Aslında hepimiz biliyorduk. Derdimiz silinen (-9) puan falan değildi. Son üç yıldır bir türlü yakalayamadığımız yönetimsel istikrarsızlıktı. Artık hasta yoğun bakıma girdi. Elbette Allahtan umut kesilmez diyoruz ama tıbbın da yapabileceği şeylerde bir yere kadar.
Bu tür durumlarda yapılabilecek en iyi şey teşhisi iyi koyabilmektir. Tedavi bundan sonraki aşamalar. Biz daha işin başında teşhisi koyamadık. Artık takke düştü ve kel gözüktü. Bundan sonra nasıl karlı bu işten çıkabiliriz onun üzerine yoğunlaşalım.
Sezon başı 500 bin TL vererek aman gitmesin diye geri çağırdığımız İbrahim Sisskoko'nun çizgi üzerinde gol olan topa vurması ile umutların yeşereceği yerde, geri dönen topta skor 3-1 aleyhimize döndü. İşte ligdeki durumumuzun en net ifadesi budur. Hep sırat köprüsünde olacağız. Şimdi sormak lazım İbrahim Siskokko sezon başından beri kaç maç kurtardı. Yıllık 350 bin Euro alan (2 milyon TL) Marko Milinkoviç acaba kaç liralık futbol oynuyor. Emre Güral'a 300 bin TL öderken acaba bizim çocukların yüzlerine nasıl baktınız. Onlar toz konduramadığımız Fuat Çapa'nın ısrarla takımda tuttuğu gözde adamları, diğerleri ise üvey evlat olduğu için mi? İki dönem önceki yönetimle beraber ücretlerini belirleyip, transfer tahtası açılmadan sözleşme imzalanan, peşinatları verilen, ama oynatılamayan oyuncular bunlar değil miydi? Sonra biz neden düşüyoruz? Teşhisi doğru koyamadınız da ondan düşüyorsunuz.
Artık suçu başka yerde değil, biraz da kendinizde arayın.
Zamanı geri alamadığımıza göre, sonucu kabullenip, gereken tedaviye başlamak gerekiyor. Bunun için iki yolumuz var. Ya tüm borçları kapatıp borçsuz lige asılmak, ya da hiç vakit kaybetmeden mali yükü ağır oyuncularla alacaklarına karşılık borservislerini vererek, onlardan doğacak borç yükünden kurtulup, alt ligin hazırlıklarına başlamak. Hangisi aklınıza mantıklı geliyorsa onu da uygulamak. Fakat bu gelecek planlamasını yaparken yepyeni, yıpranmamış, camiayı birleştirecek ve güven veren isimlerle yapılmalıdır.
'Çıkmayan candan umut kesilmez, 3 puanlı sistemde her şey olur' masallarına sakın kapılmayın. Bu mucizeyi gerçekleştirebilecek ne bir yönetim, ne de teknik heyet var. Ya da aralarında uyumsuz bir birliktelik var.
Buradan ben Başkan Osman Taş' a sesleniyorum. Herkes için ikinci bir şans verilmesinden yanayım. Çünkü daha öncekilerin hepsi bu şanslarını kullandılar. Hatta bazıları daha fazla kullandı. Olmuyorsa olmuyordur. Uzatmanın anlamı yok! Bu yangını söndürecek gibi durmuyorsun. Boşuna ısrarcı olmanın, hem kendini, hem de camiayı yıpratmanın gereği de yok. Ben herkesin yolu açık olsun diyorum.