Sevgili okurlar;
Allah Teala nasip ederse eğer kavuşmamıza, izin verirse Pazar günü İslam aleminin iki büyük bayramından birisi olan Kurban Bayramına kavuşacağız. Kurban Bayramını kalemlerle anlatmak mümkün değil. O kadar büyük bir kutsiyete sahiptir ki hiçbir kalem onu tam anlamıyla anlatamaz. Özellikle İslam'ın 5 şartından biri olan hac ibadeti ancak Kurban Bayramı'ndan 1 gün evvel yani Arife Günü ancak Arafat denilen rahmet dağında vakfeye durmakla hac görevini yerine getirmiş olur.
Orada vakfeye yetişemeyen veya vakdefen evvel orayı terk eden bir Müslüman HACI olmuş sayılmaz. Ayrıca Kurban Bayramında kesilen kurbanı tam anlamıyla anlayabilmek mümkün değil.
Bir de Ramazan Bayramında olmayan bir tekbir vardır ki buna teşrin tekbirleri denir. İster tek kılın ister cemaatle kılın her farz namazdan sonra Kurban Bayramının son günü yani 4'üncü gün ikindi namazına kadar bu tekbirin getirilmesi gerekir. Ve 4'üncü ikindi namazının kılınmasıyla bu teşrin tekbirleri de bitmiş olur.
Bir de kurban kesecek bir Müslüman büyükbaş hayvana acaba kaç kişi ortak oluyor onu mutlaka bilmesi ve öğrenmesi gerekir. Yoksa sadece et tartarak en de kurban kestim demek caiz olmaz.
Kurbanlarımızı bağışlarken bağış yaptığımız kurumları iyi bilmemiz gerekir zira Allah korusun bu memlekette FETÖ denilen hain bile yıllarca Müslümanları kandırarak kurban bağışı almış ve aldığı bu bağışları T.C. devletine karşı suikast silahı olarak kullanmıştır.
Yine Güneydoğu'da PKK birçok yardım ve bağışı zorla toplayarak bunu Türk askerine ve Türk milletine silah ve bomba olarak kullanmıştır.
İşte tüm bunları göz önünde bulundurarak kurbanımızı Allah rızası için keserken devlete ihanete dönüştürenlere bilmeden yardım ederek günaha girmeyelim. Anne babaları unutmayalım. Konu komşu ziyaretlerini akraba ziyaretlerini de ihmal etmeyelim. Nice mutlu ve sağlıklı bayramlara.