılar şeffaflıkla net bir şekilde paylaşılmasa da sahada gördüğümüz, çalışırken fark ettiğimiz, yatakların doluluk oranı, müracaat eden hasta sayıları, etrafımızdaki yakınlarımızda gözlediklerimizde evet vaka sayılarının bundan çok daha fazla olduğunu biliyorduk. Türk Tabipler Birliği doğruyu söyler. Biz bilimsel gerçeklerle bir takım şeyler söylüyoruz. Bence Türk Tabipler Birliği ya da Tabip Odaları hiçbir zaman filanca şunu söyledi, şu bunu söyledi, bizi karaladılar diye doğruyu söylemekten vazgeçmeyecek. Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Sonuna kadar da pandemiyle ya da başka hastalıklarla mücadelede buradayız.

Vaka sayıları en başından bu şekilde açıklansaydı şu anki durum nasıl olurdu? Vatandaşı günlük hayatta nasıl etkilerdi?

İnsanların ister istemez doğasında bir otoritenin söylediğine inanmak gibi bir duygusu var. Resmi makamlar olayı biraz daha yumuşatarak söyledikleri için halkta da şöyle bir şey oluştu: Ya işte basitmiş bu, herkes çok hastalanıyor ama grip gibi geliyor geçiyor. Bizde zaten bu kadar çok görülmedi, ölenler de çok fazla değil gibi şeylerle çok daha rahat davrandılar. Gerçekleri bilselerdi bu hastalığın gerçekten korkutucu bir hastalık olduğunu, pek çok bilinmezlikle dolu olduğunu fark eder, görürler onlar da kendilerini korumaya alırlardı. Ama tabi bunu işte 65 yaş üstünü, 20 yaş altını sadece izole etmekle sonuçlanacak bir şey de değil bu. Şu an pek çok insan korkuyor. Çünkü çok yakınına kadar geldi hastalık ve ölüm. Pek çok insan evde hastayla, ölümlerle karşılaştı bu hastalıktan dolayı.

KENDİMİZE BİR YOL ÇİZMELİYİZ

65 yaş üstünü eve kapattık tamam ama doğru onları da korumalıyız. Daha az hastalanıyorlar ama daha çok ölüyorlar. Bu doğru bir karar ama bunun oğlu, kızı, torunu çalışmaya gidiyor. Akşam evine dönüyor. Eğer o bindiği serviste, bindiği toplu taşıma aracında, çalıştığı yerde Covid-19'a maruz kalıp pozitifleşirse evinde erişkine ya da 20 yaş altına gene bulaştıracaktır. Çok da koruyamıyoruz aslında. Bunun doğrusu gerekli olmayan üretim alanlarını da kapatmak bir süreliğine. Bundan sonrası için kendimize bir yol çizmeliyiz. Şu anda gerçekten hastaneler çok dolu. Yoğun bakımlar çok dolu.

KISITLAMALAR YETERLİ DEĞİL

Peki açıklanan son kısıtlama kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son açıklanan kısıtlamalar yeterli değil. Gündüz herkes zaten sokakta. Herkes toplu taşımaya biniyor, herkes servise biniyor, işe gidiyor. Çalışanlar eve tekrar taşıyorlar bu hastalığı. Evde izole ettiğimiz, sakladığımız kıymetlimiz olarak düşündüğümüz 65 yaş üstündeki büyüklerimiz, 20 yaş altındaki küçüklerimiz gene bu hastalığa ev içinde maruz kalıyorlar. Onun için yeterli değil.

ELEMAN KALMADI

Sizin önerileriniz ne olur bir hekim olarak kısıtlama noktasında?

Hala çok geç kalmış değiliz. Evet yapabiliriz. Bir kere tam kapanmayı sağlayıp, şu andaki vaka sayılarını biraz daha azaltıp, hastaneleri, yoğun bakımları rahatlatmamız gerekiyor. Çünkü orada çalışan sağlık çalışanları da tükendi yatak da yok zaten. Benim en son duyduğum Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki anestezide çalışanların yarısının Covid pozitif olduğu. Belki birkaç gün içinde diğer yarısı da pozitif olmuştur. Eleman kalmadı. Sağlık çalışanları hem bedenen tükendiler hem de moralman da tükendiler. Yanındaki arkadaşının hastalandığını, öldüğünü, yok olduğunu görüyor. Kreşler kapalı, sağlık çalışanlarının çocukları ellerinde kaldı. Nereye götürecekler? Yaşlılarına götürüyorlar. Yaşlılara bulaştırmaktan korkuyorlar. İşte kreş kapalı ne yapacaklar? Karı koca nöbetli çalışıyorlarsa nöbetlerini ayarlamaya çalışıyorlar. Değişimli bir şekilde çocuklarına bakıyorlar. Sağlık çalışanları için Covid-19'uın meslek hastalığı olarak kabul edilmesini talep ediyoruz.

ÖYLE BİR İHTİMAL GÖRÜNMÜYOR

Tam kapanma gelir mi peki sizce? 14 gün ya da 21 gün…

Öyle bir ihtimal görünmüyor. Alınan kararların bir kısmı ekonomik gibi görünüyor. Ekonomi de önemli tabi. Ülkenin bir şekilde üretime, yemeye, içmeye hepimizin bir şeylere ihtiyacı var. Ama tam kapanma, gerekli olmayan üretimin durdurulup gıda, ulaşım, sağlık sektörü gibi belli sektörlerin açık kalıp ama bu arada da 15 gün ya da 20 gün neyse onun sonrasının planlanması gerekiyor. Pandemi savaşta birinci basamak önemlidir. Bölgesel tabanlı bir birinci basamak olması gerekir. Pandemiyle ancak koruyucu hekimlikle savaşabiliriz. Şu andaki bizim yaptığımız şey daha çok tedavi etmek yolunda. Salgınlar tedavi edilerek bitirilemez. Hastalanacaksın, tedavi edeceksin ama o arada biri daha hastalanacak. Çığ gibi büyüyerek gidiyor. Tedavi edemeyeceğin boyutlara gelecek. Onun için biz önden kesmemiz gerekiyor çığı koruyucu tedbirlerle.

Eskişehir'de de vaka sayılarının yüksek olduğunu biliyoruz. Eskişehir'deki hastanelerin güncel durumu hakkında bilginiz var mı?

Tek tek sayı olarak açıkçası bilmiyorum. Pek çok sayı paylaşılmadığı için anca gidip orada tesadüfi bir şekilde muhabbet edilirken duyuluyor. Basın da böyle duyuyor. Orada tanıdık bir çalışan oluyor bizim yataklar dolu diyor. Fakat hepsinde çok büyük bir yoğunluk olduğunu biliyorum. Pek çok sağlık çalışanının pozitif olması nedeniyle çalışan sayısında da sıkıntı olduğunu biliyorum. Kim bakacak hastalara? Eğitimli sağlık çalışanlarının bakması lazım. En son duyduğum Şehir Hastanesi'nde 20 tane hemşirenin pozitif olduğuydu. Kaç kişiden 20 kişi onu da bilmiyorum açıkçası. Öyle bir sayı söylendi. net mi emin değilim. Umarım hepimiz sağ salim bu süreci geçirebiliriz. Ama maalesef Eskişehir 2 tane sağlık çalışanını kaybetti. Umarım bunlar son olur. Şu an ki durumum çok iyiye gitmiyor gibi.

Aşı çalışmaları ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Aşı güvenli olacak mı sizce? Türkiye'ye gelmesi, herkese uygulanması mümkün mü? Herkes ne zaman aşı olabilir sizce?

Türk Tabipler Birliği'nin de bu konuyla ilgili araştırması var. Çin aşısının çok kısa sürede geleceği duyumunu aldık. Zaten Sağlık Bakanlığı'nın da sipariş ettiği aşının büyük bir çoğunluğu Çin aşısı. İlk başta herkese yapılacağını ilk gelen dozların sağlık çalışanları ile riskli gruplara yapılacağını ama herkes için aşı dozu siparişi verildiğini, yeterli aşı olduğunu bir miktar da Almanya'da üretilen aşı diye lanse edilen diğer aşının geleceğini ama onun ücretli olarak eczanelerde satılacağına dair duyum aldık. Bundan öte de bir şey bilmiyorum. Aşı güvenli midir? Bu konuda şu an yapılan çalışmalar güvenli olduğunu söylüyor. Ama uzak vadeli yan etkileri var mıdır bunu bilemiyoruz şu anda. Ama gelince olacak mıyız? Evet, olacağız biz sağlık personeli olarak olmak zorundayız. Çünkü Covid-19'un da bilinmeyen ve uzak vadeli çok fazla yan etkisi var. O yüzden de aşıları olacağız.

Normal hayatımıza ne zaman döneriz?

Şu anda çok uzak görünüyor açıkçası. En azından 1, 1.5 senesi var diyor halk sağlığı uzmanları. Bu konunun ehli ben değilim, uzmanı ben değilim. Ama onlara yürekten inanıyorum. Şimdiye kadar her söyledikleri doğru çıktı. Evet dedikleri doğruysa 2022'nin baharına gelinceye kadar biz böyle gideceğiz. Dikkat edeceğiz. Birbirimizle görüşmeyeceğiz, maskelerimizi asla çıkarmayacağız. Birileri ile beraber yiyip içmeyeceğiz. Düğüne, cenazeye gitmeyeceğiz. Toplu ve kapalı mekanlarda bulunmayacağız. Bir buçuk sene daha böyle yaşayacağız.

Editör: TE Bilisim