ES TV'de yayınlanan Vaziyet Programının konukları Avukat Özgür Özlem Öngel ve Beylikova Süleymaniye Köyü Muhtarı Lütfü Bayraker, Beylikova, Mihalıççık ve Sivrihisar'ın birleştiği ve 5 köyü içine alan bölgede manyezit ve krom ocağı için alınan olumlu ÇED raporunu konuştu.
TEKRAR İNCELENSİN
Vaziyet programında ES TV Genel Yayın Yönetmeni Ali Baş'ın sorularını yanıtlayan Beylikova Süleymaniye Köyü Muhtarı Lütfü Bayraker, bölgede neler olduğunu anlattı. Bayraker, 'Köyümüzde ve 3 ilçe 5 köyü kapsayan Beylikova Süleymaniye Kızılcıören, Yalınlı, Sivrihisar'ın Dumluca, Mihalıççık'ın da Adahisar köylerini kapsayan bir maden çalışması oldu. Burada daha önce maden yoktu. Kapasite artışı adı altında 31 bin dönüm araziyi maden alanı yapmak istiyordu. Bu arazi içerisinde özelikle benim köyüm en çok zarar gören köyler içerisinde. Taş kırma tesisi, eleme köyümüzde olacak. Köyümüzün 4 yıl önce Mihalıççık Orman İşletmesi tarafından yapraklı bal ormanı yapılmıştı. Şu anda maden yapılacak alan bunun içinde. Aynı zamanda bu alanın hemen yanında işte kimileri Yalınlı Hamamı ayrıca termal hamamı kimileri Dumluca Hamamı dedikleri bir termal kaplıca var. Bu da zarar görüyor. Bu madenle beraber köyüme gelen içme suları tamamen zarar görmektedir. Toz toprağından biz etkilenmekteyiz. Bu maden çalışması başladıktan sonra halkımız kuşku içerisinde. Şu anda yapılacak olan maden köyümüze zarar verecek. Bu kaçınılmaz, biz maden olmasını istemiyoruz. Yetkililerimizden bu madenin tekrar incelenmesini araştırılmasını bizlerin dinlenilmesini istiyoruz' ifadelerini kullandı.
TARIM YOK OLACAK
Madenin merkezinin köye 500-600 metrelik mesafede olduğunu söyleyen Bayraker, 'Köy yerleşim yerine, su kaynaklarımın hemen 5-6 dönümün yanında. Orada mevcut bulunan Yalınlı Hamamı dediğimiz hamamın 800 metre yanında. Yani benim köyümün dibinde olan bir alanda işlem yapacak. Benim köyüm nasıl zarar görecek? Bu maden çalışması tamamen tarım ve hayvancılığımızı, seracılığımızı, sebzeciliğimizi etkileyecek. Bundan zarar göreceğiz. Diğer köyler Dumluca köyü tamamen hayvancılıkla uğraşan bir köyümüz. Buradaki seralar ziyan olacak' dedi.
HALKA SORSUNLAR
Köyünün sürekli göç aldığını vurgulayan Bayraker, 'Eskişehir'den göç alıyoruz. Çünkü köyümüz çok büyük köy değil. Ama dediğim gibi sebzecilik köyümüzde aktif. Ama maalesef bütün halk kuşku içerisinde. 40 hane var. Hiçbir de istemiyor. Bu madenin gelmesini köyüm istemiyor. İşin kötü tarafı ÇED raporuna katkısı da yüzde 2'ymiş. Yani devletin katkısı bu da hiçbir şey. Aynı zamanda Beylikova ilçemin mısır alanı olarak yani mısır alanı olarak düşünebileceği tek yer Yalınlı Hamamının olduğu yer. Buralarda ziyan olacak. Buna da üzülüyoruz. Yetkililerden, ilgililerden, büyüklerimizden bizleri dinlemelerini buralara tekrar gelip görmelerini halka sormalarını istiyoruz' diye konuştu.
HALK İKNA EDİLMEDİ
ÇED raporu hazırlanırken vatandaştan görüş alınmadığını vurgulayan Bayraker, 'Bize yüz yüze gelip de bir şey söylenmedi. Bize bir yazı geldi. Gelen yazı da ağzı açık bir davetiye şeklinde geldi. Ben yazıyı okuduğumda durumu anladım. Daha önce bir toplantı oldu. Bu toplantıya biz katılmamıştık. Toplantının arkasından tekrar bir yazı geldi. İşte ÇED raporu halka sorulma aşamasında, 10 gününüz var, itiraz edersiniz denildi. Hemen 4 köy muhtarı ile itiraz ettik. Ondan sonra yine bize kimse gelmedi' ifadelerini kullandı.
ALAN GENİŞLETİLDİ
ÇED raporuna gerek yok denilerek 2003 yılında kurulan madenin alanı hakkında bilgi veren Avukat Özgür Öngel, 'Şu an rakam olarak aklımda yok. Ama şöyle söyleyeyim. Jeofizik mühendisi Can Ayday ÇED raporunu incelemişti. O bana buranın çok küçük bir alan olduğunu söylemişti. Yani bir bahçe kadar tabir etmişti. Bir bahçe kadar alan için 10 bin tonluk üretim kapasitesi üzerinden ÇED gerekli değildir raporu alınıp daha sonra işte 3100 hektarlık bir alana çıkıyor' dedi.
KAMU YARARI YOK
Maden yapılacak alanda vatandaşın da arazisinin olduğunu söyleyen Öngel, 'Çok büyük bir alanı kapladığı için netleştirmek mümkün değil. Ciddi faaliyetler var. Süleymaniye Köyü biraz daha böyle ova üzerinde ama Dumluca Köyü daha da büyük alanı kapsıyor. Burada bir kamu yararı yok. Türkiye'de nikel işleyen herhangi bir sanayi kuruluşu özel veya kamu elinde zaten kalmadı, satıldı. Bu nikel ne olacak? Adam bunu topraktan çıkaracak, çuvalla yurt dışına atacak. Bu şekilde mi bu ülke zengin olacak?' ifadelerini kullandı.
ÜÇ İLÇENİN NEFESİ
Maden işletmesi istemediklerini vekillere söylediklerini belirten Muhtar Bayraker, 'Ben bu olayı duyduktan sonra seçimlerden önceydi. Öncelikle dilekçemle beraber bütün vekillerime bizzat elden teslim ettim. Arkasından Çevre ve Şehir Bakanlığına yazdım, iade etaplı gönderdim ve bütün büyükşehir adaylarıma, belediye başkanı adaylarıma, bizzat her toplantıda her görüşmemde ifademi söyledim. Maalesef hiçbirinden cevap alamadım. Şehircilik Bakanlığından gelen cevaptan ÇED raporu programı içerisinde değerlendirecekleri bir yazı geldi. Sonunda da ÇED olumlu raporu geldi. Daha sonrasında da bunları bizzat ben teker teker bildirdim. Bir cevap alamadık. Yani sadece sağ olsun MHP milletvekili Metin Nurullah Sazak Bey bana bir defa iki defa döndü. Bir de bir şey daha söylemek istiyorum. Bu maden bizim Kızılcaören'de olan bir madenimiz var. Üst köyümüzün Kızılören'in üstünde Kızılcaören'in üstünü kapsayan maden bu madenle karıştırılıyor. Bu madende tamamen ayrı, ayrıca şuandaki yapılacak alan 31 bin dönüm arazide üç tane ilçenin nefesi… Yani Mihalıççık'ın zaten bir kromal madeni var, bu alan Mihalıççık'ın 31 bin dönem olan alan Mihalıççık'ın güneyinde kalıyor. Beylikova'nın doğusunda Sivrihisar'ın da kuzeyinde kalıyor. Yani burada yaban hayatın da nefes alacağı bakir, tertemiz bir alan. Aynı zamanda bir de bu taraftan bakılmasını istiyorum' ifadelerini kullandı. ÇED raporuna göre alandan 187 bin ağacın kesileceğini söyleyen Avukat Öngel, Büyükşehir Belediyesi'nin de davaya özel olarak müdahil olduğunu söyledi.
TARİHİ HAMAM
YOK OLACAK
Alanda jeotermal bir kaplıca olduğundan söz eden Öngel şöyle devam etti: 'Alana çok yakın bir bölgede bir jeotermal bir kaplıca var. Bu bahsettiğim jeotermal hamamı kuş uçma mesafesi. Bu kırma, eleme tesisi 800 metre sadece. Burada kırma, eleme tesisine izin verilmesi demek. Bu jeotermal hamamın ortadan kaldırılması demek. Oranın hakim rüzgarları yani yörenin hakim rüzgarları kırma eleme tesisi üzerinden Süleymaniye yönüne eser sürekli. Şimdi bu şu demek. Eleme, kırma tesisindesiniz. Bir milyonluk işlem yapacaksınız. Buradan kalkan o toz olduğu gibi Süleymaniye köyünün tarım arazileri üzerine ve içme sularının üzerine çökecek. Porsuk Çayı bir yay çiziyor. Orada o yayın üzerine çökecek. Şimdi buradan kalkacak. Aynı zamanda şöyle bir durumda var: Biz yine bunu madenle ilgili teknik uzmanlardan edindik. O 1 milyon ton için kaldırılacak olan bir posa var. Bu posa bir yere yığılacak, bu yığılan posanın içerisinde sülfür olacak. Bu içme sularına karışacak, Porsuk'a karışacak, üretilen tarım ürünlerinin üzerine çökecek. Bu tarım ürünlerinin de doğrudan kalitesini etkileyecek. Üretimin kalitesini etkileyecek. Çok önemli bir nokta daha var. Mesela dinamit patlatılacak deniliyor. Şimdi şöyle bir durum var bilgisayarda raporu okurken basitçe bir arama yapıp dinamit yazdım. Elli yedi yerde dinamit çıkıyor yani sürekli bir dinamitten bahsediliyor. Sonra inceleyince fark ettik ki raporu okuduğumuz zaman hiçbir yerinde bu dinamitler nasıl taşınacak, nerede istiflenecek, ne tür güvenlik önlemleri alınacak, nerelerde patlatılacak, hangi yöntemlerle patlatılacak, hangi teknoloji kullanılacak hiçbir açıklama yok. Yani bu mesela depolama alanına ilişkin bir açıklama yok. Tonlarca dinamit patlatacaksınız siz burada. Dinamiti günlük patlatacağınız zaman taşıyacak değilsiniz. Yani bu memleketin işi gücü bırakıp eskortluk mu yapacak bu firmanın dinamitlerine? Eskişehir'den oraya gidip gelirken falan böyle bir şey yok. Onlarca dinamiti saklayacaksınız. Nerede saklayacaksınız? Buna dair hiçbir planlama programlama açıklama yok raporda.'
KÖY ZENGİNLEŞMİŞTİ
Madenin yapıldığı takdirde köylünün ne yapacağı yönündeki soruyu yanıtlayan Muhtar Bayraker, 'Köylü milleti ne yapsın? Gariban ne yapar. En sonda kalabilen kalır, gidebilecek yer bulan gider. Yani sonuçta Anadolu insanı bir yere gitmez kalırı kalır gideri gider. Burada atlamadan söyleyeyim. Herkes üzgün, kızgın. Yani hayallerle yer alanlar var. Mesela örnek vereyim. Benim köyüm beş sene önce altı sene önce nüfusu altmış yetmişken şimdi yüz elli nüfus olan bir köy. Yani biz ciddi anlamda yüzde yüz göç aldık. Bu nasıl oldu. Biz Ramazan etkinliklerinde 30 gün bir iftar programı ayarladık. Bununla beraber bir farklılık yarattık. Herkes geldi, gençler de geldi. Örnek veriyorum, babasının mezarı dağılmış onu gördü. Annesinin bahçesi perişan olmuş, evi yıkılmış, herkes birbirine bakarak bir farkındalık yarattık. Bir toplanma oldu köyde ve gerçekten köyümüz zenginleşti' dedi.
HALKIN KAFASI KARIŞIK
Köyde yaşamaya başlayıp tarım ve hayvancılıkla da uğraşan olduğuna değinen Bayraker, 'Zaten geçimimiz tarım hayvancılık. Herkes çok mutluydu. Yani geçimimiz tarım hayvancılık ben şunu da atlamadan geçmek istemiyorum, hakkını yemeyelim. Vekillerimizin seçimlerden sonra Eskişehir vekillerimizden Jale Nur Süllü hanım bizim bu dertlerimizi meclise taşıdı. Utku Çakırözer, sağ olsun köyümüze kadar geldi. Vatandaşla birebir oturdu, konuştu. Köy kahvehanesinde diğer köy muhtarlarımızı da çağırdık. Onlar da varlardı. Alana gittik. Bir kaç fotoğraf çekildi. Şuanda vatandaşın yaptığı yani herkes karamsar beklemekte yani şevkleri kırılanlar var. Yeni yer alanlar var. Birçok köyümüzde hayvancılık yapmak istiyor, tarım yapmak istiyor, ev yapmak istiyor, plancılık yapmak istiyorlar ama bir noktada bu kafa karıştırıyor' diye konuştu.
BELEDİYELER MÜDAHİL OLSUN
Bakanlığın ÇED raporunun uygun olduğunu savunduğunu belirten Öngel, 'Bir de bu proje sahibi tarafından bir müdahillik talebi oldu. O da dosyada var ama özetle yani özel olarak ÇED raporu dışında her hangi bir sav ortaya atılmış değil. Sadece savunulmakla yetiniyor o kadar yani bir açıklama yok' dedi. Son sözlerini söyleyen Muhtar Bayraker, 'Yaşam alanlarımıza sahip çıkmak istiyoruz. Bütün köy halkına burada yaşayanlara sahip çıkmalarını istiyorum. Çıkıyorlar zaten ve yetkililere gelsinler bizi dinlesinler' derken Avukat Öngel, 'Beylikova Belediyesinden, Mihalıççık Belediyesinden, Sivrihisar Belediyesinden özellikle bu davaya bizim yanımızda müdahale olmalarını talep ediyoruz. Çünkü onlar bu yöre halklarının menfaati için o koltuklarda oturuyorlar ve bu yöre halkının menfaati de bunu gerektiriyor' ifadelerini kullandı. ESRA ÜNLÜ
Editör: TE Bilisim