Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 98. yıl dönümü, zaferin kazanıldığı Kütahya Dumlupınar’da, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun da katıldığı törenle kutlandı.
Kütahya ve çevre illerden gelen çok sayıda öğrenci ve vatandaş, korona virüs (Covid-19) nedeniyle sosyal mesafe kurallarına uyarak, bayram coşkusunu yaşadı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından şehitlerimiz için Ayasofya-ı Kebir Camii-i Şerif-i müezzini Alpcan Çelik tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.
Törende konuşan Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Dumlupınar’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı topraklar olduğunu söyledi. Kasapoğlu, "Türk milletinin şanlı istiklâl mücadelesini zaferle taçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kahraman Mehmetçiklerimizi minnetle, hürmetle, rahmetle yâd ediyorum.Günlerdir 30 Ağustos kutlamalarının iptal edildiğini söyleyenler bugün buradaki fotoğrafa iyi baksınlar. İşte burada, Zafertepe’deyiz. 98 yıl önceki ruhla omuz omuza, tarihimizin en büyük zaferlerinden birini kutluyoruz. Ecdadımızın emanetine, hatırasına gururla, minnetle sahip çıkıyoruz. Dün de buradaydık, bugün de buradayız, yarın da Allah’ın izniyle burada olacağız. Tarih de bizimdir, zafer de. Yalanla, iftirayla fitne çıkarmaya çalışanlar milletimiz nezdinde ilelebet kaybetmeye mahkûm olacaklar. Biz önümüze bakacağız, yolumuza, işimize bakacağız. İnsanlarımızın arasına nifak tohumları ekmeye çalışanlara inat, bir olmaktan, birbirimizi sevmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

"Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’yi büyütüyoruz"
"Türkiye Cumhuriyeti, 100. yaşına emin adımlarla yürüyor" diyen Bakan Kasapoğlu, "Türkiye’nin ayak sesleri hem içeride hem dışarıda bazılarını rahatsız ediyor.Fakat biz bu yolda ne zaman bir sıkıntıyla karşılaşsak; sığınağımız Allah’ın kudreti, milletimizin büyük desteği ve şanlı tarihimizden edindiğimiz tecrübeler oluyor. Ecdadımızın kazandığı büyük zaferler, meşakkatli yolları aşarken en büyük gücümüz, ilham kaynağımız oluyor. Bu tarih boyunca hep böyle olmuştur. Ahlat’tan Söğüt’e, Söğüt’ten Dumlupınar’a uzanan kutlu yol boyunca milletimizin azmi, cesareti, iman gücü hiç değişmemiştir. 1071’de, Malazgirt’te büyük bir zafer kazanarak bu toprakları bize yurt kılan ecdadımız, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da bu milletin istiklalinden vazgeçmeyeceğini dünyaya haykırmıştır. Bu ruh aynı ruh, bu şuur aynı şuurdur. Bugün de milletimizin yeni nesilleri, aynı şuurla vatan müdafaası için görev başındadır. Bunun en büyük göstergesi 15 Temmuz’da Türk milletinin hain darbe girişiminde gösterdiği tavizsiz duruştur. Malazgirt ruhu, İstiklal Harbi ruhu, 15 Temmuz ruhu; hep aynı duruşun tarihsel izdüşümleridir.
98 yıl önce kahraman milletimizin ve şanlı ordumuzun al bayrak inmesin diye mücadele verdiği bu topraklarda, biz de bugün aynı ruhla bayrağımız, hürriyetimiz ve istikbalimiz için çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’yi adım adım büyütüyor ve yarınlara cesaretle yürüyoruz. Türkiye bugün yaşadığımız bu topraklar üzerinde oynanan kirli oyunları bozmuş ve kendi göbeğini kendi kesebilen bir ülke olma yolunda güçlü adımlar atmaya başlamıştır. Çünkü biliyoruz ki ’istiklal-i tam’ ancak bağımsız bir millî ekonomi ile mümkündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın hemen akabinde İzmir İktisat Kongresi’ni toplamasının temel amacı budur. Hamd olsun Türkiye bugün bunu başarmıştır. Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz keşfini yapmış olmak, bizi hem doğalgazda dışa bağımlılıktan kurtaracak hem de gücümüze güç katacak dev bir adımdır. İnanıyoruz ve biliyoruz ki, bu ülkemiz için yeni bir başlangıçtır. Türkiye’nin bağımsızlığını savunmak, kuru lafla değil ancak icraatla mümkündür. Bu ülke için çalışmakla, üretmekle, yarınları adım adım inşa etmekle mümkündür. Bize emanet edilen bu memlekete layıkıyla sahip çıkmakla, bu ülkenin başarı çıtasını her gün biraz daha yükseltmekle mümkündür. İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, hükümetimiz her alanda bu ideali gerçekleştirmektedir. İnsanlığı kasıp kavuran pandemi sürecinde, Türkiye’nin kriz yönetimindeki performansı dünyanın büyük takdirini toplamıştır. 18 yıldır sağlıkta, enerjide, ekonomide, eğitimde, sporda, ulaşımda attığımız adımlar, Türkiye’ye hasımlık edenlerin kabusu olmuştur" şeklinde konuştu.

"Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır"
"Ecdadımızın aziz emanetini nesilden nesile aktarmak bizim için hem bir görev hem bir vefa borcudur" ifadelerini kullanan Bakan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye’nin yükselişi sadece bizim için değil bölgemizin makus talihinin değişmesi için de çok önemlidir. Türkiye insanlığın umududur, mazlumların sığınağıdır. Türkiye, haksızlığa uğramışların, zulme uğramışların, gadre uğramışların yolunu gözlediği dost elidir. Libya’dan Suriye’ye, Afrika’dan Balkanlar’a kadar Ay-Yıldız’ın gölgesi çaredir, umuttur. Bu millet tarihten gelen sorumluluklarının farkındadır, dün neredeyse; bugün de oradadır. Bizim üzerimize düşen, ’Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır’ diyerek bir yumruk gibi bir olmak, birlik olmak ve bu ülkenin evlatlarına bu şuuru aşılamaktır. Ecdadımızdan devraldığımız ve altında omuz omuza yaşadığımız kardeşlik sancağını hep birlikte daha yükseğe taşıyacağız. Şehirler, topraklar, kıtalar fethederken, gönülleri de fetheden kahraman ecdadımızı kendimize örnek alarak ilerleyecek, bu duruşu kendimize pusula kılacağız. Bugün Türkiye’nin yükselişini durdurmak isteyenlerin hedefi, bizi asırlardır taşıdığımız hak ve hakikat sancağını taşıyamayacak duruma getirmektir. Ülkemizin hem içeriden hem dışarıdan bunca saldırıya uğramasının altında yatan karanlık hesap budur. Fakat bilmiyorlar ki; Türkiye’ye tuzak kuranlar, devletimizin gücü ve milletimizin sarsılmaz birliği karşısında tarumar olmaya mahkûmdur. Bin yıldır boyun bükmeyen, baş eğmeyen bu millet, bundan sonra da başı dik ve hür bir şekilde, bir ve beraberce yaşamaya devam edecektir. İstiklâl şairimizin ’Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana’ dizesiyle ifade ettiği gibi; ecdadımızın hatırasını yaşatmak uğruna ne yapsak az, ne desek eksik kalacaktır. Ecdadımızın aziz emanetini nesilden nesile aktarmak bizim için hem bir görev hem bir vefa borcudur. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak biz ne büyük bir sorumluluk taşıdığımızın farkında ve şuurundayız.
Çünkü sadece genç nesillerimiz değil, bu ülkenin geleceği de bize emanettir. Biz Bakanlık olarak sadece stadyumlar, tesisler, yurtlar yapmıyor; bir ülkenin istikbaline de omuz veriyoruz. Gençlerimizin şanlı mazilerinden ilham alarak yarınlara çok daha büyük bir güvenle, çok daha güçlü yürüyeceklerini biliyoruz. Bu yüzden sizlerin bugün burada olmanızı çok önemsiyoruz. Sizin gibi vatan evlatları var oldukça, bu büyük istiklal şuuru bu topraklarda yaşadıkça bu milleti hiçbir güç yolundan döndüremeyecektir. İnanıyorum ki; içinde bulunduğu çağı yakalamış, düşünen, araştıran ve üreten pırıl pırıl bir gençlik olarak Türkiye’yi çok daha yüksek seviyelere taşıyacaksınız."

"Çalışın, üretin, hayallerinizin peşinden gidin"
Gençlere güvendiklerini dile getiren Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Yüzünüz dünyaya, kalbiniz, istiklal uğruna nice canların verildiği vatan topraklarına dönük olsun. 1919’da başlayıp Cumhuriyetimizin ilanı ile neticelenen meşakkatli süreci iyi tahlil etmenizi öneriyorum. Yüzümüzü ağartan bütün tarihsel başarıların inanç, cesaret ve kararlılıkla tesis edildiğini göreceksiniz. Unutmayın, inanıyor ve fedakârca gayret gösteriyorsanız er ya da geç hedeflerinize ulaşırsınız. Çalışın, üretin, hayallerinizin peşinden gidin. Biz, ihtiyaç duyduğunuz her yerde sizinleyiz. Sizin mutlu ve huzurlu olmanız, hayallerinizi gerçekleştirmeniz için çaba gösteriyoruz. Sizlerden de hem kendi istikbaliniz hem ülkemizin yarınları için sorumluluk almanızı, geleceğe hazırlanmak adına çok çalışmanızı bekliyoruz. Çünkü vatan için çarpışmak kadar çalışmak da önemlidir.Bu amaçla dökeceğiniz alın teri, harcayacağınız zaman, yapacağınız mesai çok kıymetlidir. Türkiye’nin gençlerine güveniyoruz. Türkiye’nin medeniyet kervanı, gençleriyle yürüyecek. Türkiye Cumhuriyeti, Allah’ın izni ve milletimizin ama en çok siz gençlerimizin gayretiyle ilelebet payidar olacak. Bugün ülkemizin dört bir yanından gelerek burada bizimle olduğunuz, ecdadımızın aziz hatırasına vefa ve sadakatle sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ederim. Hepinizle ayrı ayrı gurur duyuyorum.
Buradan bütün Türk milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı yürekten kutluyor, ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa sağlık, esenlik dolu günler diliyorum. Seneye inşallah bayramımızı pandemi sürecini atlattığımız, daha sağlıklı günlerde çok daha kalabalık bir toplulukla kutlamayı temenni ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, dünden bugüne, Türk milletinin var oluş destanlarına mühür vuran bütün kahramanlarımızı saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyorum. Ülkemizde ve sınırlarımızın ötesinde vatanın selameti için aslanlar gibi nöbet bekleyen Mehmetçiklerimize de buradan selâm olsun. Allah onları ailelerine, sevdiklerine, bizlere bağışlasın. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu, sevinçlerimiz daim olsun" dedi.
Tören, ’Bir şiir, bir nefes’ Gençler Arası Şiir Okuma Yarışması ve Gençlerin Türk Müziği Yarışması’nda derece alan gençlerin performansı ve ödül töreni ile devam etti.
Bu arada, Zafer Bayramı sebebiyle Türk Yıldızları’nın Zafertepeçalköy ve Dumlupınar semalarında yaptığı gösterisi adeta nefesleri kesti. Tören, yöresel kıyafetler içerisinde temsili top mermisi ile kağnılar eşliğinde savaş döneminin canlandırılması ile sona erdi.
Editör: TE Bilisim