Bir hamam böceği öldürürsen kahramansın, bir kelebeği öldürürsen şeytansın. Ahlakın estetik standartları vardır.
(Friedrich Nietzsche)
Bu düşünceye katılırsınız yada katılmazsınız ama hayatımızda karşılaştığımız pek çok olayda karşımıza çıkar bu anlamsız standartlar. İnsanların aynı olaylar karşısında her insana farklı bir tutum sergilediğinin de başka bir izahı yok. Evet! Ahlakın estetik standartları var ve bu standartlar da her toplum ve her insanda farklılık gösteriyor.
Kelebek güzel, naif ve estetik bir yapıda yaratılmıştır. Resimlerde, sanat eserlerinde, hikayelerde kelebekler bunun farkında olmasa da en güzel bir şekilde betimlenir. Hatta birçok insanın kelebek koleksiyonları bile vardır.
Hamam böceği de yaratılışına uygun şekilde yaşamaya çalışan küçük bir canlı. Estetik açıdan onu ne resimlerde ne de sanat eserlerinde göremezsiniz. Kimse için ilham kaynağı da olmaz. Kimseye zararı olmasa dahi görüldüğü yerde öldürülür. Yaşama hakkı dahi çok görülür hamam böceklerine. Çünkü yaşamayı hak edecek kadar estetik, naif ve güzel bir görüntüye sahip değildir…
İş başvurusu için gelenlerin arasında güzel/yakışıklı ve iyi görünen bir insan her zaman farklı bir ilgi görür. Onun işe alınması için ne gerekiyorsa yapılır. O işe girmeyi hak ediyor. Çünkü o yakışıklı bir erkek veya güzel bir kadın! Sırf bu yüzden farklı ve özel bir muamele görmeyi hak ediyor.
'İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır.' Resmi bir kuruma gittiğimde koridorda asılı olan bir boy aynasında görmüştüm bu yazıyı. Elbette insanların resmi dairelere gelirken kılık kıyafetlerine dikkat etmesi vurgulanmak istenmiştir. Ama maalesef bu yaklaşım çoğu zaman abartılıyor ve hak etmeyen insanlara sadece karşılarken değil uğurlarken de hak etmediği bir şekilde ilgi gösteriliyor. Fikirleri kötü, yanlış veya berbat olsa da, hatta hiç bir fikri olmasa da!
Halen devam eden Rusya-Ukrayna savaşında bir kez daha gördük ahlakın estetik standartlarını. Hem Avrupa hem de maalesef Türkiye'de!
'Onlar sarı saçlı mavi gözlü insanlar' diyordu İngiliz TV muhabiri. 'Onlar ölmemeli, onlar bunu hak etmiyor, onlara yardım etmeliyiz.Onlar da bizim gibi Avrupalı'
Peki batılı ülkelerin bombalarıyla yerle bir olan şehirlerde enkazların altında ölen veya can çekişen insanlar ? Afganistan, Suriye, Irak Yemen, Somali, Miyanmar'da ya topraklarından zorla sürülen yada katledilen Arakan Müslümanları…
Bu insanlar sarı saçlı ve mavi gözlü değil, bunlar Avrupalı değil, bunlar Hristiyan da değil. Öyleyse ölebilirler, sakat da kalabilirler. Peki atılan bunca bombaya ve füzeye rağmen hala hayatta kalabilen ve bu vahşetten kaçıp Avrupa'ya sığınmak isteyenler? Onların da yaşama hakkı yok, ya sınırlarda vurursunuz ya da denizde botlarını batırıp boğarak öldürürsünüz.
Suriye ve Afganistan'dan gelen sığınmacıları her gün rakamlarla açıklayan ve sayılarını da abartarak anlatanlar ve karşı çıkanlar, Ukrayna'dan ülkemize kaç kişi iltica etti şimdiye kadar biliyor musunuz peki? Neden onları daeleştirmiyorsunuz Suriyeliler gibi…Efendim Suriye'den 4 milyon, Afganistan'dan 300 bin kişi geldi. Ukrayna'dan çok az kişi gelmiştir gelmişse bile diyebilirsiniz. Evet gelenlerin sayısı da önemli bir etken mutlaka. Ama sorun sadece rakamlar mı gerçekten? Sizin ahlaki estetik standartlarınıza Ukrayna halkı uygun ama diğerleri değil belki. Asıl neden bu olabilir mi acaba?
Rusya-Ukrayna savaşında ölenler sadece Ukraynalı siviller değil, başta Avrupa olmak üzere iki yüzlü bir tutum sergileyen tüm insanlığın vicdanı, ahlaki değerleri ve adalet duygusu da ölüyor aynı zamanda…