Bu üç ismi bir araya getiren ortak fikir ve ortak hedefler var. ABD Başkanı Biden 24 Nisan mesajında geçen yıl olduğu gibi yine soykırım ifadesini kullandı. Bu asılsız iddiaya göre bir buçuk milyon Ermeni katledilmiş. Kim yapmış bunu? Bizim atalarımız!

ABD Başkanı ülkesinin çıkarlarına hizmet ettiğini düşünerek bu ifadeleri kullanıyor. Peki CHP'li Sezgin Tanrıkulu ve HDP'liGaro Paylan kimin çıkarları için ve kimlere rağmen benzer iddiaları dile getiriyor.

HDP Milletvekili Garo Paylan, Büyük Türk Milletinin Meclisi'nin çatısı altında tarihte görülmemiş bir hadsizlikle Türk Milletine meydan okuyor ve soykırım iddiasının tanınması için kanun teklifi veriyor. Peki bu cüreti nerden bulabiliyor?

Bazıları dış mihraklar diyecek tabii. Ama öyle değil. Bu adam bu cesareti Türk topraklarında yaşayan ama atalarının haklarını savunamayan ve gerekli tepkiyi gösteremeyen sessiz çoğunluktan alıyor.Yani biz sustukça, biz geçmişimize, atalarımıza ve bayrağımıza yeterince sahip çıkmadıkça birileri bundan cesaret alıyor ve almaya da devam edecek.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da twitter paylaşımında aynen şu ifadeleri kullanmış '107 yıl önce bugün, 24 Nisan 1915'te yüzlerce Ermeni aydını İstanbul'da gözaltına alındı. Çankırı, Ayaş, Ankara'ya zorla sürüldü ve kaybedildi. Kötülüğün miladı olan bu tarihle yüzleşmeden gerçek adalet asla sağlanamaz.'

Birisi sözde Atatürk'ün partisi olan CHP milletvekili, diğeri Millet İttifakı'nın gizli ortağı kabul edilen HDP Milletvekili… Her ikisi de ABD Başkanı ile aynı istikamette ifadeler kullanıyor ve Türk Milletinin atalarını zalim olmakla, soykırım yapmakla suçluyor.Dahası bugün itibariyle geçmişle yüzleşin diyerek suçladıkları ecdadın torunlarını da uluslararası arenada hesap vermeye ve köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.

Kendilerini Atatürkçü ve milliyetçi olarak halka takdim eden zevat ve temsil ettikleri siyasi partilerden ise hiç ses yok! Her iki parti de yani hem CHP hem HDP bu milletvekilleri hakkında tedbirli olarak partiden ihraç için disiplin mekanizmasını çalıştırabilir miydi? Tabii ki evet. Yaparlar mı peki? Kesinlikle hayır. Sükut ikrardan ileri gelir der atalarımız.

Millet İttifakı'na dahil olan partiler sözde bazı ilkeler etrafında bir araya gelmiş! Sizin bahsettiğiniz ilkeler bunlar mı?

Hangi cüretle bu insanlar bu meclisin çatısı altında veya bu topraklarda bu çirkin iftiralarla benim atalarımı suçlayabilir ve bu ülkeyi yönetmek için birde seçimlere girip bu milletten oy talep edebilir. Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ! Burası ne Ermenistan ne de ABD toprağı! Bu topraklarda yaşayan her birey bu milletin tarihine, atalarına, bayrağına kutsal değerlerine saygı duymak zorundadır. Hiçbir devlet böylesine çirkin ve asılsız iddiaları kendi meclisinde tartışma konusu yapmaz, yapamaz!

Türkiye'de özgürlükler konusu o kadar çığırından çıktı ki, artık devletin ve milletin geçmişi de geleceği de açık açık müfterilerin ve düşmanların oyun alanına dönüştü. Birileri düşünce ve fikir özgürlüğünü Türk Milletine ve devletine iftira atma, karalama ve hakaret etme özgürlüğü olarak anlamış galiba.

Hiçbir özgürlük sınırsız değildir. Her devletin de kendini savunma ve gerekli önlemleri alma hakkı vardır. Bu bazen yargı yolu ile olur bazen siyasi arenada olur, bazen savaş meydanlarında bazen de teröre karşı içerde ve dışarda silahlı mücadele ile olur. Ama devlet aklı unutmaz! Devlet zamanı gelince içerideki ve dışarıdaki Devlet ve Millet düşmanları hakkında ne gerekiyorsa yapar ve yapacaktır…