Her ne kadar birileri,
'Biz size söylemiştik, kapanmayacak diye...' deseler de, işin direkten döndüğünü bilmeyen yok...
Hasan Polatkan-Brüksel uçuşlarından söz ediyorum...
Bildiğiniz üzere,
Geçtiğimiz hafta, önce Burhan Sakallı,
Ardından Prof. Dr. Nabi Avcı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a durumu anlattılar...
Erdoğan da,
Ulaştırma Bakanını arayıp, uçuşların eski haline döndürülmesi talimatını verdi...
Krizden önce,
Eskişehir-Brüksel arasında sefer düzenleyen üç havayolu şirketi vardı...
İki tanesi, uçuşları tamamen kaldırdığını açıklamıştı...
Bir diğeri de,
Uçuşları yarı yarıya azaltmıştı...
Hatta o şirketin de Eskişehir'e uçmayı programından tamamen çıkardığı iddia edilmişti...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatının ardından dün, bu şirketlerin programlarını kontrol ettik...
Uçuşları durduran iki havayolu şirketinde bir değişiklik yok...
Ancak üçüncü havayolu şirketi sefer sayılarında ciddi bir artış sağlamış...
Nisan ayının 12'sinden itibaren altı,
Mayıs ayında 13,
Haziran ayında 14,
Temmuz ayında 18,
Ağustos ayında ise yine 18 karşılıklı sefer düzenleyecek...
Bu seferler talebi ne kadar karşılar bilemiyoruz...
Zira özellikle Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında üç şirketin haftalık toplam sefer sayısı 40'ı buluyordu...
Ancak tek şirketin bu sayıda sefer düzenleyebilmesi pek mümkün görünmüyor...
O nedenle Ulaştırma Bakanlığının Cumhurbaşkanının talimatını tam olarak yerine getirebilmeleri için en az iki şirketi daha Eskişehir-Brüksel seferleri için ikna etmesi gerekiyor...
Yoksa,
Sıkıntı azalsa da yine yaşanmaya devam edecektir...
öööööö öööööö
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları sonrasında,
Uçuşlar konusunda yaşanan gelişmeleri anbean takip edebilmek mümkün...
Ancak bir de ilçe yolları meselesi var...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yolların da bir önce yapımının tamamlanması talimatı verdiğini de öğrendik...
O konuda da, gözle görülür gelişmeler yaşanması halinde,
Başlıktaki 'gibi' tanımlamasını geri çekeceğiz...
öööööö öööööö
Peki,
Tüm bu olumsuzlukların yaşanmasının ne gereği vardı?
Ulaştırma Bakanlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün amacı neydi?
Eskişehir'in sesini çıkarmadan, tüm olup biteni paşa paşa kabul edeceğini mi zannettiler?
Hem Eskişehir kamuoyunda, hem de Brüksel'deki vatandaşlar içinde büyük bir tepkinin ortaya çıkacağını düşünmediler mi?
Eskişehir'in iktidar milletvekilleri ve yerel yöneticilerin,
Kamuoyunda meydana gelen bir tepki karşısında sessiz kalabileceklerini mi hesapladılar acaba?
Yoksa,
Prof. Dr. Nabi Avcı ya da MKYK Üyesi Burhan Sakallı'nın Cumhurbaşkanına konuyu direkt olarak anlatacaklarını hesaplamamış olabilirler mi?
Havaalanı meselesi tamam...
Ancak ilçe yollarındaki olumsuz durum halen devam ediyor...
Bağlantı yolları konusu, elbette 'boyacı küpü' misali, bugünden yarına sonuçlandırılacak bir mesele değil...
Ancak insan,
'Madem Cumhurbaşkanının bir telefonuna bakıyordu, bugüne kadar niye yapılmadı?' diye düşünmeden de edemiyor...
öööööö öööööö
Yine de biz, bardağın dolu tarafını görmeye devam edeceğiz...
Tüm Eskişehir kamuoyunun amacı,
Eskişehir-Brüksel uçuşlarının eski haline geri dönmesiydi...
Tamamen olmasa da, sıkıntının önemli ölçüde çözümlenmiş olması son derece olumlu...
Bizim de bütün eleştirilerimizdeki temel amaç bunun gerçekleşmesi, sıkıntının giderilmesiydi...
Yoksa,
Olayı böylesine Arap saçına çevirip, sonradan düzeltilmeye çalışılması kimsenin mahareti değil...
Ulaştırma Bakanlığı Cumhurbaşkanı talimatı sonrasında konuyu çözmüş olsa bile,
Olayın tamamına baktığımızda hala,
Eşeğin yeniden bulunmasından farklı olmadığı ortada...