Çağdaş değerlerden tamamen kopmuş bir partinin artık epeyce bilgeleşmiş (!) olan genel başkanının başlattığı 'Askıda Ekmek Uygulaması' tartışmalarını körüklemek değil amacım. Çünkü çağdaş bir sosyal devletin yapması gereken uygulamalarda 'süt dökmüş kedi' gibi duranların, ekmeği asan uygulamalarda 'kurt (!)' kesilmelerine diyecek sözüm yok…

Benim diyeceklerim 'askıya almak' deyimi üzerine… Yani 'geciktirmek, belirsiz olarak ertelemek, bir işi zamanında yapmayıp savsaklamak' işleri üzerine…

Çünkü son yıllarda ülkemizde askıya alınan uygulamalar öylesine çoğaldı ki…

NELER ALINMADI Kİ ASKIYA…?

Bir Afrika köylüsünün yaptığı tanımlamayı anımsatarak girelim söze: 'Beyaz adam bizim topraklarımıza geldiğinde onların ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız ve inciler vardı. Şimdi bizim elimizde İncil var. Beyaz Adam'ın ellerindeyse bizim topraklarımız…'

Başımızdaki iktidarın ilk geldiği günlerde onların dilinde; 'adalet, kalkınma, hürriyet, darbelere hayır, komşularla sıfır sorun…' gibi söylemler vardı. Bizim ise derdimiz; 'eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik…' idi.

Şimdi iktidarın elinde; 'saraylar, bütçeler, vakıflar, cemaatler, kararnameler ve yandaşlardan oluşan otokrat bir sistem var…' Bizimse elimizde ise; 'büyüyen eşitsizlikler, küçülen özgürlükler ile terör ve savaş…' kaldı.

Son yüzyılda tırnakla kazanılan birçok demokratik değerimiz ise kurutmalıklar gibi askıya dizildiler… Neler yok ki o askıda:

* Son günlerde askıya alınan 'Anayasa Mahkemesi Kararları' orada bir inci tanesi gibi parlıyor…

* Son ayların yakıcı sorunları olan 'Covid- 19 ve Grip Aşısı Önlemleri' askıya alınarak, yerine 'sürü bağışıklığı' getirildi…

* İlk askıya alınan 'laiklik' ise artık konuşulmaz oldu…

* O askıda kurutulan 'Laik, demokratik, bilimsel kamusal eğitim' yerine, 'dinselleştirilmiş ve özelleştirilmiş eğitim' sardı her yanımızı…

* 'TBMM'nin askıya alınan yasama ve denetleme görevleri' yüzünden o saygın kurum adeta 'sultan selamlığına' dönüştü…

* Cumhuriyet Döneminde titizlikle askıda tutulmaya çalışılan 'bağımlı ve taraflı yargı (!)' ise askıdan indirilerek başköşeye oturtuldu…

* Cumhuriyet Döneminin simgelerinden olan 'Yurtta Barış, Dünyada barış' ilkesi, yerini 'Yurtta ve dünyada savaş' uygulamasına bıraktı…

* Son günlerde kamuoyunda endişeyle tartışılan 'seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinin askıya alınması…' ya da 'gelecek seçimlerin askıya alınacağı…' sorunları ise adeta ateşle oynamaya benziyor…

Sözün özü, Türkiye halkı olarak yüzyıla yakın bir süredir uğrana emek verdiğimiz 'eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik değerlerimizdir, yani demokrasimizdir askıya alınan…'

SAVSAKLANMADAN YAPILMASI GEREKENLER…

Demokrasinin askıya alınmakta olduğu ülkemizde, demokrasiden yana olan örgütlerce/ kişilerce; 'geciktirmeden, belirsiz olarak ertelemeden, savsaklamadan' ivedilikle yapılması gerekenler konusu şöyle özetlenebilir:

  • Demokratik Parlamenter Sisteme yeniden işlev kazandırılmalıdır.

Son on yıl içinde ince taktikler sonunda uygulamaya sokularak ülkemizin başına büyük sorunlar getiren ve bizde 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' ya da 'Tek Kişi Sistemi' diye adlandırılan otokratik sisteme son verilmeli; geliştirilen demokratik sisteme yeniden işlev kazandırılmalıdır…

  • 'Demokrasi İttifakı' genişletilmeli ve geliştirilmelidir.

Otokratik tek adam sistemine karşı birlikte mücadele verecek olan 'demokrasi ittifakının yelpazesi genişletilmelidir'. Mevcut 'Millet İttifakı' bileşenleri yanında; merkez sağ ve liberal kesimlerden, sosyalist kesimlere uzanan bir birliktelik hedeflenmelidir. Bu birliktelik içinde HDP'nin ve sosyalist partilerin de yer alması mutlaka sağlanmalıdır…

Unutmayalım ki, karşımızdaki sorunla ve çözümler, 'armudun sapı, üzümün çöpü…' gibi bahanelerle savsaklanmayacak kadar önemlidir.

***

TEPEBAŞI'NDA 'TARİH KONUŞMALARI'

Tepebaşı Belediyesi ve Tarih Vakfı işbirliğinde düzenlenen 'Tarih

Konuşmaları'nın sekizincisi, 'Her İktidara Bir Tarih: Geçmiş Nasıl Uydurulur' söyleşisi ile devam etti.

Tarih bilincini artırmak amacıyla düzenlenen ve duyarlı yurttaşlardan ilgi gören Tarih Konuşmaları, küresel salgın nedeniyle artık dijital ortamda çevrimiçi olarak yapılıyor.

22 Ekim 2020 günü yapılan 'Her İktidara Bir Tarih: Geçmiş Nasıl Uydurulur' başlıklı Tarih Konuşmaları'nın moderatörü Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Yakut, konukları ise Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurşen Gürboğa ve Araştırmacı Yazar Foti Benlisoy oldu. Söyleşide tarihin siyasallaştırılması ve dünyadaki iktidarların tarihi olayları lehlerine nasıl kullandığı masaya yatırıldı.

Ülkemizde özellikle Cumhuriyet tarihimizin askıya alınmaya çalışıldığı şu günlerde, böylesi nitelikli etkinlikler umutlarımıza can suyu veriyor. Tepebaşı Belediyesi'ne, Tarih Vakfı'na ve söyleşiyi gerçekleştiren bilim insanlarımıza teşekkürler.

***

CUMHURİYETİMİZ YAŞAYACAK!

Cumhuriyetimizin 97. Yaşına erdiği günler yaşıyoruz…

Cumhuriyet değerlerimizin askıya alınmaya çalışıldığı şu günler; 'Bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyetimizi korumak ve geliştirmek için, hep birlikte 'Yaşasın Cumhuriyet' diye haykıracağımız günlerdir…'

Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, dirençle, kararlılıkla…