İnsanları perişan etti şu virüs.
Ne belaymış ama!
Karşılaştığın an işin bitti.
Televizyon haberlerinde izliyoruz…
Virüsü kimin kimden kaptığı belirsiz...
Vefat eden vakadan bir başlıyor geriye doğru saymaya…
O ondan, o ötekinden, öteki berikinden…
Ahmet, Mehmet'ten; Mehmet, Hasan'dan; Hasan, Hüseyin'den; Hüseyin, Ali'den; Ali, Veli'den; Veli, Hüsam'dan; Hüsam, Hatice'den; Hatice, Ayşe'den; Ayşe, Fadime'den; Fadime, Dursun'dan; Dursun, Temel'den; Temel, Safinaz'dan kapmış virüsü.
Hele akrabalar arasında bir yayılma hızı var ki…
Virüsün, pozitif çıkan kişinin, ona gelinceye kadar yedi sülalesini elden geçirdiği ortaya çıkıyor, geriye doğru yapılan taramalarda.
İlk bulaştıranın hikayesi de Çin'e kadar uzanıyor.
Kimilerininki İtalya'ya, Amerika'ya, İran'a…
***
Ne kadar doğru bilmiyorum ama…
Anlatıyorlar.
Pozitif çıkan adama soruyorlar,
'Bugüne kadar kimlere temas ettin?' diye.
Kem küm ediyor adam.
'Ahmet'e, Mehmet'e…'
'Başka?'
'E bir haftadır da evdeyiz işte, ev halkıyla birlikteyiz.'
'Başka gittiğin geldiğin, temas ettiğin birileri var mı? Bu çok önemli…'
'E eşim var işte. Evdeyiz hep beraber. Arada bir dışarı gidip gelmişliğim var tabii benim de… Üç beş saat…'
Sonunda,
'İsterseniz, bize söylemek istemiyorsanız, hastane psikoloğumuza söyleyin arada bir kime gidip geldiğinizi,' diyor görevliler.
Özel hayat falan…
Bitti her şey.
Özel hayat değil, hayat bitti!
Televizyonda bazı bilim insanları söylüyor:
'Eve kapanmak yetmez, odaları ayırın!'
Bir tanıdığım anlatıyor.
'Bunu söylediğimizde bastonu alıp hücum ediyor dedem bize,' diyor.
'Beni kimse ayıramaz elli yıllık karımdan! Aynı yastığa baş koymak, diye bir şey var yahu!' diyormuş adamcağız.
Nasıl olacak bu işler?
Dedeninki başka bir şey tabii de…
Soyumuzu kurutacak bu virüs!
Böyle giderse, eşinizle aynı yatağı paylaşmayı bırak aynı evi paylaşmak bile pek mümkün olmayacak.
Diyelim ki dışarı çıktın biraz hava almak için.
Geri döndüğünde eşin seni eve alacak mı bakalım, virüs kapmış olabilirsin diye.
Onu sağlama bağla da öyle çık istersen dışarı.
Şimdi durumumuz iyi sayılır da…
Hani ileride, diyorum.
İleri dediysem çok da ileri değil.
Beş on güne kadar.
Onun için…
En iyisi şimdiden hiç dışarı çıkmamak…
'Evde kalın!' deniyor zaten.
Deniyor da…
Evde kalmak kolay mı?
Değil!
Zor!
Hem de nasıl zor!
Dur bakalım, daha neler olacak.
Dün bir bugün iki…
Öyle sanıyorum ki…
Sinirler yavaş yavaş gerilecek.
Ekonomik kaygılar da bir taraftan.
Ve asıl kaygılanmamız gereken de virüsten sonra ne olacak?
Geride nasıl bir yıkım bırakacak bu virüs?