Güzel ülkemim güzel insanlarının 'en başta terk etmesi gereken özelliği adam kayırma hastalığı olsa' gerek.

EVLİLİK İZNİ BİTMİYOR(!)
Bu hastalığın yaygınlaşmasına engel olacak konumda olanlar 'bilakis tedavi üretmek yerine hastalığı herkese bulaştırmayı' tercih ediyorlar. İşin garibi hastalığa yakalananlardan birisi hekim olursa, akıl vermek, tedavi düzenlemekte mümkün olmuyor. Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi ve yönetimi ile ilgili şikayetler, haksızlıklar, hukuksuzluklarla ilgili ihbarların ardı kesilmiyor. Öyle ya tüm bunlar gerçekten yanlışsa değerli Başhekimimiz düzeltir ve doğruyu anlatır. Ümit ederim 'daha önce yazdıklarımı dikkate aldığı gibi' bunu da dikkate alır. Hakkını yemeyelim, 'hemşerisi, samimi arkadaşı yan dal uzmanı hekimi neden göndermediniz Şehir Hastanesine' diye yazmıştım. Bu kişi Şehir Hastanesine gitmiş ve başlamış. Bu da bizi haklı çıkarıyor. Biz yine üzerimize düşeni yapalım. Takdir kamuoyunun, siyasetçilerin ve Sağlık Bakanlığınındır. Sayın Başhekim Dr. Mustafa Karagülle eski askeri hastaneye (2 Eylül) taşeronlardan kadroya geçen bir kadını sorumlu olarak atıyor. Arkasından bu sorumlunun 'evliliğinde nikah şahidi' oluyor. Ne var bunda diyebilirsiniz? Gayet insani bir durum. Yani sorumlu olarak ödüllendirdiği bir kişinin nikah şahidi olmayacakta ne yapacak? Peki S.K isimli sorumlu (Evlilikten sonra S.U oluyor) 25 Ağustos 2019 tarihinde başlayan evlilik izninden sonra ne yapıyor? 'Her çalışan gibi işinin başına geçiyor ve alnının teriyle parasını kazanıyor' diyeceksiniz değil mi? Elbette ki Hayır. Bu arkadaşımız rapor alıyor. Mesala 16 Eylül'den 5 Ekim'e kadar raporlu. 21 Ekim'den, 30 Ekim'e kadar yine raporlu. En son 25 Aralık 2019, 23 Ocak 2020 arası yaklaşık 1 ay yine raporlu. Yani bu kişi için evlilik izni hala bitmemiş

İLLA TEPEDEN
BİRİLERİ Mİ ARASIN?
Aslında evlilik izninden başlamayarak Ağustos 2019'dan günümüze işe gelmediği iddia ediliyor. Raporlu ya da izinli oluyormuş. Geldiği günler birkaç gün ile sınırlıymış. Sayın Başhekim Mustafa Karagülle benim bunlara da bir diyeceğim yok. Benim öğrenmek istediğim şudur? Siz 3-5 günlük rapor alan 'garibanları hakem hastaneye gönderip soruşturma açarken, neden bu kişiye pozitif ayrımcılık' yapıyor sunuz? Sizi nikah şahidi yaptı diye mi oluyor? Pskiyatri gibi kritik branşlardan rapor alan sekreterlerin raporlarını iptal ettiniz. Allah korusun bu sekreter intihar etseydi siz ne yapacaktınız? İlla ki tepeden birileri aradığı zaman mı raporları dikkate alıyorsunuz? Sayın Başhekim, taşeron işçiler 'Adalet ve Kalkınma Partisinin referansı ile' işe girdiler. Peki geri kalan ve işini hakkıyla yapan sekreterler, 'benim mensubu olduğum parti adaletlidir ve bu adaletin gereği ülkemizi gelişirtirecektir' diyebilirler mi? Biz arkadaşın neden bu kadar sık rapor aldığını öğrendik. Eşi İzmir deymiş ve rapor aldığı süreyi orada geçiriyormuş. Yani rahatsızlığı seyahat etmeye engel değilmiş. Siz bugüne kadar kaç kişinin raporunu kabul etmeyip geri çevirdiniz? Başhekimlik işinize geleni onaylamak işinize gelmeyeni reddetme makamı mıdır? Sayın Başhekim Karagülle 'sizin başarınız, adaletiniz, iyi yöneticiliğiniz, hastaneyi iyi bir noktaya getirdiğiniz daha da iyi şeyler yapabileceğiniz ile ilgili tek bir övgü ulaşmadı' bizlere. Tek olumlu bir haber işitmedik. Ümidim odur ki 'adam kayırma hastalığınızı' tedavi edebileceğiniz tıbbi bilginiz vardır. Ne diyeyim? 'Adaletinizle bin yaşayın.'
-----------------
'DEVLET ADAMI FAKİR ÖLMELİ'

Fransa'da 1800'lerde ünlü avukat Pierre-Antoine Berryer fakirlik içinde ölürken genç meslektaşları: 'Üstat, demişler, ayaklarınızın altına hazineler koymuşlardı, neden almadınız?' Berryer; 'Almak için eğilmem gerekiyordu' yanıtı verdi. Cumhuriyet döneminin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Peygamberimiz Hz Muhammed'in hadisine dayanarak bir devlet adamı portresi çiziyor: Bozkurt; 'Devlet adamları fakir ölmelidirler ki idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar. Devlet adamları cep doldurmaya kalkarlarsa millet fakir, bedbaht olur, dava hezimete uğrar. Fakirlik içinde ölmek, devlet adamının, hele ihtilal şeflerinin süsüdür…' Atinalı hatip ve politikacı Isokrates; 'Bir politikacı politikayı bıraktığında başladığından daha fakir bırakmalıdır' demiş. Peki ülkemizde fakir ölen devlet adamları var mı? Bu konuda aklıma ilk gelen isim Adnan Kahveci'dir. 5 Şubat 1993'te Bolu Gerede'de şüpheli bir trafik kazasında eşi (Füsun) ve kızıyla (Aslıhan) birlikte yaşamını yitiren eski Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'de siyasette cebini doldurmayan büyük bir şahsiyetti. Kaza sonrasında ayaklarında tabanları yırtık Sümerbank ayakkabı çıktı. Kazadan yaralı olarak kurtulan oğlu Cihan ve o gün araçta olmayan evladı Mehmet'e miras olarak, para kutuları değil, borç bıraktı. Ama kocaman onur bıraktı. Dürüstlüğü, çalışkanlığı ile öne çıkan Kahveci halk tarafından çok seviliyordu. Ölmeseydi Özal'dan sonra ülkenin Başbakanı o olurdu. Beş gün önce 27'nci ölüm yıldönümüdü. Kahveci'ye eşi ve kızına Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları Cennet olsun...
-----------------
CHP'DE KADIN ADAY

CHP İl Kongresi 23 Şubat Pazar günü yapılacak. Yani sadece 13 gün kaldı. CHP'de İl Başkanlığı için dört isim adaylıklarını açıkladı. Mevcut İl Başkanı Abdülkadir Adar, eski Merkez İlçe Başkanı Metin Tomsuk, eski İl Yöneticisi Recep Taşel, eski İl Gençlik Kolu Başkanı Ali Ünal aday olduklarını deklare ettiler. CHP'de beşinci aday da çıkıyor. Emekli Eğitimci Nevik Kavak'ta İl Başkan adayı. Emirdağlı olan Kavak parti örgütünün değişik kademelerinde yıllarca çalıştı. Parti de sevilen ve saygı duyulan bir isim.
-----------------
ONURLANDIRILMAYI HAK EDİYOR

Geçtiğimiz günlerde CHP'nin önde gelen bazı isimleriyle bir etkinlikte sohbet ettim. Özellikle Metin Tomsuk ile ilgili düşünceleri dikkatimi çekti. CHP'li dostlarımız; 'Metin Hoca öğretmenlik yaptığı dönemlerde risk alarak, parti için çalıştı. Emekli olduktan sonra da maddi ve manevi olarak hep CHP için çalıştı. Yol arkadaşları DSP'ye ve SHP'ye giderken, o hep kaldı. Milletvekili adayı oldu. Aday listesinin hep arka sıralarına yazıldı. Buna rağmen hiç küsmedi. Sanki birinci sıra adayıymış gibi hep büyük özveriyle çalıştı. Abdülkadir Adar'da yıllarını CHP'ye verdi. İl Başkanlığı makamıyla iki defa onurlandırıldı. 40 yılı aşkın süredir CHP için büyük fedakarlıklar yapan Metin Tomsuk'ta İl Başkanı yapılarak, onurlandırılmayı sonuna kadar hak ediyor. Gerçek CHP'lilerin kendisine vefa göstereceğini inanıyoruz' dediler. Liseden Beden Eğitimi Öğretmenim olan Metin Tomsuk gerçekten iyi bir partili ve dava adamı.
-----------------
FIKRA:
SİZDE ADALET BAKANI VAR

Türkiye Cumhurbaşkanı İsviçre'ye gidiyor. İsviçre Cumhurbaşkanı kendisine bakanlarını tanıtıyor. 'Cumhurbaşkanım' diyor işte bu bizim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, bu Sağlık Bakanı, bu Denizcilik Bakanı.' Türk Cumhurbaşkanı diyor ki, 'Nasıl olur burada deniz yok ki, nasıl Denizcilik Bakanı olur?' Bunun üzerine İsviçre Cumhurbaşkanı da 'Sayın Cumhurbaşkanım sizde de Adalet yok ama Adalet Bakanı var' diyor.'