Partisinin Eskişehir İl Kongresine katılan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin içerisinde bir rekabetin olduğunu belirterek 'Altılı masadan gelen çatırtılar, patırtılar bütün Türkiye'den, Anadolu'dan duyulmaya başlamıştır. Masadan gelen çatırtılar Türkiye'nin her bir tarafından duyuluyor ve milletimiz zaten az olan ümidini bu 6'lı masadan her geçen gün biraz daha kaybediyor. Milletimiz için ümit olmaktan 6'lı masa çıkıyor. İçerisinde bulunduğumuz ekonomik buhrandan, krizden nasıl kurtulacağımıza dair bir kaynak paketleri ortada yok' demiş.
Fatih Erbakan, Eskişehir'de yukarıda okuduğunuz sözleri sarf ederken CHP, Demokrat, DEVA, GENÇ, İYİ ve Saadet Partisi'nin liderlerinden oluşan 6'lı masa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ev sahipliğinde 5'inci kez bir araya geldiler.
Herhalde bu toplantıdan Fatih Erbakan'ın haberi olmadı!
'6'LI MASA ÇATIRTISI ANADOLU'DAN DUYULDU'
6 muhalefet partisinin oluşturduğu 6'lı masadan belli ki Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın oğlu Fatih Erbakan'da rahatsız.
6'lı masanın dışında kalan partiler ile 'Cumhur İtikafının' başta büyük ortağı AK Parti olmak üzere MHP de rahatsız. İki de bir 6'lı masada bulunan partilerin liderlerini eleştiriyorlar.
Henüz içlerinden bir cumhurbaşkanı adayını çıkaramadıklarını dillendiriyorlar.
6'lı masanın etrafındaki tüm partilere seçmen büyük ilgi gösteriyor, ülkenin sorunlarını çözeceklerine inanıyor.
Bu ben söylemiyorum. Son 6 ayda yapılan anketlerden sadece birinde AK Parti'nin birinci parti çıktığını gördüm. Anket sonuçlarına göre bakarak 'inanıyorlar'diyorum.
Altılı masayı oluşturan partilerden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, aylar önce 'ben cumhurbaşkanı adayı değilim. Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme dönüldükten sonra başbakanlığa talibim. 6'lı masanın belirleyeceği ortak isim Türkiye Cumhuriyet'inin 13'üncü cumhurbaşkanı olacak' diyerek noktayı koydu.
Aynı ifadeleri gerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 6'lı masadaki diğer liderlerde aynı sözleri söylüyorlar.
CHP'liler liderleri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyorlar.
Ona bakarsan Saadet, Genç, Deva ve hatta Demokrat Partililerde kendi liderlerinin cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyorlar.
Bunlar partililerin bireysel görüşleri.
Nihai kararı 6'lı masada oturan siyasi partilerin liderleri verecek.
6'lı masanın önceliği 'cumhurbaşkanı adayını' belirlemek değil.
'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı' ile 'Temel İlkeler ve Hedefler' üzerinde müzakereler yapılıyor.
'Çatırdıyor' denilen 6'lı masanın Seçim Güvenliği, Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor.
6'lı masanın son toplantısı Ağustos ayında Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun ev sahipliğinde yapılacak.
O toplantıda da öyle sanıyorum cumhurbaşkanı adayı belirlenmeyecek.
Gündem de erken seçim yok.
O zaman seçime daha 10 ay var.
Bugünden cumhurbaşkanı adayını belirlemek bence de doğru değil.
Çünkü en azından 2023 yılına kadar köprünün altından akacak daha çok sular var.
* * *
Fatih Erbakan'ın '6'lı masanın çatırtısı Türkiye'nin her yerinden duyuluyor. Milletimiz zaten az olan ümidini bu 6'lı masadan her geçen gün biraz daha kaybediyor. Milletimiz için ümit olmaktan 6'lı masa çıkıyor' sözlerine tekrar dönmek istiyorum.
Yukarıda da yazdım.
Erbakan'ın 'Çatırdıyor. Milletimiz için ümit olmaktan 6'lı masa çıkıyor' dediği 6'lı masa pazar günü 5'inci toplantısı yaptı.
Çatırdayan masanın etrafında oturanlar nasıl oluyor da bir araya geliyor?
Sözde 'çatırdıyor' denilen masanın etrafında bulunan liderler ağustos ayında toplanmaya karar vermişler.
Masadaki liderlerin zaman zaman 'kendi görüşlerini' kamuoyu ile paylaşmalarından daha doğal bir şey olamaz.
Masaya oturduklarında da bireysel görüşlerini söylüyorlar.
Önemli olan ortak noktada buluşabilmek…
5 kez aynı masada oturup belirli konular üzerinde mutabakat sağlandığında göre bir çatırtı falan yok demek ki.
Öyle olsaydı masa şimdiye kadar çoktan dağılırdı.
'BARAJ PROBLEMİMİZ YOK'
DİYOR ANKETLERDE YOKLAR
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 'Cumhurbaşkanı adayımızı kendimiz çıkartacağız. Bunun için de Türkiye genelinde en gayretli çalışmalarımızı ortaya koyuyoruz. Yeniden Refah Partisi kendi başına hiçbir şekilde baraj problemi olmayan, güçlü bir siyasi aktör olarak seçimlere girecektir' demiş.
Ben 2021 yılının başından son Haziran 2022'ye kadar kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı anketleri yakından takip ediyorum.
Hatta zaman zamanda anket şirketlerinin yaptıkları araştırmalara köşemde yer veriyorum.
2022 yılının başından beri yapılan anketlerde Yeniden Refah Partisi'nin oy oranını da takip ediyorum.
Anketlerin çoğunda Yeniden Refah Partisi'ne oy çıkmamış. İki veya üçünde ise yüzde 1 veya % 1,1 olarak yer almış.
* * *
Bu konudaki yazımı bitirirken Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın 6'lı masadaki liderlerin toplantı sonunda yaptıkları ortak açıklamayı tekrar tekrar okumasını öneririm.
* * *

ESKİŞEHİRLİLER CEZALANDIRILIYOR MU?
YHT hizmete girmeden önce Eskişehir'den Ankara ve İstanbul'a özel trenler kalkardı. Eskişehirliler iki büyük ile trenle gitmek için bilet sorunu yaşamazdı.
YHT seferlere başladıktan sonra sözde Eskişehir için kontenjan konulmuştu. İlk yıllarda çok fazla sorun yaşanmamıştı. Ama son yıllarda herhalde Eskişehir'e ayrılan yolcu kontenjan sayısı düşürülmüş olacak ki gişelere gidenler veya internet bilet almak isteyenler 'yer yok' cevabı ile karşılaşıyorlar.
* * *
Geçmişte de çok kez gündeme getirildi.
Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü'de bir kez daha YHT'de yaşanan bilet sorununu gündeme getirmiş.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, İstanbul ya da Ankara'ya yolculukta YHT'yi kullanmak isteyen Eskişehirlilerin, kontenjan kısıtlaması ve seferlerdeki yetersizlik nedeniyle mağdur olduğunu söylemiş.
Konuyu TBMM gündemine taşıyan Süllü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na yanıtlanması talebiyle soru önergesi verdi.
Eskişehirlilerin haftalar öncesinden bilet arayışına girdiğini ve bilet bulamadığını savunan Süllü, 'YHT sefer sayılarının ve yolcu kontenjanının azaltılarak hızlı trenden yararlanma hakkımızın kısıtlanmasını kabul etmiyoruz' dedi.
Tren yollarının kavşak noktasında bulunan Eskişehir'de yaşanan bu sıkıntının bir an önce çözüme kavuşturulmasını isteyen Süllü şunları söyledi:
'Tren yollarının kavşak noktası olan Eskişehir, tarihsel ve kültürel özelliğiyle demiryolu ulaşımının yoğun talep gördüğü bir şehirdir. Özellikle, Covid-19 küresel salgını ile başlayan süreçte Eskişehir'den hareket eden ve sadece Eskişehir'e ulaşan YHT seferleri azaltılırken, Ankara ve İstanbul trenleri için de kontenjan azaltımı gerçekleşmiştir. Eskişehir'den Ankara ve İstanbul yönüne gitmek isteyenlerin bilet bulması neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle vatandaşlarımız, daha maliyetli ve zaman açısından uzun süren karayoluna mecbur edilmektedir. Hızlı tren seferlerinde şehrimize ayrılan kontenjan yetersizliğinin yanı sıra, sefer saatleri de sorunludur. Mutlaka bir gece seferi eklenmeli; kontenjan ve seferler gözden geçirilerek yaşanan mağduriyete son verilmelidir.'
NABİ AVCI YHT'DEKİ BİLET SORUNUNA DA EL ATSA
Hatırlayacağız üzere geçtiğimiz aylarda Hasan Polatkan Havalimanına inen uçak şirketlerine Kütahya Altıntaş Havalimanına inmeleri talimatı verilmişti.
Eskişehirlilerin tepkisi, Avrupa'da yaşayan Türkler, 'Altıntaş'a inmeyiz. İstanbul'a iner YHT ile gerekirse araç kiralar Eskişehir'e gideriz' söylemleri ile yanlıştan dönüldü.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, uçak sorununu önce Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile görüşmüş, sorun çözülmeyince daha sonra Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile baş başa görüşerek, yurt dışından Eskişehir'e sefer yapan uçakların tekrar Hasan Polatkan Havalimanına inmelerini sağlamıştı.
Geçtiğimiz günlerde TBMM'ye yaptığım ziyarette Nabi Avcı ile ayaküstü de olsa görüştüğümü, bu görüşme sırasında AK Parti'nin eski bakanları, gurup başkan vekilleri ile milletvekillerinin sevgi-saygı gösterisinde bulunduklarına şahit olduğumu yazmıştım.
Nabi Hoca'nın parti içerisinde önemli bir ağırlığı var.
Uçak sorununu çözüme kavuşturan AK Parti Milletvekili Nabi Avcı, YHT'de Eskişehirlilerin yaşadıkları bilet sorununu da Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Karaismailoğlu'na ileterek yaşanan kontenjan sorununu çözüme kavuşturabilirse kendisine müteşekkir kalırız.
* * *
HİKAYE:

Baba İle Oğul
Bir varmış bir yokmuş. Yıllar yıllar önce bir köyde yaşayan baba oğul varmış. Baba altmış yaşlarında oğul da 25 yaşlarında imiş. Bir gün baba ve oğul evlerinin bahçelerinde beraber otuyorlarmış. Bahçelerindeki elma ağacına bir kuş konmuş, dalda neşeyle ötmeye başlamış. Kuşu gören baba oğluna 'bu ne?'diye sormuş. Oğlu da 'kuş baba'diye cevap vermiş.
Baba gözünü kuşa dikmiş ve takip etmeye başlamış. Aradan geçen az bir zaman sonunda baba tekrar oğluna dönerek 'bu ne?' diye sormuş. Oğul babasının baktığı yöne yönelmiş ve 'ağacın dalındaki bir kuş baba' demiş. Bana tekrar gözünü kuşa iliştirmiş ve kuşu izlemeye koyulmuş. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra baba tekrardan 'bu ne?' diye oğluna sormuş.
Oğlan babasının baktığı tarafa dönmüş ve kuş olduğunu görünce sinirlenmeye başlamış.
Kızgınlıkla babasına dönmüş, 'Baba sabahtan beri bu ne' diye soruyorsun. Ben de sana 'o bir kuş' diye cevap veriyorum ama sen yine sormaya devam ediyorsun. Hem sen onun kuş olduğunu da biliyorsun. Niye aynı şeyi tekrar edip duruyorsun? Beni anlamıyor musun?' demiş.
Oğlan o kadar kızmış ki bütün sinirliliğiyle babasına söylenmiş. Babası da sanki oğlunun bu cevabı vereceğini biliyormuş gibi gitmiş bir defter almış. Ona bir ders vermek istiyormuş. Ve defteri oğluna uzatıp okumasını istemiş. Oğlan defterde yazılanları içinden okumaya başlamış. Ama babası ondan yazılanları yüksek sesle okumasını istemiş.
Notta yazılanlar ise şöyleymiş:
'Bugün oğlumla beraber parka gittik. Oğlum parkta yürümeye ve okumaya başladı. O sırada parktaki erik ağacına bir kuş kondu. Oğlum kuşu görünce heyecanla ve merakla bu ne diye bana sordu. Ben de oğlum o bir kuş diyerek cevap verdim. Oğlum kuşa tekrar baktı ve bana dönüp baba bu ne diye sordu. Ben de tekrardan oğlum o bir diye cevapladım. Oğlum kuşa tekrar bakıp inceledikten sonra bana dönüp baba bu ne diye sordu. Ben ise bütün sabırlılığımla oğluma sevgiyle baktım ve oğlum o bir kuş diye cevap verdim. Oğlumu her şeyiyle çok seviyorum.'
* * *
Oğlu notu gözleri dolmuş bir şekilde okuduktan sonra babasına döndü. Boğazı düğümlenmiş ve zor konuşuyordu. Babasına şunları söyledi:
'Babacım beni affeder misin? Senin gösterdiğin sabrı ben sana gösteremedim. Bunun için özür diliyorum' daha sonra babasına sarıldı ve bundan sonra daha dikkatli davrandı.
* * *