Aerobot kimdir?
Hadi bakalım!
Aerobot, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda birkaç gün önce işe başlayan ilk insansı robottur.
Daha önce; bir tür bilgisayara benzeyen; belli bir yere sabitlenmiş; ekranında, okuttuğunuz yolcu kartı bilgilerini gösteren robotlar kullanılmıştı ama…
Ama bu farklı.
Bu bildiğin insan!
Kafasıyla, kolu bacağıyla, konuşmasıyla, ses tonuyla…
Yani her yanıyla bildiğin insan!
Hiç gözüm tutmadı Aerobot denen bu robotu.
Ne yalan söyleyeyim biraz da kıskandım kendisini.
Beş dil biliyor.
Türkçe konuş Türkçe konuşuyor, İngilizce konuş İngilizce, Almanca konuş Almanca, Fransızca konuş Fransızca…
İstersen Arapça konuş!
Başlıyor sen hangi dilde konuşursan o dilde konuşmaya.
Size bir soru!
Şirketinize elaman alacak olsanız, bildiği tek yabancı dil okul sıralarında çat pat, yarım yamalak öğrendiği İngilizce olan insanı mı alırsınız, beş yabancı dil bilen Aerobot gibi bir robotu mu alırsınız?
Başka meziyetleri de var üstelik.
Acıkmıyor, susamıyor, yorulmuyor…
Sigara molası, çay molası vermiyor…
Dedikodu yapmıyor, iş arkadaşlarının arkasından konuşmuyor, kimseyle laf dalaşına girmiyor.
Çalışma esnasında gizli kaçamak cep telefonuyla da meşgul olmuyor.
Havaalanında şimdilik on altı saat çalışacakmış ama isterseniz yirmi dört saat aralıksız çalışmaya da itiraz etmez.
Fazla mesai de istemiyor.
Tercih sizin.
***
Birkaç gün önce, bando takımının karşılama müzikleriyle işe başladı Aerobot.
Gördüğü itibar karşısında ağzı kulaklarına varıyordu.
Törenle karşılanınca o da dans ederek gösterdi memnuniyetini.
Aslında onu bando takımı değil de mehter takımı karşılamalıydı!
Mehter marşıyla karşılayıp İzmir marşıyla, geldiği yere!...
Neyse!
***
Havaalanında ne iş yapacak bu efendi, diye soracak olursanız…
Yolculara danışmanlık hizmeti verecek.
Yol tarifi yapacak.
Yolcuların bilet bilgilerini okuyup, uçuş detayları hakkında bilgi verecek.
Uçuşlarda gecikme varsa yolcuları bu konuda bilgilendirecek.
Havaalanının Bilgi İşlem Direktörü,
'Onu havaalanımızın farklı yerlerinde görebilirsiniz,' dedi.
Ayrıca,
'Aerobot, yolcularımıza yardımcı olmak için aramıza katıldı. Kendisine öğretirken biz de öğreniyoruz. Onunla birlikte çalışmayı öğreniyoruz,' dedi.
Kendisiyle çalışmaktan memnun olduklarını ifade etti.
Ayrıca robot…
Sayın Aerobot, yolcuların arasında gezinip onlarla sohbet edecekmiş.
Yolcuların sorularına cevap verecekmiş.
Ama henüz daha kendisine danışan, bir şey soran olmadı.
Namaz vakitlerinin ve mescidin ne tarafta olduğunun sorulmasını saymazsak tabii.
Şimdilik insanlar bir şey danışmıyor sayın danışmana. Yanına durup bol bol selfie çekiyorlar. Etrafında çember olup meraklı gözlerle bakıyorlar. Bazen de karşısına geçip birlikte çiftetelli oynuyorlar.
İnsan merak ediyor, robotla çiftetelli oynayanlardan kaçının işsiz, kaçının doğru düzgün bir işinin olduğunu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Samim Kocagöz de kafasını iyi takmıştı makineleşmeye. Makineleşme nedeniyle insanların işsiz kalmasına.
Yanlış da anlaşılmasın, biz asla karşı değiliz teknolojiye.
Fakat işte, yine de insanın canı sıkılıyor binlerce insanın işsiz olmasına.
Ve hazır olun, iş yerinizde aynı odada, aynı masada; sayıları hızla çoğalacak olan bu robotlarla birlikte çalışmaya.
Tabii siz o iş yerinde kalmayı başarabilirseniz.