Yunus Emre'ye tekrar döndüğümüzde dört temel ögeyi izleyebiliyoruz. Bunlar dil, düşünce, duygu ve yaratıcılıktır. Israrla vurguladığı konular ise sevgi, insan, varlık birliği, Tanrı, yaşama sevinci, barış, evren, ölüm, yetkinlik, olgunluk, erdem, eli açıklık, alçakgönüllülük gibi insan özünde odaklaşan olgulardır.

Alevi ve Bektaşi düşüncesinde de olduğu gibi onda da temel öge insandır. İnsan sevgi varlığıdır. Barış ve kardeşlik duyguları içinde bulunması yaşamının temel ögesidir. Ruh Tanrısaldır. Bu nedenle de ölümsüzdür. İçinde yaşanan dünya gelip geçicidir. Kalıcılık yalnızca ruhsal varlığa özgüdür. Ruh gövdeye sonradan gelmiştir. Orada bir süre kalacak sonra geldiği Tanrısal kaynağa dönecek, özgürlüğüne, ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Gövde ruh için bir üzüntü, sıkıntı, tutsaklık kaynağıdır. Ruh gövdede bulunduğu sürece Tanrısal varlığa ölümsüz öze özlem duyar. Ölüm denen olay gerçekleşince ruhun özlemi sona erer. Varlık 'Bir' dir. Ayrılık, başkalık 'Görünüş' tür. İnsan, Evren, Tanrı üçlüsü bir bütünlük içerisindedir.Bu bütünlük ancak bilinç olgunluğu, gönül arınmışlığı, duygu derinliği ile kavranabilir. İnsanı varlığa, ölümsüzlüğe, olgunluğa, erdeme ulaştıran bir takım din görevleri, tapınmalar değil, gönül arınmışlığı, içsel olgunluk, anlayış derinliği gereklidir. Sevgi, saygı birleştirici, bütünleyici birer öz davranıştır. İnsan olmanın birinci koşulu sevmek, saymaktır. Yeryüzünde inanç ayrılıkları barışı bozan, insanları birbirinden uzaklaştıran durumlardır.

Abdal Musa'ya göre dilini tutmak gizleri söylememek, dedikodu yapmamak gerekir. Bu olumsuz işler kişiyi alçaltır.

'Deveyi gördün mü gördüm dediler

Ört elin eteğin sır meydanıdır'

Kaygusuz Abdal için önemli olan 'Gönüldeşlik' bağlantısıdır. Bu da gönül arınmışlığına olgunluğa dayanır ;

'Dost senin yüzünden özge

Ben kıble-i can bilmezem'

dizelerinde dostun yüzü canın, insanın kıblesidir.Yine Kaygusuz Abdal, Tanrıyı insanda görmeyi vurgular ;

'Aşıklar can içinde

Aşikar gördü hakkı

İşitmenin manası

Olmaya görmek gibi'

Tasavvufda kişi Tanrıyı kendi gönlünde görür, gönül Tanrının göründüğü yerdir inancı yaygındır ;

'Bu adem dedikleri

El ayakla baş değil

Adem manaya derler

Suret ile kaş değil'

dizelerinde gerçek insanın görünüş değil, anlamsal bir varlık olduğu inancı vurgulanmaktadır. Hatayi'nin nefeslerinde de Alevi ve Bektaşi felsefesinin yanında Anadolu'nun sosyal tarihini görmek mümkündür ;

'Gece gündüz hayaline dönerim

Bir gece rüyama gir Hacı Bektaş

Günahkarım günahımdan bezerim

Özüm dara çektim gör Hacı Bektaş

Sözünü bir söyleyenin

Sözünü eder sağ bir söz

Pir nefesin dinleyenin

Yüzünü eder ağ bir söz

Söz vardır kestirir başı

Söz vardır keser savaşı

Söz vardır ağulu aşı

Bal ilen eder yağ bir söz

Ali'yi severem candan içeru

Yolunu sürerem yoldan içeru

Bana bende demen bende değilim

Dahi bendeler var benden içeru

Severem ben seni candan içeri

Yolum tutmaz bu erkandan içeri

Sersem Ali Baba'ya göre kişinin gönlü Tanrı'nın evidir. Önemli olan o eve girmek orada Tanrı'yı görebilecek olgunluk aşamasına ulaşmaktır ;

'Mü'minin kalbinde olur Beytullah

Allah bir Muhammed Ali'dir Ali'

diyerek insan gönlünün Tanrı evi olduğunu, Tanrı'nın birliğini, 'Muhammed-Ali' yakınlığını vurgulamaktadır.

Kuşkusuz diğer önemli bir kimlik de Pir Sultan Abdal'dır. Bir nefesinde şöyle bakıyor Muhammed- Ali yoluna ;

Yol içinde yol ararsan

Yol Muhammed Ali'nindir

Yetmişiki dil içinde

Dil Muhammed Ali'nindir.

Virani ise şöyle diyor ;

Kudret kandilinde parlayıp duran

Muhammed Ali'nin nurudur vallah

Kıblegahımdır Muhammed Mustafa

Secdegahımdır Aliü'l-Mürteza

Kul Himmet ;

Seyran edip bu alemi gezerken

Uğradım gördüm bir bölük canları

Cümlesinin erkanı bir yolu bir

Mevlam bir nurdan yaratmış onları

Cümle bir mürşide demişler belli

Tesbihleri Allah Muhammed Ali

Meşrebi Hüseyni ismi Ali

Muhammed Ali'ye çıkar yolları

Sıratı nizamı bunda geçmişler

Varlık benlik binasını yıkmışlar

Al giymişler yas donundan çıkmışlar

Gece kadir gündüz bayram günleri

Bağdatlı Ruhi'nin Alevi inancındaki ruh ve can kavramına verdiği yanıt ise dikkate değer ;

Sufi bizi sen cism gözüyle göremezsin

Aç can gözünü eyle nazar gör ki ne ruhuz

(Devam Edecek)