2020 yılında cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ ve TÜDEMSAŞ'ınbirleştirilmesiyle iktisadi devlet teşekkülü olarak Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi (TÜRASAŞ) kurulması kararlaştırıldı.
TÜVASAŞ,TÜLOMSAŞ ve TÜDEMSAŞ, 'Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş.' adı altında birleştirilerek tek bir şirkete dönüştürüldü. Şirket kısaltması TÜRASAŞ olarak belirlendi.
TÜVASAŞ, Sakarya'da elektrikli ve dizel tren setleri üretiyordu. Ayrıca yolcu ve yük vagonları üretimi yapıyor. TÜLOMSAŞ ise Eskişehir'de lokomotif ve lokomotif motorları üretimi yapıyor. TÜLOMSAŞ, Türkiye'nin milli hızlı treni üzerinde de çalışıyordu. TÜDEMSAŞ ise Sivas'taki tesislerinde özel yük vagonları ile çeşitli demiryolu taşıtlarının parça ve bojilerini üretiyordu.
TÜLOMSAŞ döneminde neler üretildiğini Genel Müdür Hayri Avcı 6 ayda veya yılda bir basın toplantısı yaparak kamuoyu ile paylaşırdı.
TÜRASAŞ iki yıldır hizmette. Bu süreçte neler üretildiği konusunda bilgilendirme yapılmıyor. Bu da ister istemez kafalarda TÜLOMSAŞ döneminde yapılan üretimlerin durdu mu? Sorusu oluşturuyordu. Bu konuda nihayet TÜRASAŞ'dan bana bilgilendirme notu geldi. O nu da sizlerle paylaşıyorum. 6 sayfadan oluşan gelen bilgilendirme yazısının noktasını bile değiştirmeden tamamına köşemde yer vereceğim. Sonunda da görüşlerimi yazacağım.
DE 10000 LOKOMOTİF İMALATI
Tasarımı ve üretimi milli çözümlerle gerçekleştirilmiş olan İlk Milli Dizel Elektrikli Manevra Lokomotifi projesidir. Lokomotif ticarileşmiş olup, yurt içi ve yurt dışı müşterilerimizin farklı taleplerine uygun olarak değişik versiyonlarda Dizel Elektrikli Manevra lokomotiflerini üretebilme kabiliyetine sahip olunmuştur.
DUAL(ELEKTRO-DİZEL) YOL BAKIM ARACI PROJESİ
TÜLOMSAŞ ve HARSCO şirketleri arasında yapılan anlaşmalar ile başlatılmış olan ve İsviçre Demiryollarına 2 adet prototip olmak üzere toplam 11 adet Dual Yol Bakım aracı imalatı, TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğümüzde devam etmektedir.
AC CER MOTORU, TRAFOSU, KONVERTÖRÜ,
CER KONTROL ÜNİTELERİ İMALATI
E5000 lokomotifi; Cer Sistemi, TKYS, Trafo, Konvertör Ünitesi başta olmak üzere yüksek oranda yerli ve milli olarak tasarlanarak üretilen Türkiye'nin TSI sertifikasına sahip ilk lokomotifi olacaktır. Dünyada sadece gelişmiş ülkelerin sahip olduğu ve raylı araç sektöründe katma değeri en yüksek bileşenlerden olancer konvertörü, cer kontrol ünitesi, merkezi kontrol ünitesi, cer trafosu, cer motoru gibi raylı araç sürüş ve kontrol sistemlerinin yurt içinde tasarımı ve üretimi yapılmaktadır.
Bir TÜBİTAK KAMAG projesi olan E5000 tipi Milli Elektrikli Anahat Lokomotifi projesi kapsamında tasarım ve üretim çalışmaları yapılan 1,3 MW AC Cer Motoru Türkiye'de bu güç değerinde yerli ve milli imkanlarla tasarım ve üretimi yapılan ilk cer motorudur. Bu güç sınıfındaki ithalatı ortadan kaldıracak olan motor farklı sektörlerde de kullanılabilecektir. Yine bu proje kapsamında cer sistemi bileşenlerinin birim testlerini gerçekleştirmek üzere de Cer Sistemi Test Ünitesi kurulumu gerçekleştirilmiştir.
YÜK VAGONU AR-GE PROJELERİ
TÜRASAŞ Ar-Ge Merkezleri; yurt içi ve yurt dışı pazarda, operatörlerin ihtiyaç duyduğu sarnıç, platform, konteyner, tahıl, balast, araç taşıma gibi tüm yük vagonu ve Y25 klasik, 'H'tipi, 's' veya 'ss' hız rejimlerinde yük vagonu boji tipleri için TSI Sertifikalı olarak AB standartlarında tasarım kabiliyetine sahiptir. Eskişehir ve Sivas Bölge Müdürlükleri mevcut alt yapıları itibari ile tüm yük vagonu ve boji tipleri için üretim yapabilmektedir. Yük vagonlarında, vagon tip ve maliyetine bağlı olarak % 90'a kadar yerliliğe ulaşılmıştır. Yangın söndürme vagonu, elevatörlü atık balast taşıma vagonu gibi özel amaçlı yük vagonlarında ise sanayi-üniversite işbirlikleri ile tasarım ve üretim çalışmaları devam etmektedir.
Hafifletilmiş Yük Vagonu Projesi
TCDD'nin desteği ile Hafifletilmiş Yük Vagonu tasarımı ve prototip imalatı projesi Kamu Projeleri kapsamında TÜRASAŞ, İTÜ ve TÜBİTAK iş birliği ile tamamlanmıştır. Bu kapsamda TSI sertifikasyonu sağlanarak seri üretimi gerçekleştirilmiştir.
Yangın Söndürme Vagonu Projesi
Proje ile petrol ve türevlerinin taşınması esnasında yaşanabilecek kazalarda, muhtemel deray, yangın, sızıntı, patlama vb. olayları önleme, kurtarma ile olası kayıp ve zararların minimuma indirilmesi amaçlanmıştır. 1 adet Yangın Söndürme Vagonu imalatı tamamlanmış olup testleri devam etmektedir.
8 SİLİNDİRLİ ÖZGÜN MOTOR GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ
Proje bir TÜBİTAK KAMAG projesidir. TÜRASAŞ, RUTE, Üniversite ve özel sektör işbirliği ile geliştirilmektedir. Projenin ticarileştirilmesi TÜRASAŞ tarafından gerçekleştirilecektir. En az 40 HP/lt güç üretimi, en az 1200 HP güçte, V konfigürasyonunda, en fazla 12 silindir, en fazla 200g/kWh özgül yakıt tüketimi ve Faz IIIA emisyon seviyesine sahip, raylı taşıtlarda kullanılabilecek özgün bir motorun tasarlanması ile ülkemizin bu özellikteki ilk yerli motoru olacak ve dışa bağımlılık ortadan kaldırılacaktır. Lisansı ülkemize ait özgün yeni nesil dizel motor ailesinin geliştirilmesi ve prototip imalatının gerçekleştirilmesi ile lokomotif, enerji sektörü ve marin motor ihtiyaçlarının karşılanması sağlanacaktır. Projeye ait parça üretimi, tasarım, analiz ve tedarik çalışmalarına devam edilmektedir.
16 SİLİNDİR MOTOR MODERNİZASYONU PROJESİ
DE 24000 tipi lokomotiflerde kullanılan TLM16V185 dizel motorunun modernizasyonu projesi; TÜBİTAK, TCDD Taşımacılık A.Ş. Marmara Üniversitesi ve özel sektör işbirliği ile 15.12.2018 tarihi itibari ile başlamıştır. Bu projenin hayata geçirilmesi ile mevcut TLM16V185 tipi dizel motorların yakıt tüketimi %12 oranında düşürülerek modernize ve daha teknolojik bir dizel motor elde edilmiş olacaktır.
DÖNER KÖPRÜ İMALATI
Eskişehir Bölge Müdürlüğüne tahsis edilen TCDD'ye ait eski lokomotif deposu alanında bulunan kullanılamaz durumdaki (lokomotif-vagonların otomatik döndürme ve bakım hollerine dağıtımını sağlayan) Döner Köprünün yeniden tasarımı ve imalatı yapılmıştır. TCDD yurt genelindeki Bakım Atölyeleri için 2022 yılı programında 5 adet Döner Köprü siparişi vermiş olup, malzeme tedariki, imalat çalışmaları sürmektedir.
(devam edecek)
* * *

'1 litre süte karşılık 1 kilo yem bile alamıyoruz'
Seyitgazi'nin Ayvalı Mahallesindeki bahçemizde cumartesi günü Eskişehir'den gelen baldızları, yeğenleri ve bacanağı misafir ettik.
Henüz bahçemiz tam olarak faaliyete geçmedi.
Sağ olsun kızımın arkadaşının babası Sarayören Mahallesinden Ahmet Kaptan ile oğlu Mahmut, boş vakitlerinde kepçe ve kamyonla gelerek eksiklerimizi yavaş yavaş tamamlıyorlar.
Henüz elektrik gelmediği için jeneratörü getirip suyu tanka dolduruyorlar, eşimle bir taraftan ektiklerimizi çapalıyor bir taraftan da suluyoruz.
Cumartesi günü bahçeyi kalabalık gören mahalle sakinlerinden Hatice abla elinde yumurtalarla geldi.
'Size yapabileceğim bir şey yok. Kümese baktım tavuklar yumurtlamış. Onları getirdim. Kaynatıp yersiniz' dedi.
2,5 kiloluk pet şişenin içerisinde koyun sütü de getirmiş.
Mahalleliler (köylüler) ile çabuk kaynaştık.
Birde gazeteci ve televizyon programcısı olduğumu duyan benimle tanışmak için geliyorlar.
Hatice ablanın 15 koyunu var.
Eşi Mehmet abiyle her gün öğleden sonra birlikte meraya otlatmaya götürüyorlar.
Cumartesi günü bahçeye geldiğinde sohbet ettik.
'Geçen sene süt fabrikaları sütün kilosunu 3,5 liraya alıyorlardı. Yenilerde zam geldi 5 lira oldu. Perşembe günü şehre hastaneye gittim. Dönüşte markete uğrayarak ufak tefek eksiklerimizi aldım. Gözüm sütlerin satıldığı reyona takıldı. Paketlenmiş sütün kilosu 15 ile 20 liraya satılıyor. Köylüden 5 liraya alıyorlar 20 liraya satıyorlar. Parasını da iki-üç ay sonra veriyorlar. Köylü süt fabrikasına sattığı sütten para kazanmıyor. Yem fiyatları aldı başını gitti. Eğer hayvanlarını meraya otlatmaya çıkarmasak sadece hazır yemle beslemeye çalışsak maliyet 5 lirayı da geçecek. Bir litre süte karşılık bir kilo yem alamıyoruz. 50 kiloluk yemin çuvalı 300 lira oldu. Bu şartlarda koyun ve büyükbaş hayvan beslemek çok zorlaştı.'
'Tarım freni patlamış arabaya benziyor'
Ayşe abla yaşadığı sıkıntıları anlattı gitti. Arkasından bahçemize sebze fidelerini dikerken görüp yardıma gelen Sami abi, fidelere bakmaya geldi.
'Bunlar biraz sık olmuş. Aralarını seyret. Birbirlerine çok yakın olanları sök aralıklı ek'diyerek müsaade istedi.
'Sami abi bir bardak çay içte sonra gidersin' teklifime, 'bir bardak içerim' dedi.
Çayımızı içerken çiftçilerin, besicilerin yaşadıkları sorunları anlattı.
'Ülkenin olmazsa olmazı tarımdır. Tarım freni patlamış arabaya benziyor. Baş aşağı uçuruma gidiyoruz. Gençler tarımdan kaçıyor çünkü tarımdan istikbal göremiyor. Bizler tarımın son kuşakları. Son kuşak da bitti mi tarım biter. Tarım biterse ülke biter.Üretim aşamasında ciddi sıkıntılar var. Çiftçilerimizin girdi maliyetleri çok yüksek. Çünkü mazot, gübre, yem, tohum gibi girdiler dövize bağlı. Aşırı döviz artışları doğrudan girdi maliyetlerine yansıyor. Fiyatları yüzde yüzü aşkın artan mazot, gübre, ilaca artık erişemez hale geldik.Çocuklar hayvancılık ve tarım yapmak istemiyorlar. Şehir de işe girdiler. Ben de kurbana kadar satabildiklerimi satacağım. Kalanları da yavaş yavaş elden çıkaracağım. Artık zorlanıyorum'.
KÖYLERDE GENÇ KALMAMIŞ
Çiftçinin para kazanamadığı için yavaş yavaş üretimden çekildiği ve köylerde artık askerliğini yapmış 22-23 yaşın üzerinde genç hemen hemen kalmamış. Sami abi de artık köylerde 55 yaş üstü insanların kaldığını söyledi.
Haftanın üç günü köye gidip geliyorum. Genç görmedim.
Genç nesil hayvancılık ve çiftçilikten para kazanamadıkları gerekçesiyle köyde kalmayı tercih etmiyor.
Bu durum böyle devam ederse, yaşlılar iyice yaşlanıp çalışamaz hale geldiğinde köylerdeki tarlaları ekecek, hayvanlara bakacak kimse kalmayacak.
O zaman toprak ağaları bu arazileri ucuza alıp, başka şehirlerden getirdikleri insanlara karın tokluğuna çalıştırıp ekip biçtirecek.
Maliyeti düşürüp köylünün ekip biçemediği tarlalardan kaldırdıkları mahsulleri ambarlarında tutup kışın daha yüksek fiyattan satıp ceplerini dolduracaklar.
Bu duruma dur demenin zamanı geldi geçiyor.
Gençleri köyde tutmanın çareleri aranmalı.
Çare de ekip biçtiği mahsulden alnın terini kazanabilmesi.
Karnı doyar, eline de üç beş kuruş para kalırsa gençler kendi tarlaları ekip biçer, hayvanlarına bakar.
* * *

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: 'AÇ İNSAN YOK'
CHP'Lİ SARIBAL: '1 MİLYON KİŞİ AÇ YATIYOR'
Muhalefet partilerin liderleri ve parti kurmayları, yaptıkları basın toplantılarında, katıldıkları TV programlarında ve insanlarla yaptıkları sohbetlerde sık sık, 'insanlar artık yatağa aç giriyorlar' diyorlar.
Geçtiğimiz hafta içerisinde CHP PM Meclis Üyesi, Genel Başkan Baş danışmanı ve Bursa milletvekili Orhan Sarıbal, yaptığı konuşmada, 'Türkiye'de sorun yeterli geliri alamadıkları için üretilen ürünlerden yeteri kadar yaşamları için yeterli olan besini karşılayamamalarındandır. Türkiye'de ne yazık ki 20 milyondan daha fazla insan açlık sınırı altında yaşamaktadır. 1 milyon civarında insan her gece yatağa aç girmektedir ve 60 milyon insan yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. 80 milyon Türk vatandaşı karnını doyurmak zorunda' demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, muhalefetin bu açıklamalarına şöyle yanıt vermişti:
'Şimdi birileri çıkıp 'aç kaldık' diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın. Aç kalan falan yok! Yeter ki bu noktada dürüst olun, samimi olun. Sürekli olarak yapmış olduğumuz zamlarla, parasal düzenlemelerle vatandaşın imkanlarını nereden nereye getirdiğimiz ortada.'
* * *
Bu konuda yorumu siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
* * *