“BELEDİYELERİ YAŞATIN Kİ PARTİLERİNİZ YAŞASIN…”

Yazının başlığında kullandığım sözün aslının 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın…' biçeminde olduğunu biliyoruz. Birçok toplumda olduğu gibi Türk tarihinde de etkili olan böyle bir devlet anlayışı, çağdaş toplumbilim öğretisinin 'devlet- halk ilişkileri' alanında da önemli yer tutmaktadır.
Geçen hafta Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Meclisi toplantısında 'ESKİ Su Zammı…' bahanesiyle ortaya çıkan 'oylama sonucu' ve sonrasında sürdürülen 'kısır tartışmalar', bugünkü yazıma böyle bir başlık koymama neden oldu.
Ülkemizde toplumsal gündem konularının çok hızlı değiştiği şu günlerde hoşgörünüze sığınarak, 'belediyeler' ağırlıklı konunun ayrıntılarını, özünü ve geleceğe uzantılarını birlikte tartışalım istedim.
'ESKİ' GENEL KURULU ve SONRASINDA OLANLAR
Öncelikle ESKİ Genel Kurulunun, EBB Meclisi'nden oluştuğunu anımsayalım.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğünün (ESKİ), 18 Temmuz 2022 Pazartesi günü yapılan olağanüstü toplantısında 'İçme ve kullanma sularına yüzde 40 zam yapılması' konusu görüşüldü. Tartışmaların ardından zam kararı 'AK Parti meclis üyeleri ile birlikte Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Odunpazarı ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri Nihat Çuhadar, Murat Erginbaş'ın 'ret' oylarıyla kabul edilmedi…'
Ülkemizde son aylarda her şeye zam gelirken ESKİ'nin suya zam talebinin kabul edilmemesi ortaya 'yaman bir çelişki' çıkardı. Beklenmedik bu sonuç, Eskişehir yerel basınında çok yoğun haber ve yorum konusu oldu. Yerel gazetelerimizin beşi, ESKİ'yi desteklerken, üçü de ret oyu verenlere destek oldu…
AKP İl Başkanı fırsatı ganimet bilerek, 'Ret oyu veren başkan ve üyelere teşekkür etti…' Görünen o ki 'AKP ve ittifakları gitmekte olanın telaşı içindedirler…'
Bu oylamayı derin bir şaşkınlık/sessizlik içinde geçiştirmeye çalışan CHP ve ittifaklarında ise 'Gelmekte olanların telaşıyla yapılan seçim sonrası pozisyon kapma taktikleri…' ön plana çıkıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 'Daha önce üzerinde anlaşılıp gelinmesi gereken bir konu, anlaşıp gelmeniz gerekirdi. Sizler aranızda görüşün, Danıştay'a sorun, İçişleri Bakanlığı'na sorun gerekirse öyle gelin. Yine bir olağanüstü toplantı yapıp görüşürüz…' diyerek tüm meclis üyelerine adeta ders verdi.
Konu, 28 Temmuz 2022 tarihinde yapılacak olağanüstü ESKİ genel kurulunda tekrar görüşülecek. Gelişmeleri birlikte izleyeceğiz…
BELEDİYE MECLİSLERİMİZDE 'BİLİM ve DEMOKRASİ' SORUNU
EBB Meclisinin son toplantısında yaşanan 'çelişkili oylama', ülkemizde belediye yapılanmasında (özellikle büyükşehir meclislerinde) yaşanmakta olan 'bilimsellik ve demokratiklik' sorunlarının tipik örneğidir. Sorunların nedenleri şöyle özetlenebilir:
* Büyükşehir meclislerinin oluşumunda 'temsil çarpıklığı' vardır. Ayrıca meclislerde 'uzman meslek kuruluşlarının' etkisi/ katkısı yoktur.
* Meclis üyelerinin seçilmesinde 'liyakat' ve 'demokratik temsil' yerine, 'siyasal yandaşlık/partizanlık' önde tutulmaktadır.
* Ülkemizde son yirmi yılda 'Partizan Cumhurbaşkanı Sisteminin' yarattığı somut sorunlar yüzünden, 'partizan belediye başkanı/ partizan meclis üyesi' uygulamaları da haklı endişeler yaratmaktadır…
ÇAĞDAŞ BELEDİYECİLİK DEYİNCE…
Uluslararası belgelerde ve uygulamalarda 'çağdaşlık' deyince akla gelen değerler şöyle özetlenebilir:
  • 'Katılımcılık ve çoğulculuk' demokrasinin temel ilkeleri olarak kabul ediliyor ve bu bağlamda 'Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir…' deniliyor.
  • 'Yerinden yönetim' uygulamalarının daha işlevsel ve verimli olduğunu ortaya konularak, 'Yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin artırılması' öneriliyor.
  • Diğer yandan, 'Yereldeki toplumsal yatırımların ve hizmetlerin merkezi hükümetlerce değil, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmesinin maliyet ve verimlilik açısından daha avantajlı olduğu…' bir yönetim bilimi gerçekliği olarak çoğunlukla kabul ediliyor…
Özetle, insanlığın en büyük buluşu olan 'demokrasinin' en somut uygulamaları 'yerel yönetim' alanında gerçekleşiyor. Bu doğrultuda gelişmiş ülkelerdeki toplumsal yaşam içinde yerel yönetimlerin ağırlıkları giderek artıyor.
Bu bağlamda Türkiye'de 'Merkezi yönetimin ağırlığının giderek daha da artırılması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesine kuşkulu yaklaşılması…' ise çok ciddi bir demokrasi sorunudur.
Bu nedenlerle ülkemizde 'Yerel yönetimlerin en önemli unsuru olan belediyeleri' çok önemli görevler bekliyor. Bu görevlerin önemli bir boyutu da siyasal partileri, demokratik kitle örgütlerini ve duyarlı yurttaşları ilgilendiriyor.
HEY! BURASI ESKİŞEHİR…
Eskişehir'de özellikle son 23 yıldan beri belediyecilik alanında gerçekleştirilen uygulamalar; ulusal ve uluslararası boyuttaki onlarca ödülle 'Çağdaş Belediyecilik Örneği' gösterilmiştir. Daha bir hafta önce 'Öğrenci Dostu Üniversite Şehirleri' araştırmasında Eskişehir'in bir kez daha Türkiye'nin üniversite 'Öğrenci Başkenti' seçilmesi son örnektir.
Hiç kuşkusuz ki Eskişehir'in çağdaş belediyecilik alanında gösterdiği bu başarının temelinde, 'bilim ve demokrasi rehberliğindeki uygulamalar' yatmaktadır. Başarının temelindeki 'Uygulamaların baş mimarı olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gerçekliği' de yadsınamaz/ yadsınmamalıdır…
Bu durumda, Eskişehir'de demokrasiden yana olan tüm siyasal partilere ve STK'lara düşen 'güncel ve öncelikli görev'; Eskişehir'de gerçekleştirilen çağdaş belediyecilik değerlerini korumak ve geliştirmektir.
Böylesi bir görevi sahiplenmek; 'Laik, demokratik ve bağımsız Türkiye' hedefinin de olmazsa olmazıdır.
Ayrıca unutmayalım ki 'Çağdaş belediyeciliği yaşatmak; demokrasiyi ve demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasal partileri yaşatmanın da olmazsa olmazıdır…'
Gereksinim duyulan deneyim birikimi toplumsal yaşamımızın 'dün- bugün- yarın zincirinde' vardır. Örneğin, Türkiye tarihinin önemli dönüm noktaları olan 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlayarak, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasına uzanan dönem; 'Yerelden ulusal ve evrensele ulaşan mücadele sürecinin altın örnekleriyle doludur.'
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, birlikte…