Sevgili okurlar;
Fatih'in İstanbul'u fethettikten sonra Türk milletine hediye ettiği bu mabet sonunda Türk milletinin dua ve gözyaşları arasında ibadete açılıyor. Ben yıllarca merhum Sadık Ahmet'in mevlidi için Gümülcine'ye Türklerin yaşadığı bölgeye gittim.
Mevlithan arkadaşlarımızla mevlitten sonra ne zaman Atina'ya uğradı isek, Müslümanlar için caminin olmadığı tek başkent Atina, buna rağmen AYASOFYA kilise değil müze idi. Dünyada en çok ve en barbar hücumu Yunan hükümeti yaptı.
Ey Yunan devleti sen başkentinde küçük de olsa Müslümanlar için bir ibadethaneye dahi tahammül edemezken Müslümanların yıllarca hasretini çektiği bu dünya mirası ibadethanenin asli görevine döndürülmesine ne oluyor da ve ne hakla kudurarak karşı çıkıyorsun. Senin bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin malı olan AYASOFYA'da ne hakkın, ne hukukun var. Yıllarca İstanbul'da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan ile özellikle öğrencilik yıllarımız çok yakın arkadaşlıklarımız oldu. Bizleri toplar rahmetli N. Fazıl Kısakürek'in konferansına götürürdü.
Bir gün çarşı iznimizde öğrenci iken Sayın Cumhurbaşkanımızın AYASOFYA minarelerine dönerek ellerini kaldırarak dua ettiğini şimdi hatırlıyorum. Bize öğrencilik yıllarımızda çok namaz kıldırdı gönül isterdi ki Yunanlıların temelli kahrolması için ilk cuma namazını Sayın Cumhurbaşkanı kıldırsın. Çünkü onun hem kıraatini hem hitabetini çok yakından bilen birisiyim. İkisini de mükemmel yapacağına güvenimiz tam özellikle Kur'an okuması hatasız ve mükemmel.
Zaten İslamiyet'te cuma namazını devlet başkanlarının veya onun vekil tayin ettiği kişilerin kıldırması esastır ve dinen de hiçbir sakıncası yoktur. Geçmiş dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanımıza bazen ulaşabiliyorduk ama hak vermemek elde değil o kadar yükü ağır ki Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak etrafımızı saran bunca iç ve dış düşmanlara karşı Yüce Allah devletimize ve devlet adamlarımıza üstün muvaffakiyetler nasip eylesin.