'Hık demiş burnundan düşmüş.' benzeri, jest ve mimiklerle de desteklenen hayret nidalarımız vardır.
'İnsan insana benzer.' deriz.
Genellikle birini, başka birine benzettiğimizde kullanırız. Popüler birine, bir yakışıklıya ya da bir güzele benzetilmek hoşa gider de; hiç tanımadığın birine benzetilmek hoş bir durum değildir.
Genellikle, mahcubiyetle ve 'pardon'la sonuçlanan sosyal bir hatadır.
Bu gibi durumlarda emin olmadan uygunsuz iletişim yollarını kullanmak da doğru değildir. Aksi halde benzetmek, yerini bir güzel benzetilmeye (!) de bırakabilir.
Anılarımda, arkadaşıma benzeyen birinin sırtına yerleştirdiğim yumruğun, birkaç misliyle çeneme dönüşü halen sıcaklığını koruyor da, ondan biliyorum.
Demem o ki;
Benzetmek sakıncalı, benzetilmek rahatsız edicidir!

***

Hacca giden bir arkadaş, kutsal topraklarda namaz kılarken ihram içinde çekilmiş bir fotoğrafı paylaşmış; ilginç tarafı, fotoğrafta beni de etiketlemişti.
Dikkatle bakınca namaz kılanlardan birinin bana aşırı derecede benzediğini fark etmiştim. Ben de hiç bozuntuya vermeden, esprili bir şekilde;
'Erenlerin sağı solu belli olmaz. Kuş misali; sabah Kudüs'te, öğle Mekke'de, ikindi Medine'de, akşam Sultanahmet'te, yatsı Reşadiye'de. Kim bilebilir?' diye yazmıştım.
Epeyi 'Hayırlı Olsun!' telefonu ve mesajı aldığımı hatırlıyorum.

***

Bu günlerde, böyle bir benzetilme karmaşasını CHP'nin çiçeği burnunda İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu yaşıyor.
Sosyal medyaya konan; yüzü kapalı, yerden taş alan bir eylemci fotoğrafının Canan Kaftancıoğlu'na ait olduğu iddia ediliyor.
Kaftancıoğlu, bu fotoğrafın kendisine ait olmadığını söylüyor.
Gezinin hararetli günlerinde, kendi gibi doktor olan eşinin, sosyal medyada gezen binlerce resim arasında denk gelen, eşine çok benzettiği bu fotoğrafı, şaka yapmak için paylaştığını ve 'Buldum seni!' diye takıldığını söylüyor.
İşte o şaka, şimdi başka bir mecraya çekilmeye çalışılıyor.
Fotoğraf yıllarca durduğu yerde durmuş, kimse ilgilenmemiş, il başkanı seçilince birden fark edilmiş! İlginç!
Muhalefete karşı durumdan vazife çıkarmaya alışkın savcılardan biri, Kaftancıoğlu hakkında seçildiğinin ertesi günü, 'PKK ve DHKP-C propagandası', 'Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve kurumlarını aşağılamak', 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçlarından soruşturma başlatmış bile.
Kaftancıoğlu'nun sosyal medya paylaşımlarıyla, başı daha çok ağrıyacak anlaşılan!

***

Bu yazı, bir Canan Kaftancıoğlu savunması değil; CHP'nin başarılı olamama nedenlerinden birinin tespitidir.
Savcıları anladık; hakaret kervanına katılan AKP trollerini de, saha kenarı destekçilerini de anladık.
Demokrasinin kendi tekelinde olduğunu sanan CHP'lileri anlamakta zorluk çekiyor insan. Delegelerin çoğunun oyunu alarak il başkanı seçilen Kaftancıoğlu'nu benzetme (!) yarışına girildi adeta.
İnsan neyi savunuyorsa onun içinde yer alır. Kaftancıoğlu da, yıllardır CHP'de aktif görevlerde bulunduğuna göre… Bir şey demeye gerek var mı?
CHP bahçesinde sol renkli çiçekler olmadı mı hiç; ya da bundan sonra olmayacak mı?
Partinin genel başkanı sağdan, AKP'den, Saadet'ten oy devşirmeye çalışırken…
Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verebilen CHP'linin, Canan Kaftancıoğlu'nu kabullenememesi ilginç geldi bana!

***

Bu durumdan mutlu olan 'bir kişi' var galiba. Sabahları aynanın karşısına geçip tatlı bir tebessümle soruyordur mutlaka:
'Ayna ayna, söyle bana; 2019 için benden güçlü aday var mı?'
Yok kardeşim!
Bu muhalefet anlayışıyla herkes birbirinin paçasına yapışırken, olamaz da!