Kırmızı Kedi yayınları, 2. baskı...
Nisan 2022...
Birinci baskı, Mart 2022...
151 sayfa...
Yazan; Cüneyt Arkın...
Kitapta, küçük küçük anılarını anlatıyor Cüneyt Arkın...
Uzatmadan, sıkmadan, edebi bir çaba harcamadan...
Konuşur gibi...
O kadar samimi, o kadar içten...
Kitabın sonlarında 'Bir Soru Bir Cevap' adlı bölüm var...
İşte o bölümden bazı soru ve cevapları; yayınevinin gönül rızasını almadan ama vereceklerini varsayarak arakladım...
************************
Şimdiye kadar yüzlerce film çevirdiniz. Neden kendi isminizi kullanarak film çevirmediniz? Çocukluğunuzu kısaca anlatır mısınız? Çocukluk döneminizin filminin çekilmesini düşünür müsünüz?
Fahrettin Cüreklibatır hem uzun hem de zor bir isimdi. Başka bir nedeni yok.
Saçı asker tıraşı, yüzü bozkır güneşiyle kavrulmuş, dudakları çatlamış o çocuk hep gözlerimin önünde yeşil yeşil bakıyor.
Elbet çocukluğum bir filmde anlatılsa bahtiyar olurum.
Filmleriniz arasında en özel olanı hangisi ve neden?
Her filmime çocuğum gibi bakarım.
Ancak karım ve büyük oğlum Murat'ın rol aldığı Vatandaş Rıza filminin yeri ayrıdır.
Film haksızlığa uğrayan bir vatandaşın hak arayışını ve tüm zorluklara rağmen sonunda başarmasını anlatır. Bugün bile özeldir...
Eskişehir'den milletvekili adayı olmuştunuz. Daha sonra siyasetten neden uzaklaştınız?
Seçim çalışmasına çıktığımda, karım başında al yazmasıyla dua ederdi. Kalbi temiz, mübarek bir insandır. Mutlaka duası kabul edilecek, seçimi kazanacaktım. Ancak daha sonra itiraf etti. Kazanmamam için dua ediyormuş. Duası kabul oldu.
Demek ki, siyasetin boş olduğunu benden önce keşfetmiş...
Neden James Bond filminde oynamayı kabul etmediniz?
James Bond filminde oynamak için teklif alınca, ne kadar James Bond filmi varsa dikkatle izledim.
Nasıl Amerika, dünyada en güçlü, en yenilmez devletse, insan olarak James Bon daher ne kadar İngiliz olsa da, gücü ve yenilmezliğiyle adeta Amerika'yı temsil ediyordu.
Genel anlamıyla kapitalizmin bir ürünüydü. Kapitalizmin şımarık, kibirli, kendinden başka kimseyi sevmeyen, acımasız bir sembolüydü.
Aldatmayı, sömürmeyi seviyordu.Güce tapıyor, güçsüzün karşısında zalim kesiliyordu. Gücün, güçlünün iktidarı için savaşıyordu. Kabul edemezdim.
************************
Filmlerinizi izlerken neler hissediyorsunuz?
Kendimle dalga geçmeyi seviyorum.
Sanki bir tiyatro oyununda oynuyorum. Orada kendimle dalga geçiyorum. Halk gülüyor. Hem de çok güzel gülüyor. Ben de eğleniyorum.
Sinemaya ilk başladığımda hissettiğim başaramama korkusu, sonra yaşadığım yalnızlıklar, çaresizlikler aklıma geliyor. Sonra genel gülüyorum.
Doktor olmayı mı aktör olmayı mı sevdiniz?
Sinema oyuncusu olmam bir tesadüftür. Çaresizlik içinde kıvrandığım bir anda gene tesadüfen yönetmen Halit Refiğ ile karşılaştım.
'Ben film çekeceğim oynar mısın?' dedi.
'Kaç lira alacağım?' dedim.
Tıp Fakültesini bitirmiştim. Anadolu'da kısa süreli görev aldım. Yeni kadro açılmasını bekliyordum. Parasızdım, sürünüyordum. Söylediği para beni İstanbul'da altı ay geçindirirdi. İki gündür açtım. Altı ay içinde mutlaka kadro açılırdı. Kabul ettim. Gurbet Kuşları filminde oynadım. Film büyük bir başarı kazandı. Ben de göze batmış olmalıyım ki yeni film teklifleri gelmeye başladı. Biraz daha para kazanmanın bir zararı olmazdı. O filmleri de çektim. Bir sabah bir baktım Cüneyt Arkın olmuşum.
Çok zor şartlar altında doktorluk yapmıştım. Yani doktorluğun ne demek olduğunu biliyordum. Kutsal bir meslekti. Kemal Tahir halkını eğlendiremeyen onu yönetir der. Yıllarca halkımı eğlendirdim. Ona hayaller kurdurdum. Namuslu olmaya, dürüst, yiğit, cesur olmaya örnek oldum.
Ders vermeden eğitici oldum. Böyle olunca sinema oyunculuğu da ciddi, sorumluluk gerektiren bir işti. Örnek olmak gibi görevi vardı. Yani kutsal bir meslekti.
Doktorluk mu, aktörlük mü? Bence buna siz karar verin.
Sizi siz yapan özellikleriniz nelerdir?
Çocukluğum açlık, yoksullukla geçti. Aileme bağlılığım çok sağlamdır. Sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı ana babamdan öğrendim. Babam tam bir köylüydü. Tabiatta var olan her şeyi, kuşu, böceği, toprağı, ekini, tarlayı, yağmuru yüreğine koyup, onlarla beslenirdi. Ben de tabiatın bir parçası oldum. Hayal ufkum çok genişledi. babam başkalarını aldatmaya tenezzül etmeden yaşadı. Onun dürüstlüğü benim için bir ders oldu her zaman. Temelim sağlamdı. Bu yüzden değişmedim...
************************
Böylece sürüp gidiyor sorular ve cevaplar...
Fahrettin Cüreklibatır kim, Cüneyt Arkın kim?
Öyle güzel anlatıyor ki...