Biraz da siyaset, diyecek olursak ki ara sıra da olsa bunu demek lazım…
Değilse nerede kalır bizim köşe yazarlığımız!
Sonra, sanat manat!
İpleyen mi var?
Üstat; beğenisini ifade etmek, yazı karşısında beni biraz olsun cesaretlendirmek için;
'Çok duygusal yazılar yazıyorsun,' demişti.
Demek ki üstat da pek farkında değildi, insanların durup ince şeyleri anlamaya vaktinin olmadığının.
Gülten Akın farkındaydı ama bunun.
'Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya' diyen oydu.
Onun için…
Onun için, ara sıra da olsa güncel siyaset üzerine de kalem oynatarak ateşi körüklemekte fayda var.
İnsan merak ediyor yine de, yüz yıl sonra da değil, üç beş yıl sonra da okunma şansı var mı acaba, her gün, gazetelerin köşelerinde güncel siyaset üzerine yazılan onca yazının?
Hiç sanmıyorum.
Yine de biz yazıyı, yüz yıl sonrayı nişan alarak yazalım.
Bizimki sadece bir hayal olsa da üstelik…
Sorun değil; güzel, kalıcı yazılar yazmayı başarabilirsem, kimse okumasa bile açıp kendim okurum, doksanıncı yaşımda.
***
Madem, biraz da siyaset, dedik…
Soralım, demokrasi var mı memlekette?
Olduğu kadar.
Ziyanı yok.
Ona da şükür.
Çok partili sistem de var…
O zaman yeni siyasi partilerin kurulması da normal…
Olması gereken de bu.
Fakat işte…
Yeni kurulan partiler uzun yıllardır iktidarda olan partinin içinden çıkınca…
Hele ki kurulan partilerden birinin kurucusu iktidardaki partinin yakın zamandaki başbakanı da olunca…
Ve başbakanlık yaptığı dönemdeki ülke yönetimini de yerden yere vurunca…
Güler misin ağlar mısın?
'Ne yani şimdi, o zaman iyi yönetemedim, şimdi daha iyi yöneteceğim mi diyorsun,' diye…
'Siz beni bir de şimdi görün mü demek istiyorsun,' diye sormak geliyor insanın içinden.
***
Bektaşi'nin aleyhinde,
'Bu Bektaşi'de din iman yoktur. Ne oruç tutar ne vakit namazı kılar ne cuma namazı… Caminin yolunu bile bilmez!' diye, atıp tutuyormuş insanlar.
Bu dedikodulara içerleyen Bektaşi, ilk fırsatta caminin yolunu tutmuş.
Herkesten önce camiye gelip ön sırada safa durmuş. Başlamış namaza.
O sırada camiye gelenler,
'Yahu boş yere günahını aldık adamın, bak ne güzel namaz kılıyor,' demişler.
Bunu duyan Bektaşi,
'Hele siz bir de beni abdestli namaz kılarken görseniz!' demiş.
***
Yıllardır iktidar olan siyasi partide başbakanlık, bakanlık yapmış bu kişiler partilerinden uzaklaştırılınca yeni parti kurarak bize bir de abdestli namaz kılışlarını göstermek istiyorlar sanırım.
Olur!
Neden olmasın.
Bizimki gibi ülkelerde her şey olur, olmayacak bir şey yoktur.
***
Ama yine de kurulan her partiyi, demokrasi için, yürekten desteklemekte fayda var.