Normalleşme süreci ya da anormalleşme dendiğinde artık aklımıza koronavirüs salgını ve salgının yayılmasını önlemek için alınan önlemler geliyor. Ama benim bahsettiğim anormalleşme aslında uzun zamandır var olan bir durum. O da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri. 14 Nisan 2020'de 'Korona Günlerinde Kadınlar' diye bir yazı yazmış, pandemi ve evde kal çağrılarının yapıldığı süreçte kadına yönelik artan şiddetten söz etmeye çalışmıştım.

UTANIYORUM
İsimler her gün değişiyor ve artıyor ama ölen yine kadınlar oluyor. 24 Mayıs'ta Muğla'da Zeynep Şenpınar, erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Zeynep, yaşam ve giyim tarzı ile yargılandı. Mini etek giyiyor olması birilerinin gözünde onu ölümü hak eden kadın yaptı. Daha sonra ise 28 Mayıs'ta Manisa'da Gülnur Kocabaş, erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Gülnur ise başörtülü bir kadındı. Ama o da bir erkek tarafından bu hayattan koparıldı. İki tane gencecik, pırılpırıl kadın hayatlarına ilişkin kararları özgürce almak istedikleri için erkekler tarafından öldürüldü. Ama birileri hala kadınları giydikleri etekle ya da taktıkları başörtüsüyle yargılamaya devam etti. İki kadın öldü ama ülkemizde birileri onların eteğini, başörtüsünü konuştu.

YAŞAMAK İSTİYORUZ
Bu yüzden her sabah bir kadın fotoğrafıyla ölüm haberi görmek geride kalan kadınları, vicdanlı insanları ayağa kaldırmalı. Bu kadınların gözlerinin içine bakıp birlikte utanalım, birlikte ağlayalım ve birlikte haykıralım 'YAŞAMAK İSTİYORUZ' diye..

GÜNDE 90 DOSYA GELİYOR
Eskişehir Kent Konseyi'nin bünyesinde yer alan Kadın Meclisi Yürütme Kurulu'nda yer alıyorum. Koronavirüs sebebiyle çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldık. Fakat geçtiğimiz günlerde zoom üzerinden toplantı gerçekleştirdik. Aramızda avukat olan kadın arkadaşlarımız da var. Eskişehir'e ilişkin çok üzücü bir bilgiyi paylaştılar bizimle. Adliye'de üç savcı pandemi sürecinde kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle ilgili gelen dosyalar için görevlendirilmiş. Maalesef günlük 90 dosya aile içi şiddetle ilgili geliyormuş. Görülen o ki Eskişehir'de de kadına yönelik şiddette artış söz konusu.

EKSİLMEK İSTEMİYORUZ
11 Mart – 20 Mayıs tarihleri arasında yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin ise iki rakam söz konusu. İçişleri Bakanlığı bu tarihler arasında yaşanan kadın cinayeti sayısını 33, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise 53 olarak açıkladı. Rakamların bir önemi yok aslında. Bir kadının bile yaşam hakkının elinden alınması hepimizin canının yanması için yeter. Ne 33 ne 53. Bir kadın bile artık ölmesin. Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz!