Eskişehirspor ikinci dönem çalışmalarını Antalya Side'de teknik direktörsüz sürdürüyor.

Teknik Direktör sorununu çözmeden takımın ikinci yarı hazırlıklarına başlaması bu yönetimin hatalarından yalnızca bir tanesi.

Başkan ve yönetim takımın başına bir hoca getirmek için hala neyi bekliyor kimse anlamış değil.

Herhalde ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'in göreve resmen başlayacağı 20 Ocak'ı bekliyorlar…

İlk yarı sonunda 16'ncı sıradaki Akhisarspor'un 13, 17'nci Ankaraspor'un 9 ve son sıradaki Eskişehirspor'un 3 puanı bulunuyor…

Ankaraspor zor ama Akhisarspor'un alt sıralardan kurtulma veya ligde kalma şansı Eskişehirspor'a göre çok daha fazla.

Akhisarspor gibi 13 puanın olsa hadi dışarıdan 'hoca arayın' derim.

Hoş dışarıdan getirilen hocaların da başarılarını (!) gördük. Tarihi tersinden yazarak şehirden ayrıldılar…

Siyah-Kırmızılı takımı içinde bulunduğu krize hiçbiri çare olamadı.

Bu saatten sonra kim gelirse gelsin bataklığa saplanmış kurtulmak için çırpınırken daha da batması muhtemel bu takıma artık dışarıdan kolay kolay hoca gelmez.

Gelse bile kariyeri olmayan ve Eskişehirspor'u basamak olarak kullanmak isteyen silik profilli hocalar gelir.

* * *

Dışarıdan hoca gelmez derken adamın cebine yarım sezonluk için 150-200 bin lira koyarsanız kulübü düşündüğü için falan değil cebini doldurmak için vallahi Ankara'dan Eskişehir'e koşa koşa gelir!

Dünde yazım Eskişehirspor'un artık çöpe atılacak bir kuruş dahi lüksü yok.

Gelin bu takımı Eskişehirli 'Yerli ve Milli' hocalara teslim edin.

Ne kaybedeceksiniz?

Zaten bugüne kadar kaybetmek için elinizden gelen her şeyi yaptınız.

* * *

Gelelim yazımın başlığına.

Eskişehirspor Başkan Yardımcısı Fatih Baturaygil, esgazete internet sitesine yaptığı açıklamada, 'Şu anda cezası kesinleşmiş 9 dosya var. Yaz döneminde bu sayı 15-16'ya çıkabilir. Türk futbolcular ve hocalardan sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. İmzalar toplanmaya başladı. Türk futbolcular ve hocalar paralarını sırasıyla federasyondan almaya başladı' demiş.

* * *

Özellikle sorunun yabancı futbolcular olduğunun da altını çizmiş.

Baturaygil açıklamasında başka ne demiş: 'Transfer tahtasının açılıp açılmayacağı bu hafta belli olacak. FİFA dosyaları bizi çok zorluyor. Daha önce açılan transfer tahtası döneminde FİFA dosyaları yoktu. Şuanda cezası kesinleşmiş 9 dosya var. Yaz döneminde bu sayı 15-16'ya çıkabilir. Yabancı futbolcular için 2,5 milyon Euro'luk bir ödeme bizi bekliyor. Onlarla da pazarlık halindeyiz. Görüşmeler olumlu devam ediyor. Ancak para olmadan çözmemiz mümkün değil.' Transfer tahtasının açılabilmesi için paraya ihtiyaçları olduğunu kaydeden Baturaygil, 'Bazı firmalar ile irtibata geçtik. Bu hafta netleşir. Anlaşma sağlanırsa tahta açılır. Olumlu sonuçlanacağını düşünüyorum' şeklinde açıklamasını tamamlamış.

* * *

Eskişehirspor Başkan Yardımcısı Fatih Baturaygil'in yaptığı bu açıklamayı okuyunca, transfer tahtasının açılmasından umutlu oldukları yorumunu çıkardım.

Özetle şunu söylüyor: 'Biz 2,5 milyon EURO'yu bulursak transfer tahtasını açarız. Eğer şimdi değil de yaza kalırsa FİFA'daki dosya sayısı daha da artacak. O zaman daha da zora girer. Tahtayı açıp transferi yapalım'.

* * *

İyi güzel de Başkan Mustafa Akgören ise farklı konuşuyor: 'Transferi açma konusunda çalışmalarımız var. Ancak durum çok vahim. Transferi açmak çok zor. 9 dosya için yaklaşık 2,5 milyon avro lazım. Bu parayı nereden bulup da ödeyeceğiz. Dosya muhatapları, avukatlar, menajerler sorunu çözmek kolay değil. Yapılandırma yapsak nasıl ödeyeceğiz. Miktarlar çok yüksek. Yapılandırma yapsak bile ciddi paralar gerekli. Bizim şu anda bu borcu kapatacak gücümüz yok. TFF deki dosyalardaki sıkıntı da büyük. Evet, imza atarım, diyenlerde var ama bu şartlarda transferin açılması zor gözüküyor' diyor.

Yani tıpkı yazımın başlığındaki gibi Baturaygil nihavend faslından çalarken, Başkan Akgören ise hicazkar faslından çalmaya devam ediyor…

* * *

Her iki açıklamayı okuyunca artık yönetimde iyice kopukluklar olduğu, birlik beraberlik olmadığı kanısına vardım.

Başkan farklı, başkan yardımcısı farklı telden çalıyor…

Sanıyorum yönetim kurulu da toplanamıyor.

En son ne zaman toplantı yapıldı ve eğer bir karar alındı ise karar defterinde kaç yöneticinin imzası var onu da çok merak ediyorum.

* * *

Başkan Yardımcısı Baturaygil, açıklamasında ayrıca teknik direktör konusuna da değinmiş. 'Teknik direktör konusunda transfer tahtasına göre hareket edeceğiz. Eskişehirspor'a gelmek isteyen çok sayıda futbolcu ve antrenör var. Eskişehirspor'un ismi çok büyük. Yönetici olunca bunu daha iyi anladık' demiş.

Demek ki onca hatalarına rağmen hala dışarıdan teknik direktör getirmeyi akıllarına getirebiliyorlar.

* * *

Eskişehirspor'un durumu belli…

Küme düşmesi hemen hemen kesinleşmiş bir kulübe hangi teknik direktör gelir de kariyerine 'Eskişehirspor'u küme düşürdü' damgasını vurdurur.

Yukarıda yazdım.

Gelir.

Cebine parayı doldurursunuz, sezon sonuna kadar çalışır.

Bu borç içinde kıvranan kulübü yeni bir mali külfetin altına sokmak değil mi?

* * *

Son olarak siyah-kırmızılı formayı giyen, genç, yetenekli, istikbal vaat ediyor dediğimiz futbolculara bugüne kadar resmi bir transfer teklifi gelmemiş.

Ara transfer dönemi başladı.

Kulüpler takımlarda gördükleri eksik mevkilere nokta transferler yapmaya başladılar.

Bugüne kadar bizim gençlere talip olan kimse çıkmadıysa, Eskişehirspor yönetimin buradan beklediği para da hayal olacak gibi.

* * *

Bir kere daha yazıyorum.

Bırakın artık bu hayalleri. Transfer tahtası açma ve dışarıdan teknik direktör getirme düşünceniz bence tam bir ütopyadır.

Özümüze dönelim.

İki, üç sezon sabredelim.

Kendi çocuklarımıza ve özellikle teknik adamlarımıza güvenmeyi öğrenelim…

Yıllardır özlemini duyduğumuz başarı bakın nasıl gelecek…
* * *

DR. OVALI ESKİŞEHİR'DE

BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRDİ

ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Ovalı ve ekibi, Eskişehir'de bir ilke imza attı.

Ovalı ve ekibi gerçekleştirdiği kalp ameliyatında halk arasında iman tahtası olarak bilinen göğüs kemiğini (sternum) 35-40 santimetre kesmek yerine ameliyatta minimal invaziv yöntemini kullandı.

Ekip, 56 yaşındaki Cafer Aytekin'in meme hizasından açılan 5 santimetrelik bir kesikle aort ve mitral kalp kapakçığını değiştirdi.

* * * *

12 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirilen operasyonun ardından Doç. Dr. Cengiz Ovalı bu yöntemle yapılan ameliyatlarda hastaların ağrılarının çok az olduğunu ve kısa süre içerisinde toparlanarak günlük aktivitelerine dönebildiklerini belirtti.

Öncelikle Eskişehir'de bir ilki gerçekleştiren Doç. Dr. Cengiz Ovalı kardeşimi ve ekibini kutluyorum.

Bu hastalar geçmişte Eskişehir dışında büyük merkezlerdeki hastanelere giderek dertlerine çare arıyorlardı.

* * *

Gelelim 'Neden kardeşim' dediğime.

Cengiz Ovalı ile ağabey-kardeşlik dostluğumuz yaklaşık 18 yıl önce başladı.

O yıllarda özel bir hastanede hekimlik yapıyordu.

Daha sonra o yıllardaki adıyla SSK Hastanesinde görev aldı ve açık kalp ameliyatları yapmaya başladı.

* * *

Düşünün insanlar açık kalp ameliyatı olmak için ya ESOGÜ TIP Fakültesinde sırada beklemekte veya Bursa, Ankara, İstanbul veya İzmir'deki hastanelerdeki hekimlerden randevu alıp muayene oluyor daha sonra da ameliyat.

Çünkü o yıllarda açık kalp ameliyatı Eskişehir'de sadece TIP Fakültesinde yapılabiliyordu.

Hatta o yıllarda Milli İrade Gazetesinde çalışıyordum.

Tasarımcı kardeşim Meral Bekmez'in SSK Hastanesinde açık kalp ameliyatını başarıyla gerçekleştirmişti.

* * *

Zaman zaman buluşur sohbet ederdik.

'Abi ben tekrar ESOGÜ TIP Fakültesine dönüp orada hem kendimi geliştirmek hem de eğitimime devam ederek profesörlüğe kadar yükselmek istiyorum' derdi.

Sınavlara girdi yardımcı doçent oldu.

Şimdi ise doçent…

Profesörlük unvanını da inşallah en yakın zamanda alacak.

* * *

Yılbaşından önce telefon etti.

'Abi Eskişehir'de bir ilki gerçekleştireceğim. Göğüs kafesi açılmadan 5 santimetrelik bir kesikle minimal invaziv yöntemle hastanın aort ve mitral kalp kapakçıklarını değiştireceğim' demişti.

* * *

Önceki gün İhlas Haber Ajansı Cengiz kardeşimin yaptığı başarılı ameliyatın haberini gazetelere servis yapmış.

Haberi okuduktan sonra kendisine telefon ederek kendisini bu başarısından dolayı kutladım.

Ameliyat hakkında şu bilgiyi verdi: 'Yoğun bakımda ameliyattan yaklaşık 3 saat sonra hastamızı makinelerden ayırdık, 6 saat sonra yürüttük. Yoğun bakımda her türlü hareketi yapabilir pozisyondaydı. İstediği pozisyonda yatabiliyordu. Ameliyat sırasında hiçbir kemik kesilmediği için ağrı son derecede az oldu. Böylelikle hasta çok kısa süre içerisinde toparladı ve 12 saat sonra servise çıkardık. Bu ameliyatlar sırasında ileri teknoloji ürünü kamera sistemleri ve son derece özel cerrahi aletler kullanılmaktadır.'

* * *

Eskişehir'de özellikle son yıllarda kardiyololi ve kardiyovasküler cerrahi alanındaki gelişmeleri hayranlıkla takip ediyorum.

Bu nedenle değerli kardeşim Doç. Dr. Cengiz Ovalı ve ekibini bir kez daha kutluyorum.

Artık bu tür hastalar Eskişehir dışındaki hastanelere gidip aylarca sıra bekleyip ameliyat olmaları yerine ESOGÜ TIP Fakültesinde şifalarına kavuşacaklar.

* * * *

İKİ KARDEŞ

Birlikte çalıştıkları babalarından kalma çiftlikte geçiyordu. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı. Diğer kardeş ise bekardı. Her günün sonunda iki kardeş

ürünlerini ve karlarını eşit olarak bölüşürlerdi.

Günün birinde bekar kardeş şöyle düşündü;

– Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben

bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. Kardeşimin geniş bir ailesi var. Onun daha fazla ihtiyacı olur.

O günden sonra bekar olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye gitti.

Bu arada evli olan kardeş de kendi kendine;

– Ürünümüzü ve karımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de doğru değil. Ben evliyim, eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Fakat kardeşim yaşlandığı zaman ona bakacak hiç kimsesi yok. İlerde onun daha fazla ihtiyacı olacak.

Böylece evli olan kardeş de her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı.

İki kardeş de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar. Çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken karşılaştılar. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.

- - - - - -

Kardeşlik bencilce sadece kendini düşünmek değil başkalarını da düşünmek ve kardeşçe paylaşmaktır.

(alıntı)

*-*******

YAZIYA GİRECEK FOTOĞRAFLAR:

1- MUSTAFA AKGÖREN VE FATİH BATURAYGİL

2- DR. CENGİZ VE EKİBİ

* * * * * *