Bu günlerde şehrimizdeki özel ve resmi okulların bir bölümü Milli Eğitim Bakanlığı Maarif Müfettişleri tarafından denetleniyor.

Denetim ve rehberlik görevinin yapılması olağan bir durum olmasına rağmen eğitimciler, denetim işlerinde bir 'kargaşa' olduğunu hatta Bakanlık Müfettişleri'nin unvanları ve yetkileri ile ilgili olarak sıkıntılı durumlar olabileceğini iddia ediyorlar.


DENETİMLER GEÇERSİZ Mİ?

MEB, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da işleri karıştırdı.

Acele bazı düzenlemeler yapılarak Türkiye genelinde 2 bin 304 Maarif Müfettişi arasından 500'ünün yeniden oluşturulması planlanan Bakanlık Maarif Müfettişliği'ne atanmaları öngörüldü.

Yayımlanan kılavuzdaki koşullara uyan 1960 Maarif Müfettişi mülakat sınavına alındı.

Bazı müfettişler kılavuzda belirtilen hükümler nedeniyle sınava alınmadı.

Mülakatta başarılı sayılan müfettişler arasından 475'i Bakanlık Maarif Müfettişliği'ne atandı.

YARGI TÜM UYGULAMALARI İPTAL ETTİ

Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası konuyu Danıştay'a taşıdı.

Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu, önce kılavuzun 'kısmen' yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.

Ancak TEM-SEN işin peşini bırakmadı; 'kısmen durdurulması' ile ilgili karara itiraz edildi.

Geçtiğimiz günlerde, Sendika'nın yaptığı itirazı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 'Dava konusu kılavuzun bir bütün olarak; Kanun hükmüyle yetki verilmeyen ve ancak yönetmelikle düzenlenmesi mümkün olan bazı kurallara da bünyesinde yer vererek kapsamını aştığı anlaşıldığı için' kılavuz'un 'tamamına' yönelik yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

'ŞİMDİ AYIKLA PİRİNÇİN TAŞINI(!)'

Danıştay'ın son kararı sonrasında; hukukçular ve müfettişler, kılavuza dayalı olarak tesis edilen atamaların, atanan kişilerin yaptığı işlemlerin, bu süreçte yapılan işlemlerden doğan sonuçların tümünün iptalinin gerektiğini ifade ediyorlar.

Bu durumda ilimizde denetim yapmakta olanlarda dahil 475 Maarif Müfettişi'nin iptal edilen resmi statüleri nedeniyle bu güne kadar yaptıkları işlemlerin de tartışmalı hale geldiği iddia ediliyor.

İSMET BEY'E 'KÜLLİYE' AYARI (!)

Veliler ve eğitim sendikaları, TEOG yerine getirilen yeni sistemin iptali için yargıya başvuruyorlar.

Öğrencilerin eğitimde fırsat eşitliğini elinden alan ve okulları nitelikli niteliksiz diye ayrıştıran sistemin yargıdan dönme olasılığı hayli yüksek.

Geçen haftaki köşe yazımda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın düşük performansı ile sınıfı geçemeyeceğini ve çok yakında 'Külliye'den çağırılabileceğini yazmıştım.

Sayın Bakan 'Külliye'den çağırılmadı ama daha beteri oldu; AKP grup toplantısında konuşmasını bitiren Sayın R.T.Erdoğan, Sayın İsmet Yılmaz'ı kürsüye çağırdı ve 'Konya'da yapılan bir çalıştay ile Deizm' konusunda oldukça sert bir şekilde uyardı.

Bence Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı'nı

'Bakan' olarak göremez.

'ADD' ve AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ

Eskişehir Atatürkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği 'Aydınlanma Söyleşileri'nin Nisan ayı etkinliğine konuşmacı olarak davet edildim.

'Çağdaş Eğitim ile Aydınlık Yarınlara' başlığı ile yaptığımız söyleşi oldukça güzel geçti. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık.

Her yaş grubundan izleyicinin katıldığı söyleşiye genç arkadaşlarımızın ilgisi bizleri daha da mutlu kıldı.

Bu güzel etkinlikleri düzenleyen; çağdaş ve aydınlık Türkiye mücadelesinde çok önemli bir yeri ve işlevi olan ADD'nin Başkanı Sayın Azmi Kerman ve Başkan Yrd. Sayın Cihan Taşar'a, söyleşiye katılan tüm gönül dostlarımıza teşekkür ederim.

ADD'nin 'Aydınlanma Söyleşileri'ni mutlaka izleyin.