Yılmaz Büyükerşen için bir dönem,
'Köprübaşı belediye başkanı' tanımlaması yaptılar…
Sonra o kesmedi,
'Eskişehir'e yaptığı tek şey makyaj' dediler…
Büyükerşen kazanmaya devam ettikçe, onlar Büyükerşen'in aslında hiçbir şey yapmadığını ve Eskişehirlilerin 'hiçbir şey yapmayan' bir belediye başkanına oy verdiğini yineleyip durdular…
Bu son seçimde de 'algı' tanımlamasını attılar orta yere…
Dediler ki,
'Yılmaz Büyükerşen aslında Eskişehir'e hiçbir şey yapmıyor ama yapıyor algısı yaratıyor ve bu yolla seçim kazanıyor…'
Hatta AKP İl Başkanı Zihni Çalışkan,
Geçtiğimiz hafta içinde ESTV ekranlarında,
'Biz de algı yaratılarak seçim kazanıldığını anlamış olduk' dedi…

***

Önce 'algı' kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamına bakalım;
'Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak…'
Yani algı kelimesi, asla negatif-olumsuz anlama sahip değil…
'Dikkati bir şeye yönelterek, onun bilincine varılmasını sağlamak…'
'İdrak etmek, anlamak…'
Ancak ne yazık ki,
Günlük kullanım içinde algı kelimesi,
'Aldatmak, kandırmak, olmayan-yapılmayan bir şeyi olmuş-yapılmış gibi göstermek' olarak anlaşılıyor…
Ancak asla öyle değil…
Bu açıdan baktığımızda,
Eskişehir'de, şehre yönelik algı yaratmak, önemli bir şey, olması gereken bir şey…
Eskişehir'in ne olduğu ve nasıl olması gerektiğine yönelik ortaya çıkan bir bilinç, bir anlayış ve bu bilinçle hareket etmek demek…

***

Biz şimdi algının gerçek anlamını bir kenara bırakalım ve AKP'nin kullandığı biçimiyle ele alalım…
Yani,
'Aldatmak, kandırmak' anlamıyla…
(Böyle bir anlamı yok ancak kullanılış amacı bu…)
Eğer Eskişehirliler,
Aslında olmayan şeylere inanıp oy veriyor ve bu şehre hiçbir şey yapmayan bir belediye başkanı seçiyorlarsa, üstelik de 5'inci kere seçiyorlarsa, bunu 'algı operasyonu' ile açıklamaya çalışmak, her şeyden önce Eskişehirlilerin kandırıldığını söylemek değil midir?
Siz Eskişehirlilere diyorsunuz ki,
'Yılmaz Büyükerşen sizi kandırıyor, üstelik de 5'inci kere kandırıyor…'
Bu, Eskişehirlilere yapılmış bir hakaret demeyelim ama bir yanlış değil midir?
Bu insanları 'akılsız insanlar' yerine koymak,
Eskişehirlileri 'saf, düşünmeyen, düşünmeden her şeyi kabul eden' bir kitle olarak tanımlamak değil midir?
AKP yöneticileri,
Yılmaz Büyükerşen'e yönelik olarak söylediklerini sandıkları bu tanımlamanın aslında direkt Eskişehirlilere yönelik olduğunu neden anlamıyorlar bir türlü?
Ve neden ısrarla Eskişehirlileri,
Aslında hiçbir şey yapmadığını iddia ettikleri birine inanmak ve oy vermekle itham etmeye devam ediyorlar?

***

Sizce,
Böyle bir şey olanaklı mı?
Yani 850 bin nüfusu olan bir şehrin,
Aslında algı yaratmaktan başka hiçbir şey yapmamış bir kişiyi 5'inci kere belediye başkanı seçmesi?
Üstelik de bu isim,
Yılmaz Büyükerşen…
Yılmaz Büyükerşen'i,
Hiçbir şey yapmamakla itham edip,
'Yalnızca algı yarattığını ve bu yolla seçim kazandığını' söylemek…
Söylemek neyse de,
Bir de Eskişehirlilerin buna inanmasını beklemek…
Sizce nasıl bir algının sonucudur?