60'lı yılların sonuna doğru güçlenen solun toplumsal meşruluğunun giderek artması ve yaygınlaşması, Amerikan emperyalizmi ve işbirlikçi burjuvaziyi korkutmaya başlamıştı.12 Mart Muhtırası bu süreçte verildi.
12 Mart 1971 Muhtırası'nı verenlere göre 'toplumsal uyanış, ekonomik gelişmeyi aşmıştı.' Bu sözlerin anlamı açıktı; meydanlarda toplanıp 'Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye' diyenlerin, sendikal bilincingelişmesi ile hak arayanların, grev yapanların, emperyalizme, feodalizme karşı çıkanların, bozuk düzene baş kaldıranların başı ezilmeliydi.
Ülkesinin ve halkın çıkarlarını kendi yaşamlarından bile önde gören, okuyan, düşünen, sorgulayan yurtsever gençler 'karşıt görüşlü çatışmalar körüklenerek ve birbirine kırdırılarak' yok edildi.
Kabına sığamayan gençliğe gözdağı vermek için Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan6 Mayıs 1972'debir darbe dönemi hukukuyla idam edildiler.
Deniz ile Yusuf 1947, Hüseyin 1949 doğumluydu. Deniz Hukuk Fakültesi, Hüseyin ve Yusuf Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisiydi.
KAÇ NESİL YOK EDİLDİ?
Dünyada 1968 yılında zirveye ulaşan sosyal uyanışla başlayan öğrenci hareketleri Türkiye'de de 68 ve 78 kuşağı gençler üzerinde silinmez izler bırakmış,karakterlerimizi hatta 'geleceğimizi' belirlemişti.
Aynı dönemde, farklı ülkelerde yaşayan gençlerin düşünsel ortak paydalarındainsanların özgürlüğünü, eşitliğini savunmak; hakça paylaşımcı, toplumcu bir dünya görüşü içinde ezilenden ve barıştan yana olmak vardı.
Bu süreci yaşayan birçok ülkede dönemin öğrenci liderleri daha sonra ülkelerinin politik yaşamlarında söz sahibi olurken, bu sürecin Türkiye senaryosu bir başka türlü yazılmıştı.
Amerikalılar 'Vietnam Savaşı'na karşı çıkan' Bill Clinton'ı ABD Başkanı bile yaptılar.
İngiltere'de 1969'da Sosyalist eylemlerin başını çeken Marksist J.Straw yıllarca Dışişleri Bakanlığı yaptı.
Almanya'da güvenlik güçlerine molotof kokteyli fırlatanJ.Fischer yıllar sonra dünya kamuoyunun saygı duyduğu bir Dışişleri Bakanı oldu.
1968 Paris olayları ile tanınan D.CohnBendit (Kızıl Danny),Yeşiller Partisi'nin ve Avrupa Parlamentosu'nun en etkili siyasetçilerinden biri oldu.
İspanya'daki ABD üslerinin varlığına karşı en sert eylemlerde başı çeken Sosyalist Javier Solana Avrupa'nın en saygın siyasetçilerinden biri oldu.
Bu örneklerin sayısı oldukça fazla..
SİYASİ İDAMLAR UNUTULMUYOR!…
Hangi düşünce yapısında olursa olsun olağan dışı dönemlerde siyasi eylemlere 'darbe hukuku' ile verilen cezalarlaidam edilenler asla unutulmuyor. Üstelik birçok ülkede, halkın ilerleyen zaman diliminde yaşadığı toplumsalevrilme ile siyasi rollerin değişimine desıkça rastlanıyor. Bunun son örneğini Şili'de gördük.
Şili'de 1973'te Sosyalist S.Allende'yi deviren Faşist Pinochet 23 yıl iktidarda kaldı. Bu sürede binlerce insan işkenceden geçirildi, yüzlerce muhalif infaz edildi.
Şili'de 2021 Aralık ayında yapılan seçimlerde Sosyalist öğrenci hareketinin eylemci lideri 35 yaşındakiGabrielBoricDevlet Başkanı seçildi.
Boric Hükümeti'nin en simgesel görevlerinden biri 1973'te askeri darbeyle devrilen Devlet Başkanı S.Allende'nin Sosyalist torunu Maya Fernandez'e verildi. Henüz 2 yaşındayken dedesini kanlı bir darbe ile deviren ve katleden ordu artık Savunma Bakanı Maya Fernandez'in emri altına girdi.
IzkiaSiches Sosyalist öğrencilerin militan liderlerindendi. Şimdi ülkesinin İçişleri Bakanı olarak bir zamanlar öğrenci protestolarına acımasızca davranan polis örgütünden sorumlu.
Yeni kabinede Spor Bakanı olan 45 yaşındaki AlexandraBenado'nunSosyalist annesi Pinochet'in ajanları tarafından katledilmişti. Sıra dışı tercihlerini özgürce açıklamaktan çekinmeyenBenado ülkesinin ilk kadın Spor Bakanı oldu.
20-25 yaşlarında kaybettiğimiz Denizlerin, Sinanların, Mahirlerin,İboların ve daha nice gencimizin ülke siyasetine katılma şansı olmadı. Çocukları torunları da olamadı..
Emperyalizmin güdümündeki egemen oligarşi ve işbirliği yaptığı karanlık güçler, dünyanın hiçbir ülkesinde kendi gençlerine bizdeki kadar sert ve kıyıcı davranmadı. Ama aradan 50 yıl geçmesine rağmen Deniz, Yusuf ve Hüseyin hiç unutulmadı. Çünkü, okuduklarımızdan, yaşadıklarımızdan ve gördüklerimizden öğrendik ki; 'Tarih boyunca katledilen tüm devrimciler, yaşamlarını kaybetmeden önce değişik biçimlerde de olsa 'Devam edin!...' diyerek ölümü göğüslediler.'
İşte bu yüzden 50 yıl değil yüzyıllar geçse de'Ne Devrimciler ölür, Ne de Devrimler!..'