Mustafa Kemal Atatürk ve öncü kadronun bize bıraktığı en değerli miras artık 97 yaşında.

Atamızın 10. Yıl Nutku'nda 'kutlu gün' olarak söz ettiği ve 'Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü ve temeli' olarak tanımladığı Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yaşına ulaşmasına üç yıl kaldı.

Çok zorlu bir mücadeleden sonra ulaşılan Cumhuriyet, devamında aydınlanma devrimlerinin gerçekleşme koşullarını ve ortamını da yaratmıştır. Cumhuriyet, sadece saltanatı yıkan siyasal işlevi ile değil; çağdaş, laik ve demokratik yapılanmayı sağlayan bir dizi devrimin gerçekleştirildiği toplumsal yanı ile de çok önemlidir.

Saltanatın ve Hilafetin kaldırılması, Öğretim Birliği Yasası'nın yürürlüğe girmesi, medreselerin kapatılıp bilimsel ve laik eğitim sistemine geçilmesi, Medeni Kanun'un kabul edilmesi, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, laiklik ilkesinin Anayasa'da yer alması; Cumhuriyetin özünde yer alan ve halkın cehaletten kurtarılıp özgürleşmesi için yapılan devrimlerden sadece bazılarıdır.

'YURTTAŞLARIN EŞİTLİĞİ…'

Özgür bireylerin kişiliğine en uygun yönetim biçimi olan Cumhuriyet, ulus egemenliğine dayanır ve ulusal iradeyi esas alır.

Cumhuriyet; dinsel, etnik ve mezhep kimliklerinin siyasallaşarak ulusal kimliğin yerini almasına karşıdır. Cumhuriyetimizin 'ulusal kimlik' tanımı ise Anayasa ile korunan 'yurttaşların eşitliği' temeline dayanır.

Cumhuriyet yönetimlerinde yurttaşlar egemenliğini yani yönetme gücünü demokratik seçimler vasıtası ile kullanır ve ülkeyi yönetecek kişileri özgür iradeleri ile 'belirli bir süre için' seçerler.

Millet; seçimle iktidara getirdiklerinden, 'çoğulcu bir anlayışla' demokrasinin tüm ilkelerine uyarak; bir sonraki seçimlere kadar ülkeyi yönetmesini bekler.

Seçimle iş başına getirilen siyasi partiler ya da kişiler; kendilerini millet iradesinin üzerinde göremezler ve sınırlı süreli olarak verilen yetkiyi Cumhuriyete karşı kullanamazlar. Çünkü demokratik cumhuriyetlerde seçimlerle değiştirilebilen sadece iktidar ve muhalefet yer değişimidir. Egemenliğin sahibi asla değişmez, değiştirilemez. Atatürk'ün 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' sözünü bu koşulun değişmezliğini vurgulamak için söylediği unutulmamalıdır.

'YENİ DEĞİL YİNE CUMHURİYET!..'

Laik temelli ulus devlet yapısı ile kurulan genç Cumhuriyet ve yapılan devrimlerin tümü; kuruluştan günümüze kadar; 'Anadolu hayallerini gerçekleştiremeyen' emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin boy hedefi olmuştur, olmaya devam etmektedir.

Dışarıda emperyalizme karşı tarihin ilk bağımsızlık savaşını vererek başarıya ulaşan; içeride feodalizme, gerici yobazlığa ve bölücülüğe karşı çıkarak kurulan Cumhuriyetin çok yönlü saldırıya uğraması hiç şaşırtıcı değildir. Ama asıl şaşırtıcı ve üzücü olan; çağdaş, laik ve demokratik Cumhuriyetin, başta fırsat eşitliği ve toplumsal adaleti sağlama özelliği olmak üzere her türlü olanağından yararlanarak, en alttan gelip en üste çıkanların Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk'e saldırmalarıdır.

Son yıllarda 'salgın gibi' her kavram ve kurumun önüne 'yeni' ve 'demokratik' sıfatlarını ekleyerek; İnanç özgürlüğü adına yobazlık ve mezhepçilik, demokratlık adına numaracı cumhuriyetçilik, 'yenilikçilik' adına liboşluk, özgürlük adına etnik ayrımcılık girdabına yakalananlar; emperyalist planların, feodalizmin ve kapitalist sömürü düzeninin değirmenine su taşımaktan öteye geçemezler. Bu durumu anlamaya niyeti olanların (!) Ortadoğu ve İslam coğrafyasında yer alan ülkelerin mevcut durumlarına bakmaları yeterde artar.

SONUÇ OLARAK;

29 Ekim, ülkesini 'ulusal kurtuluş mücadelesi ile' işgalden kurtaran bir ulusun, egemenlik ve yönetim anlayışını dünyaya ilan ettiği gündür.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 97. yıl dönümünde; din, mezhep ve etnik ayrımcılık yapmadan yurttaşların eşitliği ortak paydasında, demokratik ve laik Cumhuriyetimizin çatısı altında bağımsız yaşamamızı borçlu olduğumuz; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere özgürlük ve çağdaşlık mücadelesinin tüm kurucu kadrolarını, aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; tüm ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı'nı onurla ve içtenlikle kutluyorum.