'Bir gece ansızın gelen emirle' TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sistemi kaldırıldı. Aslında yazılı sınavlardan birinin merkezi sistemle yapılması esasına dayanan TEOG 'bazı eksik yönleri düzenlenerek' geliştirilebilirdi.
'Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi' ile en yakın okula gidecekleri iddiası ile 'havalandırılan' öğrenciler önce okulların nitelikli ve niteliksiz olarak ikiye ayrılması ile şaşırdılar. Daha sonra 'nitelikli okullara' merkezi sınav ile girilebileceğinin açıklanması ile herkes gergin bir bekleyiş içine girdi.

VE SINAV YAPILDI...
Tüm 8. sınıf öğrencilerinin merakla bekledikleri sınav geçen cumartesi günü yapıldı. Sınav sonucuna göre; 1367 'nitelikli okula' toplam 126 bin 510 öğrenci yerleştirilecek.
Sınava çok az öğrencinin girmek için başvuracağını iddia eden MEB daha ilk varsayımında yanıldı. 1milyon 200 bin öğrenciden yaklaşık 1 milyonu sınava girmek için başvurdu. Yaklaşık 200 bin öğrenci daha ilk aşamada kendiliğinden sistemin dışına itilerek adeta kaderlerine terk edildi.
Velilerin büyük bir çoğunluğu çocuklarını Anadolu lisesi ve fen liselerine göndermek istiyor. Nitelikli okullar arasında sayılan imam hatip ve meslek liselerini çıkardığımızda Anadolu liseleri 34 bin 530, fen liseleri 34 bin 500, sosyal bilimler liseleri ise 9 bin 450 kontenjana sahip.
Asıl yarış (!) bu kontenjanlar için yapılacak. Öğrenci sayısı ise bu kontenjanların tam 12 katı.

SÖZEL GÜLDÜRDÜ SAYISAL AĞLATTI…
Biz eğitimciler sınava başvuranların sayısına ve kontenjanlara baktığımızda çocuklarımızın nasıl bir 'sınav felaketi' ile karşılaşacağını çoktan anlamıştık. Ve korkulan oldu.
Öğrenciler, sözel soruların yer aldığı sabahki ilk oturumdan 'çok kolaydı' diyerek çıktılar ama Fen ve Matematik sorularının yer aldığı ikinci oturumu zor bitirdiler, sınavdan ağlayarak çıktılar.
Fen soruları çok uzun zaman ayırmayı gerektiren zorlayıcı sorulardı. Matematik soruları için 'çok zordu' sözcüğü bile hafif kaldı.
Sayısal bölüm soruları çok zor olmaları bir yana; çok işlem gerektiren ve ayrıca yoruma dayalı sorulardı. Bu yüzden öğrenciler aşırı zorlanırken sınav süresi yetersiz kaldı...

NEDEN BU İŞKENCE?
Sınavlarda soruların zorluk derecelerinin dağılımı ile ilgili bilimsel ilkeler bellidir. Ancak görünen o ki; MEB bu sınavda sadece öğrencileri elemeyi hedeflemiş ve aynı puanda yığılmayı önlemek için sayısal testleri aşırı zorlaştırmış.
Bu çocukların büyük bir çoğunluğu henüz 14 yaşında ve ergenlik dediğimiz geçiş dönemlerini yaşıyorlar. Gençler bu dönemde kendilerini ve duygularını kontrol etmekte çok zorlanırlar. Yaşlarının gereği oluşan doğal değişimler, özellikle sınavlarda, derslerde dikkatlerini toplamada zorluk çekmelerine neden olur.
Bilimsel ve pedagojik tüm kuralların çiğnendiği bu sınav, bu yaş grubu çocuklarımıza çok büyük sorumluklar yüklemiş ve çok ağır gelmiştir.

TÜM MİLLETVEKİLİ ADAYLARINA AÇIK ÇAĞRI...
Ortaokullardan liselere geçişi sınavsız gerçekleştirmek mümkündür. Bunun için öncelikle okullarımız arasında eğitimin niteliklerini belirleyen 'çok yönlü farklılıkları' gidermek için uğraşmalıyız.
Sınavı kazanamadığı takdirde 'niteliksiz bir okula' gideceği, istemediği halde imam hatip veya meslek liselerine 'zorunlu' gönderileceği kaygısı çocuklarımızda büyük travmalara yol açmaktadır.
Yeni sistem, toplumsal ayrışmalara, sınıfsal çatışmalara yol açacak olumsuzluklar içeriyor, çocukların geleceğe umutla bakmasını engelliyor, hayallerini yok ediyor.
Ülkemizin geleceği çocuklarımızı biraz düşünüyorsak parti farkı gözetmeksizin tüm siyasilerin bu konuda 'liyakat sahibi eğitimciler ile birlikte' ortak çözüm yolu bulmaları gerekiyor.
Bu sistemin asıl amacı imam hatiplere giden öğrenci sayısını artırmak ise, şunu herkes bilsin ki; bu sistem dindar bir nesil yaratır mı bilemem ama devletine, topluma kırgın, mutsuz ve kindar bir nesil oluşturacağını şimdiden üzülerek söyleyebilirim.
Lütfen bu konuyu siyasi ihtiraslarınızın dışında, partiler üstü bir konu olarak ele alın ve 'çocukları ağlatmayın...'